Türel, Denizi içeri almaz ve

yat limanından vazgeçerse

KİMSE KARŞI GELEMEZ

 

İnşaat Mühendisleri Odası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Cem Oğuz, vizyon proje olarak lanse edilen Boğaçayı Projesi’ne karşı olmadıklarını belirterek, “Biz denizin içeri girmesinin ve içeriye yapılacak yat limanın projeden çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu başarabilirsek Boğaçayı Projesi’ne hiç kimse karşı gelmez, herkes destekler” dedi.

 

 ----------

ÇOK YANLIŞ DEĞİL AMA..

Akdeniz GERÇEK’e konuşan Cem Oğuz, Boğaçayı Projesiyle ilgili gerçekleri anlattı. Kimsenin projeyi karşı olmadığını kaydeden Oğuz, tek sorunun denizin içeri girmesi ve içeriye yapılacak yat limanının olduğunu söyledi. Boğaçayı projesi’nin Menderes Türel’in, vizyon proje olarak seçimde vadettiği bir proje olduğunu hatırlatan Oğuz, şöyle konuştu: ”Aslında geçen dönemden beri gelen ama bu son yerel yönetim seçimlerinde ortaya bir proje. Bu proje aslında Antalya’da yaşayan bir kişi olarak baktığınızda çok da yanlış bir proje değil. Özellikle yağışların yoğun olduğu belli dönemlerde, adını da bu taşkınlardan olan bu yatağın düzenlenerek halkın kullanımına açılması aslında ilke olarak doğru bir karar. Yani böyle bir proje gerekiyordu. Bununla ilgili ilk adımı aslında dönemin belediye başkanı Hasan Subaşı yapmış. Yaklaşık 20 kusur sene önce bir rehabilitasyon projesi hazırlamış ama bir türlü uygulamaya geçirememiş.”

 

İLK PROJE İPTAL EDİLDİ

“Bu proje ilk ortaya çıktığı zaman yatların ve deniz suyunun içeriye alındığı, Boğaçayı’nın iki tarafında ünitelerin ve konut alanlarının yapıldığı, halkın pek kullanımının olmadığı, içeride bir marinanın olduğu bir de dış marinanın olduğu bir projeydi. Bu projenin lansmanı 2015 yılının aralık ayında ASAT’ta belediye başkanı tarafından halka sunuldu. 2016 yılının ocak ayında İnşaat Mühendisleri Odası bununla ilgili bir toplantı gerçekleştirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nden kıyı limancı profesörleri çağırdık ve bu projenin irdelenmesini istedik. Odada sunuldu ve daha sonra belediyede 5 saat süren bir toplandı yapılarak projenin mahsurlu yanları belediye başkanına anlatıldı. Bu anlatımdan sonrada proje iptal oldu.”

 

++++++++++++

 

DENİZ İÇERİ ALINIRSA

SAHİLİ KAYBEDERİZ

 

Boğaçayı Projesi’nin 2017 yılında tekrar gündeme geldiğini hatırlatan Oğuz, “Bu projede de, deniz içeri alınırsa kıyıyı besleyen rusubat denizle buluşamadığı için denizdeki dalga hareketiyle 7 kilometrelik Konyaaltı sahilinde kıyı erozyonları yaşanabilecekti. Herkes çok iyi hatırlar. 2005 yılında yaşanan bir fırtınada Konyaaltı sahilinin yola kadar geldiği ve bir şekilde yolu parçaladığını hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla denizin içeri alınmasıyla Konyaaltı sahilini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalınabilirdi. Bir de içeride bir marina olmazdı. Teknelerin içeri girmesi demek büyük sorunlarla karşı karşıya kalmamız demekti. Hele 2-3 senede bir yaşanan taşkınları dikkate alırsak durum daha da ciddiydi. En büyük taşkınımız 25 Aralık 2003’te yaşandı. Debimiz burada 1900 metreküp/saniye idi. Hatta bu tarihte köprümüz yıkıldı. O yıllarda buradan yoğun olarak kum ve çakılın alındığını biliyoruz. 16 Aralık 2009 yılında da büyük bir taşkın daha yaşandı. Burada bir şerit yol yok oldu. Bundan sonra 12 Ocak 2015’te çok büyük bir taşkın oldu ve su köprüye yarım metre kalıncaya kadar yükseldi” dedi.

 

SUYUN ŞAKASI OLMAZ

İnşaat Mühendisleri Odası olarak yaptırdıkları çalışmada denizin içeriye alınmasının beraberinde taşkın riskini de getirdiğinin ortaya koyulduğunu vurgulayan Cem Oğuz, “Suyun kontrolü ve kıyı erozyonu yönünde çok önemli sakıncalar olacaktı. Dolayısıyla deniz kesinlikle içeri alınmamalıydı ve başkan da alınmayacağını söylemişti. İlk projede deniz iki kilometre içeri alınıyordu. Şimdi projede 750 metreye düşürdüler. Bence bunun tekrar düşünülmesi lazım. Suyla fazla oynanmaması lazım. Çünkü suyun şakası olmaz. Buna geçmişte şahit olduk.  Deniz içeri alındığı takdirde dünyanın gözbebeği Konyaaltı sahillerini kıyı erozyonundan dolayı büyük bir riske atacağız. Bunu sadece biz değil bütün kıyı liman uzmanları söylüyor” diye konuştu.

 

 

+++++++++

 

ANTALYA MERKEZDE

MARİNAYA İHTİYAÇ YOK

Antalya’nın 400 yatlık marinaya ihtiyacı olmadığını, bunun devletin raporlarında da belirtildiğini ifade eden Oğuz, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “İçeride bir liman anlamsızdı çünkü devletin hazırlamış olduğu Turizm Kıyı Yapıları Master Planı Çalışması sonuç raporunda böyle bir marinanın, böyle bir limanın devlet tarafından planlamaya alınmadığı 81’inci sayfada gözüküyor. Yok böyle bir planlama. Sadece Antalya il genelinde 640 kilometrelik sahilde var. Gazipaşa’da ve Demre’de var. Antalya merkezde böyle bir limana da ihtiyaç yok zaten. Çünkü yeteri kadar yat limanımız ve SETUR marinamız var. Yeni yapılan Sıçan adasının karşısındaki balıkçı barınağımız var. Dolayısıyla böyle bir kıyı master planında olmayan limanı buraya yapmak anlamsızdı. İki taneydi ve içerideki kalktı. Dışarıdaki marinada Boğaçayı’nın ağzındaydı. Onun arkasında da 150 bina yakın nüfus yaşamakta. Büyük çoğunluğu da yabancı ağırlıklı insanlar ve siz bunların denize gireceği alanı kapatıyorsunuz.”

 

DEVLETİN MASTER

PLANINDA DA YOK!

“Dolayısıyla dıştaki limanın da buraya yapılması çok da bir anlam ifade etmeyecek.  Bunun bir de yüksekliğinde sıkıntılar var. Denizde bir löngöz var ve projede liman kıvrım kıvrım yapılmış. Ama yarın yaşanacak herhangi bir dip hareketinde, fırtınada bir takım sorunlar yaşanabilir. Bununda dikkate alınması gerekir. Burada 1.2 kilometrelik bir dalgakıranımız var. Bu kadar büyük, 400 kusur kapasiteli bir yat limanına da ihtiyaç yok zaten. Devletin master planında da yok. Dolayısıyla bunun da kente çok yarar getireceğini düşünmüyoruz.  Sonuç olarak Boğaçayı Projesi olmalı ancak denizin içeri girmesiyle liman kavramlarını buradan çıkarmalıyız. Bunu başarabilirsek Boğaçayı Projesi’ne hiç kimse karşı gelmez, herkes destekler.” Kubilay ELDEMİRCİ

 

 

  

Editör: TE Bilisim