Assan Alüminyum San. ve Tic. A.Ş. tarafından, Oymapınar’a yapılmak istenen GES projesi ve elektrik depolama binasıyla ilgili Halkın Bilgilendirilmesi ve Sürece Katılımı Toplantısı 8 Nisan günü gerçekleştirildi. Daha öncede yüzer GES projesi ile gündeme gelen Manavgat ve Antalya halkının karşı çıktığı Oymapınar defalarca milletvekilleri tarafından TBMM’ye taşınmıştı. Oymapınar’ın Antalya’nın en önemli su kaynaklarından olduğunu ifade eden bölge halkı projenin iptalini isterken, gerekli mücadeleyi de vereceklerini belirtti. Aynı zamanda GES yapılmak istenen 90 dönüm civarı arazinin büyük çoğunluğunu tapulu olduğu ifade edilmişti. Halkın tapulu arazisine yapılmak istenen ve bölge halkınca su kaynaklarını tehlikeye atacak projenin ÇED raporunu Çınar Mühendislik Müşavirlik A.Ş. isimli şirketin hazırlandığı görüldü. Toplantı 8 Nisan günü saat 12.00’de Irmak Garden Restaurant-Otel’de yapıldı.
Halktan ve Siyasilerden Ortak Tepki
GES projesine karşı bölge halkından, siyasilerden ve meslek odalarından büyük tepki gelirken gerçekleşen ÇED halkı bilgilendirme toplantısı geniş katılımla yapıldı. Toplantıya CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Manavgat Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara, CHP Antalya Milletvekilleri Aliye Coşar, Aykut Kaya, Sururi Çorabatır ve Cavit Arı, Oymapınar Mahalle Muhtarı Selçuk Şahin, CHP Manavgat İlçe Başkanı Oykun Başar, eski Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, yakın mahallelerin muhtarları, STK temsilcileri, dernekler ve bölge halkı katıldı. Firmanın yaptığı proje sunumunu reddeden bölge halkı tepkilerini sert şekilde dile getirirken, tüm yolların tükenmesi ve projenin iptal edilmemesi halinde konuyu yargıya taşıyacaklarını ifade etti. Siyasiler, bölge halkının görüşünü desteklediklerini ve halkın yanında olacaklarının altını çizerken yaptıkları konuşmalar ile projenin hem Manavgat’ın geleceğine hem de ilerleyen yıllarda Antalya’nın kullanabileceği suyun kirlenmesi kaygısı taşıdıklarını ifade etti.
"Geri Dönülemez Kayıplar Olabilir"
Çevre Mühendisleri Odası Antalya Şubesi’nin, projeyle ilgili yayınladığı teknik değerlendirmede, çevresel ve sosyal kaygı taşındığı ifade edildi. ÇMO Antalya Şubesi’nce yapılan açıklamada Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının öneminin farkında olmakla birlikte, bu tür projelerin hayata geçirilmesinde doğal varlıkların korunması, tarım alanlarının sürdürülebilirliği, halkın katılımı ve bölge hassasiyetlerinin ön planda tutulması gerektiğine inanıyoruz. Sunulan ÇED başvuru dosyasını incelediğimizde ve Manavgat bölgesinin eşsiz ekolojik, sosyal ve ekonomik değerlerini göz önünde bulundurduğumuzda, projenin yaratabileceği potansiyel olumsuz etkiler bizleri derinden endişelendirmektedir. Manavgat'ın doğal ve kültürel mirasının korunması, sürdürülebilir bir gelecek inşa edilmesi ve halkımızın refahı için bu projenin yukarıda belirttiğimiz ciddi endişeler doğrultusunda yeniden değerlendirilmesini talep ediyoruz. ÇED sürecinin şeffaf, katılımcı ve bilimsel verilere dayalı bir şekilde yürütülmesi, halkın, meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinin dikkate alınması hayati önem taşımaktadır. Aksi takdirde, kısa vadeli enerji üretimi hedefi uğruna uzun vadeli ve geri döndürülemez çevresel, sosyal ve ekonomik kayıplarla karşı karşıya kalabiliriz” denildi.
"Birçok Tehlikeli Unsur Var"
Açıklamanın devamında, verimli tarım arazilerinin kaybedilmesi, tehlikeli kimyasal kullanım riski, elektrik depolama tesisinin riskleri, kümülatif etkilerin değerlendirilmemesi, bölgenin eşsiz değerlerinin tehdidi ve mikro klima üzerindeki potansiyel etkiler konularında kaygılarını ifade etti. Yapılan açıklamada, “Proje alanının %85'inin tarım arazisi olması, bölgedeki tarımsal üretimi ve kırsal kalkınmayı olumsuz etkileyecektir. 2021 yangınları sonrası yeniden canlandırılması gereken bu değerli toprakların tarım dışı kullanıma açılması kabul edilemez. GES panellerinin temizliğinde kimyasal kullanımı planlanması, başta Manavgat Çayı, Manavgat Şelalesi, Titreyengöl ve Akdeniz ekosistemi olmak üzere su kaynakları ve biyoçeşitlilik için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Kullanılacak kimyasalın potansiyel zararları ve kaza senaryolarına ilişkin detaylı analizlerin yapılmamış olması büyük bir eksikliktir. Batarya teknolojisine dayalı elektrik depolama tesisinin yangın, patlama ve kimyasal sızıntı gibi riskleri bulunmaktadır. Bu risklerin tarım alanlarına, Manavgat Ovası'na ve Akdeniz havzasına etkilerine dair hiçbir risk senaryosu sunulmamıştır. ÇED dosyasında projenin bölgedeki diğer faaliyetlerle birlikte yaratacağı kümülatif çevresel ve sosyal etkiler değerlendirilmemiştir. Bölgenin ekolojik kırılganlığı ve turizm-tarım sektörleri üzerindeki toplam baskı göz ardı edilmektedir. Proje alanı, koruma altındaki doğal güzelliklere ve hassas ekosistemlere yakın konumdadır. Bu durum, bölgenin turizm potansiyelini ve yerel halkın geçim kaynaklarını olumsuz etkileme riski taşımaktadır. Geniş bir alana yayılan GES'in yerel iklim üzerinde yaratabileceği değişiklikler (albedo, hava akımları, nem rejimi) detaylı olarak incelenmeli ve bu değişikliklerin bölgeye özgü canlılar üzerindeki etkileri değerlendirilmelidir” denildi.
"Projeyi Reddediyoruz"
Oymapınar Mahalle Muhtarı Selçuk Şahin, “Bize projeyi anlattılar. Bizde projeye karşı çıktığımızı bildirdik. Hem vekillerimiz hem de yöre halkından konuşan vatandaşımız, topyekün şekilde projeyi kabul etmediğimizi, reddettiğimizi söyledik. Bütün halk, ‘Burası bizim içme suyumuzdur, yöremizin suyunun kirlenmesini istemiyoruz’ dedi. Şu an durumun yargıya taşınması gibi bir durum yok. Sürecin tamamlanmasını bekliyoruz. Belki de proje iptal edilecek. Avukatlarımız konuyla ilgileniyorlar. Karşı taraf lehine gelişen durum olursa projenin iptali için dava açılacak. 4 vekilimiz, belediye başkanımız konuştu. Belediye başkanımız, özellikle konunun altını çizerek, ‘Bu projeye müsaade etmeyeceğiz’ dedi. Biz bu projeyi istemiyoruz” diye konuştu.