Dünyada ve ülkemizde erkeklerin en sık karşılaştığı kanser türlerinden biri olan prostat kanseri, çevresel etkiler kadar genetik nedenlerle de ortaya çıkabiliyor. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı  Prof. Dr. Ali Ulvi Önder, babasında prostat kanseri olan bir kişide aynı hastalığa yakalanma riskinin 2,2 kat, kardeşinde olanlarda 3,4 kat ve birinci derece akrabalarından 2 kişide bulunanlarda ise bu riskin 5,1 kat arttığını belirtiyor.

Yağ Tüketimi nasıl etkiliyor?

Prof. Dr. Önder, doymamış yağların fazla tüketimi ve obezitenin prostat kanserine yakalanma riskini artırdığını vurguluyor. Sigara, kırmızı et ve hayvansal yağ tüketimi prostat kanseri riskini artırırken, lycopene (domates ve diğer kırmızı sebzeler), selenium (tahıl, balık, et, yumurta), omega-3 yağ asitleri (balık) ve D ve E vitaminlerinin prostat kanseri riskini azaltıcı etkisi olduğunu söylüyor.

Faydaları Saymakla Bitmiyor Ama Bu Bamyanın Kilosu 2 Bin 500 Lira! Faydaları Saymakla Bitmiyor Ama Bu Bamyanın Kilosu 2 Bin 500 Lira!

İdrar Yapma Problemleri ve Prostat Kanseri

İdrar yaparken yaşanılan sıkıntılar, prostat kanserinin bir işareti olabilir. Prof. Dr. Önder, prostat kanserinin idrar yolunda meydana getirdiği tıkanıklığın derecesine göre hastada idrar yapma zorluğu, idrar yaparken yanma, sık idrara gitme, gece idrara kalkma, idrar kaçırma, çatallanma ve idrar tutma zorluğu gibi yakınmalara neden olabileceğini belirtiyor. Ayrıca ileri evre prostat kanserinde bel kemiklerinde ağrı da görülebiliyor.

Prostat Kanserinin Tanısı ve Biyopsi

Prostat kanserinin kesin tanısının, prostat biyopsisinden elde edilen dokunun patolojik incelemesi ile konduğunu ifade eden Prof. Dr. Önder, biyopsi kararı için en önemli belirleyiciler arasında prostatın parmakla makattan yapılan muayenesi (DRE-Digital Rectal Examination) ve kanda bakılan PSA (Prostate Specific Antigen) testini gösteriyor.

Ailesinde Prostat Kanseri Olanların Kontrolleri

Prostat kanseri erkekler arasında en sık görülen kanser türü olduğundan ve yaş arttıkça görülme riskinin artması nedeniyle belirli yaşlardan itibaren periyodik kontroller yaptırmak önemlidir. Prof. Dr. Önder, ailesinde prostat kanseri öyküsü olan kişilerin 40 yaşından, öyküsü olmayanların ise 50 yaşından itibaren PSA testi ve DRE ile kontrollerini yaptırmalarını öneriyor. Bu basit ve ucuz kanser tarama yöntemi, hastanın herhangi bir yakınması olmasa bile prostatında kanser barındırabileceğini ortaya koyabilir.

Prostat Biyopsisi ve Evreleme

Prostat biyopsisinde standart uygulama, makattan ultrason (TRUS - transrectal ultrasound) yardımı ile biyopsi yapılmasıdır. Bu işlemde ultrason ile prostat görüntülenir ve biyopsi işlemi özel iğne ve tabanca yardımı ile gerçekleştirilir. Toplamda 8-12 adet biyopsi alınarak patolojik inceleme için laboratuvara gönderilir. Biyopsi sonucu prostat kanseri tanısı konursa, tedavi kararı vermek için hastalığın evresi belirlenir. Evreleme için bilgisayarlı tomografi veya MRI, tüm vücut kemik sintigrafisi ya da PET gibi çeşitli görüntüleme yöntemlerinden yararlanılır.

Prostat Kanserinin Tedavi Seçenekleri

Prof. Dr. Önder, prostat kanserinin tedavisinin hastalığın evresine göre yapıldığını belirtiyor. Prostat kanseri evresi, organa sınırlı hastalık, lokal ileri evre ve ileri evre olarak üç ana gruba ayrılır. Tedavi seçenekleri arasında izlem, aktif izlem, ışın tedavisi ve ameliyat yer alır.

İzlem: Kanser organla sınırlıysa, herhangi bir tedavi uygulanmadan hasta izlenir.
Aktif İzlem: Düşük ilerleme potansiyeline sahip hastalarda, belirli bir süre sonra tekrar biyopsi yapılır.
Işın Tedavisi: Prostatın dışarıdan veya içine radyoaktif çekirdekler yerleştirilerek tümörün etkisiz hale getirilmesi amaçlanır.
Ameliyat: Prostatın tümü, meni kesesi ve meni kanalının son kısmı ile birlikte çıkarılır. Açık ya da kapalı yapılabilir. Kapalı ameliyat, laparoskopik yöntemle ya da robot yardımlı yapılabilir.
Lokal ileri hastalıkta, tedavi seçenekleri cerrahi ve radyoterapi olup, kombine tedaviler gerekebilir. İleri evre hastalıkta ise hormonal tedavi ve gerektiğinde kemoterapi uygulanabilir.
 

Kaynak: İHA