Sizce Türkler hangi kara parçasına ayak basmayı unutmuş olabilir? Gelin bunu birlikte bulalım…!
Dünyada Türklerin Ayak Basmadığı Bir Kara Parçası Var Mıdır?
Dünya haritasına bir bakalım. Kıtalar, adalar, buzullar…
Neresi olursa olsun, sanki her köşede bir Türk izi var gibi değil mi? Bunu nasıl mı anlıyoruz? Hadi gelin, bu konuyu biraz derinleştirelim.
Tarihsel Ayak İzleri: Türklerin Dünyayı Gezme Sanatı
Türkler için “yerleşik hayata geçiş” dediğimiz şey, aslında sadece bir başlangıçtır. Göçebe ruhumuzdan gelen bir alışkanlık mıdır bilinmez, ama bir yere gitmeye görsün Türk milleti; Orayı bir şekilde “Türkleştirir.” Avrupa’da dönerin yükselişi, Asya’da kebapçı zincirleri, Avustralya’da bile "Türk usulü pide" restoranlarının açılması…
Türklerin dünya üzerindeki etkisinin gastronomiyle sınırlı olmadığını hepimiz biliyoruz.
Tarih boyunca İpek Yolu'ndan Viking sahillerine, Balkanlardan Hindistan’a kadar ayak basmadığımız yer kalmamış. Öyle ki, Orta Asya'dan çıkıp buralara kadar gelirken yanımıza biraz da keşkek almayı ihmal etmemişiz. Şimdi bir düşünün: Bu kadar gezmiş bir milletin gerçekten ayak basmadığı bir yer olabilir mi?
Antarktika’ya Bile Gittik!
Bazıları der ki, “Antarktika’da Türk yoktur.” Oysa bilmezler ki, 1960’lardan bu yana bilimsel araştırmalar için oraya Türk ekipleri de gitmiş. Hatta şu an Antarktika’da bir Türk üssü kurma planları var. Belki de penguenlerin arasında “Abi bu kar biraz sulu, kuru kar olsa kızak yapardık” diyen bir bilim insanımız çoktan bulunuyor.
Çöllerde Bile İzi Olan Millet
Türk’ün kumla olan macerası da ayrı bir hikâye. Afrika’nın derin çöllerine kadar Türk şirketleri gitmiş, yollar yapmış, köprüler inşa etmiş. Belki kervanlara bile bir ara çay molası vermeyi teklif etmişizdir. Arap Yarımadası’ndan Sahra Çölü’ne kadar, çöl dediğiniz yer bile Türk’ün enerjisini tüketememiştir.
Dağlar, Adalar ve Daha Fazlası
Dağlar mı dediniz? Everest’e Türk dağcılar çıkmış, orada bayrağımızı dalgalandırmış. Pasifik Okyanusu’ndaki adalarda Türk rüzgarı esmiş. Fiji’de bile “Buraya bir Türk kahvesi açsak iş yapar mı?” diye düşünen girişimcilerimiz var.
Kuzey Kutbu ve Mars’a Giden Yol
“Kuzey Kutbu’nda Türk olur mu?” diye düşünmeyin. Buzun ortasında “Hadi biraz sucuklu tost yapalım” diyen bir Türk’le karşılaşmanız işten bile değil. Mars’a da henüz insanlık ayak basmadı, ama basar basmaz oraya ilk dönercinin tabelasını biz dikeriz, bu kesin. Hatta belki şimdiden “Mars Börekçisi” ismi için marka başvurusunda bulunan bir hemşehrimiz vardır.
Peki, Bu Ne Anlama Geliyor?
Türklerin ayak basmadığı yer bulmak neden bu kadar zor? Çünkü Türkler sadece seyahat etmiyor, gittikleri yerle bağ kuruyor. Bir Türk bir yere gider ve orayı mutlaka biraz “bizim” yapar. Bazen bir baklava, bazen bir kebap, bazen de sadece bir gülümsemeyle…
Bütün bunlar, aslında Türklerin dünyayla kurduğu samimi ilişkinin bir parçası. Birbirimizi tanımadan bile bir Türk’le karşılaştığımızda o sıcaklık hissini hepimiz biliriz. O yüzden, dünyada Türklerin adım atmadığı bir kara parçası var mı? Belki vardır, ama o da fazla uzun süre öyle kalmayacaktır.
Haydi, Biraz Düşünelim
Şimdi size soruyorum: Sizce Türklerin adım atmadığı bir kara parçası kalmış mıdır? Eğer bulursanız, lütfen söyleyin, çünkü muhtemelen birkaç hafta içinde oraya bir simit fırını açmayı planlayan biri çoktan yola çıkmıştır!