Düşünmek insanoğlunun doğasında var ama neden ise ya pek bilinmiyor ya da bilenlerin bazılarının da işine gelmiyor.

 

Bir insanın kaç boyutu vardır hiç düşündük mü?

 

Konuşurken, kişinin insan boyutundan, sosyal boyutundan konuşuruz da, iş düşünmeye gelince görmezlikten gelir "es geçeriz".

 

Örnek kendimizi alalım.

 

Yalın halde kişi Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma, her ne isek odur. Bir de bunun başka bir yüzü vardır. O da, mesleği, işi, sosyal siyasal durumu gibi tanımlanan durumları vardır.

 

Kişi olarak ele alırsak Ahmet bilmem kimin, kişisel olarak bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluk kişinin kendisi, ailesi ve yakın çevresi ile sınırlı ve sorumludur.

 

Bir de kişinin üstlediği görev ve roller gereği sorumluluğu vardır. Bu da sosyal bir sorumluluktur.

 

Kişisel sorumluluk da başarı da, ceza da, ortaya çıkan sorunda kişi ya da yakın çevresince üstlenilir ya da çözümlenir. Onun dışında hiç kimseyi ilgilendirmez ve etki alanı sınırlıdır.

 

Sosyal sorumluluk denilen boyut ise, kişinin kendisi ve ailesi gibi yakın çevresi olmayan; yönetsel, sosyal, siyasal ve diğer boyutlarda paylaşılan sorumlukların olumlu ya da olumsuz, başarı ya da başarısızlıkları kapsar.

 

İyi Parti Genel Başkanı Meral Şener, geçen günler kendini bir polemiğin içinde buldu. Olay her ne kadar Ekrem İmamoğlu sebepli bir çıkıştan kaynaklansada, deyim yerinde ise, iktidarın küçük -büyük ortakları neredeyse taşladılar.

 

O da çok sert gereken yanıtları verdi.

 

Yönetim, siyaset ve diğer sosyal süreçler bodoslamasına yapılacak işler ve eylemler değildir. Bir sebebi ve sonucu olduğundan, bir başlangıcı da vardır ama sonuçları uzun yıllar alabilir.

 

Ekrem İmamoğlu, "Emekçi Kadınlar Gününde" Ülke siyasetinde etkin ya da Ak Parti Genel Başkanı, Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan adında da "kadınlar hatıra ormanı"nın da bir ağaç dikmiş.

 

Ve kabuk herkesin başına bundan sonra başlıyor.

 

Siyaset köşeli bir iş ya da süreç değil. Eğimleri, bükümleri ve vücut çalımları da var. Örnek Cumhurbaşkanı da dahil Ak parti yetkilileri "terörist" dedikleriyle yan yana olmadılar mı. Hem de televizyonlar önünde.

 

Tamam HDP Eş Başkanı Pervin Buldan da kendi meşrepleri doğrultusunda görüşüp, konuşmuş. Buradan başlayıp, Ekrem İmamoğlu'na da çıkıp, Meral Akşener gibi bir çok siyasiyi topa tutmanın hiçbir mantıklı gerekçesi olamaz.

 

Bugün "tu kaka" yapılan, hain, işbirlikçi, adı anılırken kutsiyetin yanında resmi saygı sözcüğü "Sayın"ın eksik edilmediği Amerika'da zat ile kimin neler yaptığını bilmeyen toktur.

 

O yüzden, "İlk taşı atacakların", elleri ve mazileri pek temiz olması gerekecek. Böyle olmadık yerde, ülke gündemini uğraştıracak konuların vakti çoktan geçti. “Mart ayazı”nın torbada olduğu günlerdeyiz. O yüzden, şimdi bir şekilde birlik ve aklı başında sözler söyleme vakti.

 

Söylenmiyor ise de, yeter artık, iki kaval namesine mest olup güdülen koyun sürülüğünün kimsenin bir işine yaradığı da yoktur.

 

Meral Akşener, önce bir kadın, sonra bir ana, eş ve binlerce oy almış bir partinin de Genel Başkanıdır.

 

Meral Hanımı hedefe koyup attığınız taşlar, bir gün sizi şeytan yerine koyabilir. Siyasette halk bazen sazanlığa yatar ama, iş oltaya takılmaya gelince oltayı da, ipini de, yemini de alır başınıza çarpar.

 

İyi Partili Meral Akşener ve HDP'li Pervin Buldan'a yapılan, söylenen her şeyin altından MİLLET İTTİFAKI’nı bozmanın amaçlandığını aklı başında bilmeyen, görmeyen kişi yok gibidir. RP'liler de dahil.

 

Bu Toplum kadını “Ana tanrıça”dan tutun da "hatun", sultan" gibi bir çok yerde baş tacı yapmıştır.

 

Meral Akşener, bazı siyasiler için hedef tahtasına oturtulabilir ama, unutmasınlar ki bu toplum, "Ana gibi yar, Bağdat gibi diyar bulunmaz" diyerek, Maral gibi bir anayı, baş tacı yapı verir gider.

 

Ardından “baka kalamazsınız bile!”