Sebebini bilmiyorum ama bu aralar içim pek
rahat değil. Kendim için değil, Ülkem, Bölgem, Devletim, Cumhuriyetim ve
"sofrada ki yeri, öküzünden sonra geldiğini" bilemeyen, halkım için.
--Artık yönetenlerce yapılan her şey
sorgulanır oldu. Herkesin içinde bir kaygı ve kuşku var. Kimse açık açık bir
şey demiyor ama karından konuşanların laflarının tercümesi bu.
--Geçenlerde Türkiye gazetesi yazarı ve Tv
programcısı Cem Küçük, bir televizyon programında “Erdoğan karşıtı herhangi
biri seçildi, biz dahil herkes yargılanır. Diyelim ki bir şey oldu, ben
İngilizce biliyorum, Londra’ya gittim. İki günde beni iade ederler” diyerek,
korkunun dağları nasıl sardığının işaretlerini veriyordu.
--Ben Cem Küçük için onun sandığı kadar
korkulacak bir şeyinin olmadığını düşünürüm, O kadar hizmetten sonra, koruyacak
ve kollayacak o çok devlet ve adam çıkar ki, endişe etmesin.
--Ama asıl sorun, Türkiye Cumhuriyeti'nin
gelip dayandığı yer.
--İstanbul Kanal projesi deniliyor,
altından onlarca atılmış çocuk bezi çıkıyor. Milliyetçiliğin tavan yaptığı il,
Kırıkkale'de Üniversitede, Dünya Arapça Günü kutlamasında İstiklal Marşı
rezaleti yaşanıyor. Bir siyasi de çıkıp bu memleketi, milleti
"Araplaştıracağız" diyor.
--Masum İnsan hakları bahane edilerek
Amerikan Emperyalizminin yerinden yurdundan ettiği binlerce Iraklı, Suriyeli
Arap ülkelerinden kaçıp Türkiye'ye sığındılar.
--Artık olaylar öyle gelişiyor ki, sıradan
sığınmacılıktan çıktı iş, fiili Arap işgaline doğru gidiyor.
--2002'den bu yana öyle şeyler gelişiyor
ki, hiç kimsenin olanlardan haberinin olmaması mümkün değildir.
--Yıllardır TV'lerde, gazetelerde ve
konferanslarda Fesli Kadir (Mısırlıoğlu) gibiler, LOZAN 2023'de bitiyor
yalanını inandırmaya çalışıyorlardı. Gerçekte böyle bir durum olmasa da algı
buydu.
--Bu ülkede her şey algı üstünden yürütülüyor.
--Geçenlerde Ankara'nın kenar semtlerinden
birinden geçerken susadım, su alayım dedim.
--Yol kenarında Malûm market zincirleri
vardı.
--Yok ondan almamayım, bundan almayayım
derken, alınacak başka de olmayınca, en sonunda ilk marketin bir başka
şubesinden aldım.
--Kasada benden önce alış-veriş yapan
sakallı ve takkeli bir Amca'da süt ve ekmek almış, parasını öderken,
hazırladığı paradan daha fazla isteyince, kasiyer türbanlı kıza:
--İki ay önce aldığı süt fiyatının, neden
iki katına çıktığını soruyordu.
--Kapıdan aynı anda çıkarken bana dert
yanmak, yandaş olmak istedi. "Ne bu zamlar ya" diye.
--Ben de, "eeeee Amca seçtiğiniz
baştakilere sor bunu" dedim.
--Yok evladım, onların bunlardan haberi
yoktur, zamları bunlar yapıyordur" demez mi!..
--Zam yapan marketin bile "haberleri
yoktur" deyip savunduğu kişilerin olduğunu amcama kim ve nasıl anlatabilir
ki?
--Birileri "KARTACA YIKILSIN*"
demişte, kim?
--Bu "Kartaca/Devlet/Cumhuriyet"
yıkılıyor, halkı da perişan da kimsenin umurunda değil.
--Bizim de haberimiz yok, bilmiyorum valla,
desem de inanmayın. Ama söylemeyeceğim. Köyün delisi ben değilim!..
* Öylesine not: KARTACA'yı Fenikeli bir
KADIN kuruyor. Hem de, M.Ö 814’te. Efsane şöyledir: Filistin-Sayda şehrinde,
Sur’a karşı ELİSSA adında bir kadının LİDERLİĞİNDE bir ayaklanma olur. Ancak,
ayaklanma haber alınınca Elissa, taraftarlarıyla gemilere binip denize açılır
ve batıya yönelir. Denizden ilk gördükleri kara parçasına da çıkarlar. Burası
da Afrika'da KARTACA sahilleridir ve sahibi de Kambe Hükümdarıdır. Hükümdardan
toprak satın alan ELİSSA, burada bir şehir kurar ve şehre de Kart-Hataç/
KARTACA (yeni şehir) adını verir.
--Kartacalı Komutan Hannibal'ın filleriyle
birlikte ispanya üzerinden Roma'ya doğru ilerlemesiyle başlayan gerginlikler ve
savaşlar, Roma için bir kâbusa dönüştür. Bu yüzden de Roma'lı senatör Marcus
Porcius Cato gibi bir çok Senatör, senatoda ki konuşmalarına, "KARTACA
YIKILMALIDIR/ YIKILSIN KARTACA" sözleri ile başlamışlar ve bitirmişlerdir.
--Kartacalı Komutan Hannibal, Roma'ya doğru
ilerlerken, Romalı Komutan SCIPIO AFRICANUS'da, Roma’yı savunmak yerine,
Sicilya üzerinden Afrika-Kartaca sahillerine askerleri ile birlikte çıkıp,
Kartaca’yı kuşatmayı yeğlemiştir. Hannibal, savunmaya gelse de artık çok geç
olmuştur. Romalı Senatör CATO, M.Ö. 150'li yıllarda amacına ulaşıyor ve Roma
İmparatorluğu, 3'üncü Pön Savaşları ile başlattığı süreci, KARTACA'YI YAKIP,
YIKARAK TARİH SAHNESİNDEN YOK EDİYOR.
--Kartaca yıkılıyor!..