Çoban ateşini Antalya’da yakan Genel Başkan Rifat Serdaroğlu, Kurtuluş Savaşı’nın simgesinin çoban ateşi olduğunu dile getirerek, “Atatürk, Kurtuluş Savaşı’na karar verdiğinde Samsun’a çıkarken yanında 19 arkadaşı vardı. Haberleşme imkanı yok. Çoban ateşi şuradan çıkıyor. Her köy akşamları ateş yakarak Mustafa Kemal’in yanında olduklarını bildiriyorlardı. Türkiye içerden çok ciddi ihanet içinde bu yüzden çoban ateşi hareketini uygun gördük. Partileştik, şimdi de kongrelerimize katılıyoruz” ifadelerini kullandı.
“MİLLİ İNSANLARA KAPALILAR”
Medyanın taraflı yayın yaptığını belirten Başkan Serdaroğlu, “Türkiye’de televizyon ve medya büyük ölçüde AKP iktidarının elinde. Bir kısmı da Cumhuriyet Halk Partisi’nin elinde. Bunlar bize kapalı. Milli insanlara kapalılar. Biz de sosyal medyayla ilerlemeye çalışıyoruz. Çünkü biz ne Cumhur İttifakı’nın ne de içinde Davutoğlu’nun ve Babacan’ın bulunduğu Millet İttifakı’nın Türkiye’nin hayrına olduğuna inanıyoruz. Bizim partimiz silahsız Kuva-yi Milliye hareketidir” diye konuştu
“FAALİYETLERİNİ ÖNLEYECEĞİZ”
Cemaat ve tarikatların Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten Başkan Serdaroğlu, “Anayasa’nın 174. maddesinde yazılı devrim kanunları ve 677 sayılı yasa Atatürk zamanında çıkarılmış yasalardır. Tüm cemaatler, tarikatlar, tekkeler Anayasa’ya aykırı olan kuruluşlardır, kanunsuzdur . Biz bu kurumları kapatacağız. Holding haline gelmiş yanmaz kefen satan, takunya satan sahtekarlar asla İslam dinini temsil edemez. Bizim hiçbir dış bağlantımız yok. Hiçbir cemaatle ve tarikatla ilgimiz yok. Atatürk, İslamiyet’te ilk defa demokrasi ateşini yakan, laiklik anlayışını getiren isimdir. Biz bunu sürdüreceğiz” dedi.
“LAİKLİĞİN TEMELİNE DİNAMİT KONULACAK”
Başkan Rifat Serdaroğlu, “İstanbul Sözleşmesi kadına değer vermeyen yobaz takımını çok rahatsız eder. İstanbul Sözleşmesi’nin derhal yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Davutoğlu ve Akşener, ‘İstanbul Sözleşmesi 24 saat içerisinde yürürlüğe girecektir’ diyorlar ancak aynı zamanda diyanet akademisi denilen Türkiye’de laikliğin temeline dinamit koyacak bir müessesenin kuruluşuna olumlu oy verdiler. Diyanet akademisi denilen kuruluş kadını yok sayan, çocuk tecavüzünü normal sayan bir kuruluş haline gelecek ve Türkiye’yi, İran tipi din devletine döndürecek” diye konuştu.
“TERCİHİMİZ TÜRK GENÇLİĞİ”
Başkan Serdaroğlu, gençlik politikaları ve gençlere bakış açısını şu şekilde aktardı: “Türkiye’de gençlerimizin, kadınlarımızın mevcut siyasi yapıya girmeleri mümkün değil. Şimdiki yapıda yükselmek için tanıdık lazım. İstediğiniz kadar kendinizi yetiştirmiş olun fark etmiyor. Biz bunu değiştirmek istiyoruz. Siyasi sitem, çöp olmuş bir sistem. Fakir çocukları da siyasete dahil olabilecek. Bu ülkenin geleceği gençlerindir. Atatürk’ün iki tane gücü vardı; birisi Türk ordusu diğeri ise Türk gençliği. Ama Atatürk, Cumhuriyet’i orduya emanet etmedi, Cumhuriyet’i gençlere emanet etti. Gençlerimiz o kadar zor durumda ki ihtiyaç sahibi birçok gencimiz devletten kredi alıyor, devlet ona tefeci faizi işletiyor. Tepkilerden dolayı bu faizler geri çekildi ancak sosyal devlet anlayışı olan programımızda; devlet, gencine karşılıksız yardım edecek. Bizim programımızda eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz olacak. Bu koşullar sosyal devlet olmanın gereğidir. İnsanlar neden vergi ödüyor? Siyasetin temeli tercihtir. Vergilerden toplanan paraların kullanma tercihi beşli çetede olabilir, tarikat, vakıflarda olabilir, Türk gençliğinde olabilir. Bizim tercihimiz Türk gençliği. Biz üçüncü bir ittifakı kuruyoruz. Bunun çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu partileri şu an söyleyemem. Biz ekonomide şunu söylüyoruz; her iki ittifak da neo-liberal politikaları tercih ediyor. Biz ise Atatürk döneminde olduğu gibi karma ekonomik modeli savunuyoruz. Bu modelin en sağlıklı model olduğunu düşünüyoruz. Biz ekonomik durumun 4 yıl içerisinde çok güzel hale gelebileceğine inanıyoruz.”
Nizamettin ÖZMEN