Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Avrasya güvenliği ile alakalı Rusya ve Belarus arasında bir toplantı yaptık. Bu konferansa NATO ve AB üyesi ülkeler de davet edildi. Bu hiç kimseye karşı bir şey değil. Bu NATO'ya karşı da bir şey değil. NATO'nun en büyük düşmanı, NATO'nun kendisi. Bunu da baskın gelebilmek için kullanıyorlar" diye konuştu.
Lavrov: “Avrasya’nın Potansiyelini Ortaya Çıkarmak Gerekiyor”
Avrasya'nın kendisine ait bir çatı örgütü bulunmadığını vurgulayan Lavrov, bütün kıtaların kendilerine ait kıtasal çatı örgütleri olmasına dikkat çekti. Kıtasal çatı örgütün bir tek Avrasya'da olmadığını sözlerine ekleyen Lavrov, “Bu potansiyeli açığa çıkarmak gerekiyor. Avrasya güvenliği ile alakalı Rusya ve Belarus arasında bir toplantı yaptık. Bu konferansa NATO ve AB üyesi ülkeler de davet edildi. Bu hiç kimseye karşı bir şey değil. Bu NATO'ya karşı da bir şey değil. NATO'nun en büyük düşmanı, NATO'nun kendisi. Bunu da baskın gelebilmek için kullanıyorlar. Avrupa'da kendi kendilerine kalacaklarına yönelik bir korku var. Daha önce defalarca başarısız oldukları şekilde devam etmek istiyorlarsa edebilirler. Avrasya'nın meseleleri bu kıta üzerindeki ülkeler tarafından çözülmelidir. Birisinin bölgesine geldiğiniz zaman bölgeye mütecaviz davranamazsın. Kurallarınızı onlara dikte edemezsiniz. Bu küresel rolünüze takıntılı olmanızdan kaynaklanan bir şey" şeklinde konuştu.
“Savaş Büyük Yıkım Getirir”
Lavrov, birçok ülkenin ABD ile müzakere etmek istediğini bildirerek, “Barışçıl yoldan her iki taraf da isteklerini aldıysa bir sıkıntı yok. Herkes için en önemli konu sistemin işler olması. ABD ve Rusya'nın iyi ilişkilerinde, Çin ile ilişkilerinin iyi olmasında bir beis görmüyorum. Herhangi bir şart öne süremeden konuşulabilir. Çin ve ABD arasında doktrinler açısından birçok farklılık var. Çin, ABD ile bir rekabet halinde dünya ekonomisi açısından. Kim daha fazla etki sahibi olacak. Asya'da kim daha etki sahibi olacak. Çin ve ABD sürekli farklı şeyler açıklıyor, birbirlerine iyi davranmıyorlar. Tayvan konusunda tek Çin politikası uygulanıyor. ABD'den bazı tehditler savuruyorlar. Savaş olursa çok büyük bir yıkıma neden olur. Böyle tehditlere rağmen alttan görüşmeleri devam ediyor" diye konuştu.
“ABD’nin Bu Kadar Müdahil Olması Rezillik”
ABD ile iş birliğine hiçbir zaman hayır demediklerini bildiren Lavrov, ABD’nin dünya işlerine bu kadar karışmasını rezillik olarak tanımladı. Biden ve Trump’ın açıklamalarına göndermede bulunan Lavrov, şöyle devam etti:
“Biden yönetimi Rusya'nın bir ceza alması gerektiğini söyledi. Bu aptallık. Trump dedi ki, 'Normale dönelim, bu saçma sapan duruşu ortadan kaldıralım' dedi. ABD'nin dünya işlerine bu kadar karışması rezillik. Koşulların normalleştirilmesi öncelikle. Obama yönetimi diplomatlarımızı sınır dışı etmeye başlamıştı. Biden yönetimi Rusya'nın varlıklarına el koydu. Şimdi bunları ne yapacaklarını düşünüyorlar. Çaldıkları paranın ana parasına dokunmamaları lazım. Bunun faizini yiyorlar. Yeni sömürgeci düşünce bu insanların zihninden hiç çıkmadı."
“Algı Oluşturuluyor”
Ukrayna lideri Zelenski ile ilgili eleştiriler yapan Lavrov, Trump’ın batılı liderler arasında bu konuyu defalarca dile getiren tek lider olduğunu söyledi. Ukrayna’nın ateşkes istediğini ama Rusya’nın istemediğine dair algı oluşturulduğunu bildiren Lavrov, “Temel konu NATO ve toprak meselesi. Amerikalılar tarafından dile getirildikten hemen sonra Zelenski, 'Silah gönderin' dedi. 'Barış koruma unsurları gelsin' dendiğinde 'Biz savaşmaya devam edeceğiz' dedi. Karşılıklı yapılan açıklamalar şizofrenik yapıyı ortaya koyuyor. Biz toprak derdinde değil, insan ve halkların derdindeyiz. Ukrayna'da Rus dili, Rusça kitaplar yasaklandı. Son dönemlerde Rus ve Rusça her şeyi aforoz etmeye başladı. İsrail Arapçayı hiçbir zaman yasaklamadı. Ukrayna bu noktada tek ülke. Hem çok uluslu bir yapı ve çok etnik bir dili yasakladı. Zelenski ve ekibi sizin isteğiniz ülkeyi kuranlarını dilini yasaklamak, değeriniz Nazilerle iş birliği yapmak. Odesa'da bir heykel yıkıldı, o heykel Nazi'ye karşı savaşan birinin heykeli" dedi.
