Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Atatürk ve Cumhuriyet’e ilişkin duygularını anlatan öyküsünü bilmeyen yoktur. Isparta'nın İslamköyü'nde doğan ve Cumhurbaşkanlığı’na kadar gelen Demirel, “Cumhuriyet benim” demiştir ya gerçekten de öyledir...

Cumhuriyet benim, Cumhuriyet sizsiniz. Cumhuriyet bugün Atatürk’ün koltuğunda oturan herkes...

Ama Demirel’e karşın Atatürk’ün koltuğuna oturan bir başka isim Kayserili tornacının çocuğuyken Cumhurbaşkanlığı’na yükselen Abdullah Gül, maalesef hep Atatürk ve Cumhuriyet ile sorunlu olmuştur...

 Hatta Atatürk’ün kurduğu CHP’nin koltuğunda oturanların zaman zaman söylemleri zaman 

O zaman nedir bu kavga, kin, nefret...

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, halkı demokrasiyle buluşturan Kurucumuza minnet, sevgi ve saygıdan başka bir duygu beslemek ne demek...

Bakın yine aynı şeyler oluyor. Yasaklanan programlar, iptaller, 3 günlük yas, alternatif kutlamalar, içi boşaltılmaya çalışılan 100. Yıl...

Diyanet’i kuranın Atatürk olduğunu bilmezler mi ki çıkıp Cuma hutbesinde kurucularını anmazlar...

Ya Atatürk’süz kutlamalara ne demeli...

Her kim ki bugün Orta Doğu coğrafyasında yanan meşale olan Cumhuriyet’in değerini bilmezse nankörlük etmiş olur...

İhanettir, Atatürk karşıtlığı ki bu ihanet maalesef devam ediyor...

Oysa biz laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşları olarak herşeye rağmen dimdik ayaktayız Atamıza borçluyuz...

Ama şu da bir gerçek ki 100 yıl geçse de Atatürk sevgisi bitmiyorsa silemezler ne Atatürk’ü ne devrimlerini...

Evet çok yara açıldı, çok tahribat var ama bitecek...

Atatürk’ün iki büyük eseri CHP de Cumhuriyet de özüne dönecek...

İslam coğrafyasının parlayan yıldızını yükseltmek hepimizin görevi...

Bu arada Antalya Valiliği’ne teşekkürler...

Çok güzel bir 100. Yıl Resepsiyonu davetiyesi hazırlamışlar...

Bayıldım...

Plaket formatlı davetiye masamın ardında yerini aldı...

Elinize, fikrinize sağlık...