Yıllardır Antalya’nın dünyaca ünlü falezlerinde süren işgale karşın Antalya kamuoyunun baskısına dayanamayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olaya el atmıştı. Falezlerdeki işgallerin kaldırılacağının duyulmasının ardından gözler Konyaaltı Sahili’nde bulunan kaçak plaj işletmelerine çevrildi. Yıllardır yaz aylarında halk plajının adeta işgal edilmesine tepkiler her geçen gün artarken, bakanlığın falez işgali için attığı adımın aynısını Konyaaltı Sahili için de atması bekleniyor. Falezler kadar Konyaaltı Sahili’nin de işgale uğradığını belirten ŞPO Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, “Antalya’nın dünya çapında ünlü sahil bantları olan Falezler, Konyaaltı ve Lara sahilleri, doğal ve kültürel mirasımızın en önemli parçalarından biridir. Bu alanlar, jeolojik özellikleri, doğal güzellikleri ve halkın kullanımına açık olma niteliği ile hem bölge halkı hem de turizm açısından büyük bir öneme sahiptir. Ancak, son yıllarda sahil bantlarında yaşanan izinsiz yapılaşma, çevre tahribatı ve kamu yararını göz ardı eden uygulamalar, bu kıymetli alanların geleceğini tehdit etmektedir” dedi.
“SAHİLİN DOĞAL YAPISI BOZULUYOR”
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Antalya’daki plajlarla ilgili çarpıcı bir karar aldı. Bakanlık, Muratpaşa Belediyesi tarafından işletilen halk plajları ve bazı otellerin plajları için ‘işgal’ kararı vermişti. Akdeniz Gerçek’in uzun süredir takip ettiği ve attığı manşetler ile kamuoyu oluşturduğu falez işgalinin son bulması için atılan adım sonrası tartışmalar Konyaaltı Sahili için de hararetlendi. Konyaaltı Sahili’nde bulunan işgaller hakkında konuşan ŞPO Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, “Konyaaltı Sahili’nde yapılan incelemeler, sahilde izinsiz yapılaşma ve usulsüz kullanımların devam ettiğini göstermektedir. Sahil düzenleme projesine aykırı olarak yapılan kapalı mekanlar, projede belirtilenden çok daha büyük alanlar işgal eden büfeler ve yasaların öngördüğü sınırların dışına çıkan işletmeler, sahilin doğal yapısını bozmakta ve kamu yararını hiçe saymaktadır. Sahilde izinsiz platformlar oluşturulmuş, doğal taş ve kum taşıma işlemleri ile kıyı erozyonu tehlikesi artmıştır. Ayrıca, sahil boyunca işletmelerin aykırı bir şekilde yerleştirdiği masa, sandalye ve diğer yapılar, sahilin görüntü kirliliğine yol açmakta ve halkın kıyılardan yararlanma hakkını kısıtlamaktadır” dedi.
“HALKA AİT OLAN HALKIN KALMALI”
Başkan Funda Yörük, “Lara Sahili de benzer sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Usulsüz yapılaşma, işletmelerin sahil alanlarını özel mülk gibi kullanması ve kıyı düzenleme projelerine aykırı faaliyetlerde bulunulması, Lara Sahili’nin doğal yapısına zarar vermekte ve halkın kıyı kullanım hakkını engellemektedir. Bu durum, sadece doğal mirasımızın tahribatına yol açmakla kalmamakta, aynı zamanda sahillerin gelecek nesillere aktarılması konusundaki sorumluluğumuzu da tehdit etmektedir. Hem Konyaaltı hem de Lara Falez sahil bantlarında doğal alanların, projeye aykırı yapılaşmalarla tahrip edilmesi ortak bir sorun olarak öne çıkmaktadır. Konyaaltı’ndaki sahil bandında büfelerin büyütülmesi, Lara Falez bandında ise kaçak asansörler ve plajlar gibi yapılar, her iki bölgede de doğal dokuya ve ekosisteme zarar vermektedir. Bu tür yapılaşmalar, sahil ekosistemlerinin bozulmasına, biyolojik çeşitliliğin azalmasına ve doğal güzelliklerin kaybolmasına neden olmaktadır. Konyaaltı sahil bandındaki genişletilmiş büfeler vb. ve Lara Falez sahil bandındaki kaçak yapılar, kamusal alanların özel ticari kullanıma açılmasına örnek teşkil eder. Bu durum, halka ait olan sahil şeridinin özel işletmeler tarafından işgal edilmesine ve halkın bu alanları kullanma imkanının kısıtlanmasına yol açmaktadır” dedi.
“KENTSEL BOZULMA”
Başkan Yörük, “Her iki bölgede de ortaya çıkan bu durumlar, hem yerel hem de merkezi yönetimlerin yeterli yasal yaptırım uygulayamaması ve kaçak yapılaşmaların önüne geçilememesi nedeniyle daha da yaygınlaşmaktadır. Bu tür ihlallerin yeterince cezalandırılmaması, benzer durumların başka bölgelerde de yaşanmasına neden olmaktadır. Her iki sahil bandında da doğal dengenin bozulması, sürdürülebilir turizm ilkeleriyle çelişmektedir. Kaçak ve projeye aykırı yapılaşmalar, doğal alanların korunmasını zorlaştırmakta ve uzun vadede turizmin sürdürülebilirliğini tehlikeye atmaktadır. Antalya’da hem Konyaaltı Sahil Bandı hem de Lara Falez Sahil Bandı’ndaki yanlış kullanımlar, çevresel tahribat, kentsel estetik bozulma, kamu alanlarının özelleştirilmesi, hukuki ihlaller, turizm üzerindeki olumsuz etkiler ve toplumsal tepki gibi birçok ortak soruna yol açmaktadır. Bu nedenle, her iki bölge için de kentsel planlama ve denetim süreçlerinin güçlendirilmesi, doğal alanların korunması ve kamu yararının öncelikli olarak gözetilmesi büyük önem taşımaktadır” ifadelerini kullandı.
“ANTALYA GELECEK NESİLLERE AKTARILMALI”
Falezler, Konyaaltı ve Lara sahil bantlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için Başkan Yörük şu önerileri sundu: “Bilimsel ve Koruyucu Yaklaşımlar: Tüm sahil bantlarında yapılacak çalışmalar, bilimsel araştırmalar ve fizibilite çalışmalarına dayandırılmalı, doğaya zarar vermeyecek şekilde planlanmalıdır. İzinsiz Yapılaşma ve İşgallerin Sonlandırılması: Konyaaltı ve Lara sahillerindeki izinsiz yapılaşmalar ve işgaller, derhal kaldırılmalı; sahilin doğal yapısını bozacak her türlü müdahale engellenmelidir. Kamu Yararı Önceliği: Anayasa’nın 43. maddesi gereği, kıyılar kamu yararına hizmet etmelidir. Bu bağlamda, özel işletmelere verilen kıyı alanlarının halkın kullanımına engel olmaması sağlanmalı, sahil alanlarının kamu tarafından işletilmesi ve denetlenmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Denetim ve Yaptırımlar: Antalya Büyükşehir Belediyesi, Muratpaşa Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Milli Emlak Müdürlüğü ve ilgili diğer kurumlar, sahil bantlarındaki yasadışı faaliyetlere karşı etkin denetimler yapmalı ve yasaların öngördüğü yaptırımları uygulamalıdır. Unutulmamalıdır ki, Antalya’nın bu kıymetli sahil bantları, gelecek nesillere aktarabileceğimiz en önemli miraslarımızdır.”