Doktorların yurtdışına göçü sürerken, Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı genelgeyle üniversite hastanelerinde görev yapan hekimlerin üzerindeki baskı arttı. Anayasa Mahkemesi'nin 2014'te verdiği karara göre, tıp fakültelerinde öğretim üyesi olarak çalışan hekimlerin 2014'ten sonra özel muayenehane açamayacağına karar verilmişti. Ancak Danıştay daha sonra tüm öğretim üyesi hekimlerin muayenehane açabileceğine hükmetmişti. Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı genelgeyle, Danıştay'ın bu kararının geri alındığı ve 2014'ten sonra muayenehane açan öğretim üyesi hekimlerin muayenehanelerinin kapatılacağı duyuruldu. Bu karar, üniversite hastanelerinde görev yapan hekimler tarafından tepkiyle karşılandı.
Sağlık Bakanlığı'nın genelgesi, üniversite hastanelerinde görev yapan hekimlerin üzerindeki baskıyı artırdı. Anayasa Mahkemesi'nin 2014'te verdiği karara göre, tıp fakültelerinde öğretim üyesi olarak çalışan hekimlerin 2014'ten sonra özel muayenehane açamayacağına karar verilmişti. Ancak Danıştay daha sonra tüm öğretim üyesi hekimlerin muayenehane açabileceğine hükmetmişti. Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı genelgeyle, Danıştay'ın bu kararının geri alındığı ve 2014'ten sonra muayenehane açan öğretim üyesi hekimlerin muayenehanelerinin kapatılacağı duyuruldu. Bu karar, üniversite hastanelerinde görev yapan hekimler tarafından tepkiyle karşılandı.
Türkiye'de doktorların yurtdışına göçü sürerken, Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı genelgeyle yeni bir sorun daha doğdu.
Cumhuriyet'ten Merve Kılıç'ın haberine göre, Sağlık Bakanlığı'nın yayımladığı genelge, üniversite hastanelerinde görev yapan hekimlerin üzerindeki baskıyı artırdı. Anayasa Mahkemesi, 2014'te verdiği kararla tıp fakültelerinde öğretim üyesi olarak çalışan hekimlerin, 2014'ten sonra özel muayenehane açamayacağına karar verdi.
Hekimler, muayenehanesini 2014'ten önce açtıysa bu haklarına dokunulmuyordu. Bu gelişmenin ardından karara karşı anayasanın "eşitlik" ilkesine aykırı olması nedeniyle hekimler tarafından davalar açıldı. Danıştay ise daha sonra tüm öğretim üyesi hekimlerin muayenehane açabileceğine hükmetti.
Danıştay'ın bu kararının ardından Türkiye genelinde yaklaşık 1500 öğretim üyesi hekim muayene açtı. Ancak Danıştay, son bir yıldır 2014'ten sonra muayenehane açan öğretim üyesi hekimlerin muayenehanelerinin kapatılması yönünde kararlar vermeye başladı. Öğretim üyelerinin ruhsatları iptal edilirken, muayenehanelerine ciddi yatırımlarda bulunan hekimler ise üniversitelerinden ayrılmak zorunda kaldı. Ege Üniversitesi'nde muayenehanesi nedeniyle hukuki işlemi başlayan 35 profesörün istifa ettiği öğrenildi.
Hekimler, Sağlık Bakanlığı'nın genelgesini, üniversite hastanelerini tasfiye etme planı olarak yorumluyor.
Türk Tabipleri Birliği 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, "Hem eğitim açısından hem de üniversite hastanelerinde hocaların verdiği sağlık hizmetleri açısından oldukça dezavantajlı bir durum. Hocalar, hem asistan eğitim hem tıp eğitimi veriyorlar. Bu eğitimlerde aksama yaşanır" dedi.
Ökten, "Üniversitelerdeki profesörlerin alanlarında çok deneyimli olduklarının altını çizerek, "Yurttaşı alacağı sağlık hizmeti açısından mağdur edecek bir durum. Tüm bu politikalar, tamamen özelleştirme üzerine kurulmuş. İnsanları özel hastanelerde çalışmaya zorlayan bir durum. Bu kararı Sağlık Bakanlığı tekrar gözden geçirmeli" ifadelerini kullandı.
Ankara Tabip Odası Başkanı Muharrem Baytemür ise kararın üniversite hastanelerini yeni bir tasfiye planı olduğunun altını çizerek "Üniversitedeki koşullar, öğretim üyelerini muayenehane açmaya zorluyor. İnsanlar ikinci bir iş yükünü mecburiyetten kabulleniyorlar. Kamusal sağlık hizmetini savunuyoruz ama şu an kamu, kamu değil. Özelleştirilmiş durumda" dedi.
Baytemür, "Henüz bu genelgenin geçerliliği yok. Genelge üst norm olan anayasaya aykırı olamaz. Anayasadaki eşitlik ilkesine aykırı bir durum" ifadelerini kullandı.