Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen’in 7. Olağan Genel Kurulu’nda; “Seçimden sonra yeni Meclis’in yasama faaliyetlerine başlamasıyla 7 bin 500 liranın üzerinde emekli maaşı alan vatandaşlarımızı da sevindirecek bir güzel haberi inşallah milletimizle paylaşacağız” dedi. Erdoğan ayrıca, “Avrupa’da herhalde sizler de sosyal medyada görmüşsünüzdür. Cumhurbaşkanlarına oy verenler kalkmışlar bu fakire oy vermişler. Yanındaki üç tanesine patates, domates ve salatalık koymuşlar. Benim vatandaşım bu işi gayet iyi biliyor. Gayet iyi biliyor. Ama bay bay Kemal öğrenecek” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hacı Bayram Veli Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan Memur-Sen’in 7. Olağan Genel Kurulu’na katıldı. Erdoğan, burada şöyle konuştu:
“DEPREM FELAKETİNDE SİZLER CANLA BAŞLA ÇALIŞIRKEN, KİMİLERİ DE YALNIZCA ŞOV YAPMANIN, ACILARIMIZI İSTİSMAR ETMENİN PEŞİNDE KOŞTU”
“Sözlerimin hemen başında sizlerle birlikte tüm çalışanlarımızın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü tebrik ediyorum. Bu arada özellikle Tel Abyad’da ebediyete uğurladığımız Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Özgür Barçın evladımıza, yine Emniyet Genel Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Resul Barutçu evladımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Rabbim şehitler safında bu kardeşlerimize inanıyorum ki peygamberimize komşu edecektir.
Memur-Sen kamu görevlilerimizin hakkını savunma yanında, milli iradeye sahip çıkan cesur duruşuyla da temayüz etmiştir. Kuruluşundan bugüne geçen 28 yıllık dönemde Memur-Sen daima tavrını haktan, adaletten ve demokratik değerlerden yana koymuştur. 28 Şubat dönemi dahil milli iradeyi hedef alan tüm girişimler karşısında dik durmuş, sağlam durmuş, vesayetçilerin tehditlerine boyun eğmemiştir. Memurların meseleleri kadar İslam coğrafyasındaki kanayan yaralarımızı da gündeme getiren bir vicdan hareketi olmuştur.
Vesayetçi sistemle, çetelerle, mafyayla, terör örgütleriyle, cuntacılarla devletin kılcallarına kadar sızmış haşhaşi bozuntularıyla mücadelemizle hep yanımızda olan Memur Sen'e teşekkür ediyorum.
Son asrın en büyük doğal afetinde Memur-Sen camiası, ilk andan itibaren tam bir seferberlik ruhu ile hareket etti. Memur-Sen’in 270 kişilik arama kurtarma ekibi gece gündüz çalışarak pek çok insanımızı enkazların altından canlı çıkardı. Yardım kampanyalarından kan bağışına, çadırdan nakdi yardımlara kadar her alanda Memur-Sen'li kardeşlerimiz depremzedelerimizin yanında oldu. Biliyorsunuz, bu deprem felaketinde sizler canla başla çalışırken, kimileri de yalnızca şov yapmanın, acılarımızı istismar etmenin peşinde koştu. İnsanımızın canı yanarken bunlar devleti, devletimizin kurumlarını, özellikle suçladılar. Milleti kışkırttılar, hamaset yaptılar. Yıkıntılar önünde bol bol poz verdiler. İşleri bittikten sonra da deprem bölgesini terk ettiler.
Geçmişte Marmara depremi sonrasında yaşadıklarımızı hatırlayın. Kimdi onlar? Şu andaki CHP. Ne yaptılar? Hiç. Biz, o zaman da yine deprem bölgesini gezdik, dolaştık. Ama maalesef ortada yönetim diye bir şey yoktu. Ülkemiz 1999 depreminde sadece can kayıplarıyla sarsılmadı, sadece yıkıntıların altında ezilmedi. Ekonomik olarak da ciddi bir darboğaza girdi.
Bugün utanmadan sıkılmadan 300 milyar dolar getireceğim yalanını atanlar, o günlerde IMF komiserlerinin çantacılığını yapıyordu. Bay bay Kemal, halef selef olduklarınız o zaman niçin size bir kuruş para vermediler? Memurların parasını ödeyemediniz. Ülkeye yatırımlar konusunda en ufak bir şey yapamadınız. Bizim ise böyle bir derdimiz yok.
“ŞU ANDA 122 MİLYAR DOLAR BİZİM DÖVİZ REZERVİMİZ VAR”
Bu arada ne oldu, bay bay Kemal, onun bir sözcüsü var, bir de İP’in de malum Merkez Bankası’ndan şöyle bir uğrayıp geçen bir garibi var, ikisi beraber bir otel odasında IMF’nin temsilcileriyle görüşmeler yaptılar. Neymiş, sıkıntıdaymışız, IMF’den para almamız lazımmış. Biz tabi o zaman dedik ki, bizim böyle bir şeye ihtiyacımız yok, gerek yok. Ve onlar geldiği gibi döndüler. O gün bugün ihtiyaç yok. Şimdi ne diyor biliyor musunuz? Herhalde esrar eroin kaçakçılarının Londra’ya götürdüğü paralardan 300 milyar dolar alacakmış. E bu başka türlü gelmez. Değerli kardeşlerim, bakın 27,5 milyar dolar o zaman döviz rezervimiz vardı Merkez Bankası’nın. Şu anda 122 milyar dolar bizim döviz rezervimiz var. Tabii bununla da bunlar kalmıyor, yetinmiyor. Çünkü bunlarda yalan bol. Eğer yalan sanatını öğrenmek isteyenler varsa bay bay Kemal’e müracaat etsinler, bu işi çok iyi bilir. Çok iyi bilir. Ben tabii sizlere yalanı asla tavsiye edemem. Çünkü bu millet doğruluk üzere ayakta durmuştur. Yalan üzere değil.
Türkiye 6 Şubat'ta çok daha geniş bir alanda çok daha yıkıcı, şiddeti çok daha büyük bir deprem yaşadı. Elini vicdanına koyan herkes kabul edecektir ki bugün bambaşka bir tablo var. Asrın felaketine maruz kalsak da milletimizi de devletimizi de enkazların altında bırakmadık.
“HİÇBİR VATANDAŞIMIZ 1 SENE İÇERİSİNDE YENİ YUVASINA KAVUŞACAĞINDAN ASLA ŞÜPHE DUYMUYOR”
Hane desteği, taşınma ve kira yardımı ile vefat edenlerin yakınlarına nakdi yardım olarak bugüne kadar 30 milyar lira ödeme yaptık. Hâlen 3,5 milyon insanımızın barınma dahil tüm ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Kalıcı konutların inşası için kolları sıvadık. Hatta bayramdan itibaren tamamlanan evlerimizi teslim etmeye de başladık.
Hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun hiçbir vatandaşımız 1 sene içerisinde yeni yuvasına kavuşacağından asla şüphe duymuyor. Devlet ve millet arasında işte böyle bir güven iklimi tesis ettik.
Biz sadece deprem yaralarını sarmakla kalmadık. Hesaplamalara göre 104 milyar doları bulan deprem maliyetine rağmen milletimizin diğer alanlardaki sorunlarını çözmeye, birbirinden önemli projeleri devreye almaya devam ettik. Bunun yanında yerli gazımızın sevincini milletimizle paylaşmak için ilk ay ısınma dahil konutlardaki tüm doğal gaz faturalarını ücretsiz yaptık.
“ZAMLI İKRAMİYELERİNİ HESAPLARINA YATIRARAK EMEKLİLERİMİZE ÇİFTE BAYRAM YAŞATTIK”
Öğretmenlerimizden sağlıkçılarımıza kadar Cumhuriyet tarihinin en büyük atamalarını yapıyoruz. Emeklilerimizden memurlarımıza, işçilerimizden iş dünyamıza hiç kimseyi, toplumumuzun hiçbir kesimini ihmal etmiyoruz. Milletimize verdiğimiz hangi söz varsa bahaneye sığınmadan tek tek hayata geçiriyoruz. Emeklilikte yaşı bekleyen 2 milyon 250 bin kardeşimizin talebini karşıladık. Nisan ayından itibaren şartları uyan vatandaşlarımız maaşlarını almaya başladı. En düşük emekli maaşını 7 bin 500 liraya, bayram ikramiyelerini de 2 bin liraya çıkararak bir başka önemli adım daha attık. Ramazan Bayramı’nda zamlı ikramiyelerini hesaplarına yatırarak emeklilerimize çifte bayram yaşattık.
“SEÇİMDEN SONRA 7 BİN 500 LİRANIN ÜZERİNDE EMEKLİ MAAŞI ALAN VATANDAŞLARIMIZI DA SEVİNDİRECEK BİR GÜZEL HABERİ İNŞALLAH MİLLETİMİZLE PAYLAŞACAĞIZ”
Seçimden sonra yeni Meclis’in yasama faaliyetlerine başlamasıyla 7 bin 500 liranın üzerinde emekli maaşı alan vatandaşlarımızı da sevindirecek bir güzel haberi inşallah milletimizle paylaşacağız. Yine bu dönemde müjdesini sizlerle birlikte verdiğimiz sözleşmeli kamu görevlilerinin kadroya geçişini sağladık. Böylece farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizin sorununu çözüme kavuşturduk.
“CUMHURBAŞKANLARINA OY VERENLER KALKMIŞLAR BU FAKİRE OY VERMİŞLER. YANINDAKİ ÜÇ TANESİNE PATATES, DOMATES VE SALATALIK KOYMUŞLAR”
Temmuz ayında enflasyon farkı yanında refah payı artışını da dikkate alan bir düzenlemeyi yapacağız. Memurlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüzü yine tutacağız. Biz bugüne kadar ne dedik? Hiçbir zaman memurumuzu ve işçimizi enflasyona ezdirmedik ve ezdirmeyeceğiz. Birilerinin dönemsel olarak fiyatları yükselen sonra da tekrar düşen bazı ürünler üzerinden kötümser bir tablo çizmek istediklerini görüyoruz. Son mahalli idareler seçimleri öncesinde yaptıkları istismar siyasetinin aynısını bugün de tekrarlıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar. Avrupa’da herhalde sizler de sosyal medyada görmüşsünüzdür. Cumhurbaşkanlarına oy verenler kalkmışlar bu fakire oy vermişler. Yanındaki üç tanesine patates, domates ve salatalık koymuşlar. Benim vatandaşım bu işi gayet iyi biliyor. Gayet iyi biliyor. Ama bay bay Kemal öğrenecek.
Dün gece Kılıçdaroğlu çıkmış, asgari ücret üzerindeki vergiyi kaldırmaktan bahsediyor. Ya bir insan, bu kadar mı ülkesinden ve milletinden habersiz olur? Bir siyasetçi çalışma hayatına bu kadar mı yabancı olur? Hani derler ya; uyan da balığa gidelim. Ya biz asgari ücreti vergi dışı bırakalı neredeyse 1,5 sene oldu bay bay Kemal. Dahası, diğer ücretlerin de asgari ücret kadarki gelirlerini vergi dışı bıraktık. Hiç mi gündemi takip etmiyorsun? Ya bu akıl hocalarına ders ver. Ama onlar da sana ders vermiyor. Bizim emekçi kardeşlerimiz için neler yaptığımızı hiç mi araştırmıyorsun? Önüne konulan kağıt parçalarını okumadan önce hiç mi sorgulamıyorsun? İnşallah 14 Mayıs’ta bu trajikomik durumlara da son verecek, tekaüt vakti geldiği anlaşılan Kılıçdaroğlu’nu siyasetten emekli edeceğiz. Böylece hem kendisini hem CHP seçmenini hem de milletimizi bu eziyetten kurtaracağız. Kılıçdaroğlu ve ortakları hangi yalana sarılırsa sarılsın sokaktaki vatandaş bunların çapsızlıklarını da bizim gayretlerimizi de çok iyi biliyor, görüyor, refahını arttırmak için verdiğimiz samimi mücadeleyi takdir ediyor.
Çalışanlarımızın ve emeklilerimizin alım gücü 2002 yılına göre bugün her bakımdan daha fazladır. Deprem sonrası özellikle büyükşehirlerimizde aniden artan kira fiyatlarıyla ilgili olarak söylüyorum, gerekli çalışmaları yapıyoruz. Gerek TOKİ vasıtasıyla daha fazla konut üreterek gerekse memurlarımız ve ücretli çalışanlarımızın refah kayıplarının önüne geçerek bu meseleyi de mutlaka çözüme kavuşturacağız. Değerli arkadaşlar, şunu unutmayın, biz siyaseti ikbal için değil ülkeye ve millete hizmet için yapan insanlarız. Biz milletin derdi ile dertlenen, yükünü hafifletmeye çalışan bir kadroyuz. Biz hangi görüşten olursa olsun, milyonun her bir ferdine özellikle mesuliyet duygusu ile hareket eden bir ittifakız. İnsanları fikrine meşrebine, mezhebine, kökenine göre ayırmanın ne inancımızda ne de siyasi geleneğimizde yeri vardır asla olmayacaktır.
“YA SENİN ALEVİLİĞİNDEN BİZE NE, BİZ BÖYLE BİR ŞEYDEN DOLAYI SENİ ELEŞTİRDİK Mİ?”
Bay bay Kemal diyor ki ‘Ben Aleviyim’. Ya senin Aleviliğinden bize ne, biz böyle bir şeyden dolayı seni eleştirdik mi? Hayırlı olsun, ne kadar güzel. Ama bugüne kadar sen bunu hiç söylemiyordun, ne oldu da şimdi söyledin? Çok manidar. İlham Aliyev kardeşim diyor ki, hani o malum köprüde, ne diyordu köprünün üzerindeki kardeşlerimiz, saldırdıkları zaman kafir, ‘Bizi Türk kardeşlerimiz öldürsün, bizi bunlara öldürtmeyin’. Bu millet böyle bir millet ama ne yazık ki o zamanda bu işin başını çeken yine CHP’nin başındaki zattı. Fakat bu millet artık bunları yutmayacak. Bunlara artık benim milletim prim vermeyecek. Hangi kurumda çalışırsa çalışsın, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursa olsun, bunların hiçbiri bizim derdimiz değildir.
Sen Alevi olmuşsun, şu olmuşsun, bu olmuşsun, bunların hiçbirisi bay bay Kemal bizi ilgilendirmiyor. Bunun soruşturmasını yapacak olan da Rabbimdir, biz değiliz. Biz kimiz ya, biz kimiz?
“GÖREVE GELİNCE ELBETTE DEVRİ SABIK YARATACAĞIZ DİYEN TEK PARTİ FAŞİZMİ HEVESLİSİ ZORBALARDAN OLMADIK”
Bugüne kadar küresel ekonominin ve ülkemizin mali durumuna bakmaksızın kamu görevlilerimize gelecek kaygısı biz yaşatmadık. Kılıçdaroğlu gibi her hafta Meclis kürsüsünden farklı meslek gruplarını tehdit etmedik. Neler demedi; polislerimizi tehdit etti, öğretmenlerimizi tehdit etti, doktorlarımızı tehdit etti, aklınıza kim gelirse. Göreve gelince elbette devri sabık yaratacağız diyen tek parti faşizmi heveslisi zorbalardan olmadık. Kimsenin ekmeğiyle oynamadık. Şimdi ne diyor? ‘Hiç kimseyi işinden etmedik.’ Ya, 4 yıldır belediyelerde işlerinden edilen benim vatandaşlarımın hakkını hukukunu acaba sen neyle izah edeceksin?
Memur-Sen’in bu vizyonumuzu gerçeğe dönüştürme mücadelemizde de bizleri yalnız bırakmayacağına inanıyorum. Bunun için 14 Mayıs çok büyük önem taşıyor. Seçimde önümüze gelecek oy pusulasında sadece ittifaklar ve adaylar olmayacak. Bu pusulada aynı zamanda iki farklı gelecek olacak, iki farklı toplum ve devlet tasavvuru yer alacak. Ya toplumun temel direği olan aile kurumuna sahip çıkanları ya da aile düşmanı sapkın akımların desteğini alanları tercih edeceğiz. Cumhur ittifakı LGBT’ci değildir. Şu anda adı millet olan zillet ittifakında LGBT aleyhine bir söz duydunuz mu? Yok. Çünkü LGBT’yi açık ve net olarak ne yapıyorlar, başta ana muhalefet olmak üzere, savunuyorlar.
Aile kurumunu bu denli bir kenara koyan anlayışa 14 Mayıs’ta benim milletim gereken dersi verecektir, ben buna inanıyorum. Ya ülkenin bekasını her türlü hesabın üstünde tutanları ya da çıkarları için bölücülerle ve FETÖ’cülerle iş birliği yapmaktan çekinmeyenleri seçeceğiz; ya 85 milyonun birlik ve beraberliğini savunanları ya bu toplumu Alevi, Sünni, Türk, Kürt diye bölen fitne tüccarlarını tercih edeceğiz; ya son 21 yıldır ülkeyi başarıdan başarıya koşturan ehil kadrolara, ya da geçmişinde SSK’yı batırmaktan başka hiçbir hikayesi olmayan bir muhterise oy vereceğiz.”
ANKA