Bu topraklarda, ot da adam gibi biter, adam da
ot gibi. Ama Köy Enstitüleri, bu yaban otlarını, ayrıkları bile bir saksı
çiçeği yapıp okulların öğretmen masalarına koymuş, oturtmuş idi!..
--O güzel Öğretmenler, hem kendilerini hem de
Anadolu'nun o bakir topraklarını, öğrencilerini özlem ile sulamışlar,bir
Cumhuriyet Nesli Yetiştirmişlerdi. Bu öyküleri hep birlikte çok bilir, duyarız.
--Size Köy Enstitülü Mustafa Şanlı Öğretmenim
ile ilk tanışmamızı anlatmak isterim. İster bir anı olarak ister, .........
--Yıl 1991. Seçimler yapılmış ve Süleyman
DEMİREL'in Başkanlığında ki DYP ile Erdal İNÖNÜ'nin Başkanlığında ki SHP bir
Hükümet Kurarlar.
--Ben de o sıralar birleşik olan Kültür ve
Turizm Bakanlığı'nda çalışıyorum. DYP-SHP Hükümeti kurulunca, Bakanlıklar
ayrılır ve Fikri Sağlar Kültür, Abdulkadir Ateşde Turizm Bakanı olurlar.
--Benim kadromun bulunduğu birim de, yasa gereği
Kültür Bakanlığında kalır ve Müsteşarı da Hacettepe Üniversitesi'nden,
11.Temmuz 1978 günü katledilen Bedrettin Cömert'in cenaze organizasyonda
Fakültenin öğrenci temsilcisi olarak bulunduğum komiteden tanıdığım Emre Kongar
Hocamız olmuştu.
--Bakanımız da bizden önceki dönemlerden
Hacettepeli idi ama öğrencilik yıllarında siyaset ile ilgisi Dayısının dışında
olmadığından bir tanışıklığımız olmamıştı.
--1991 Seçimlerinde kıran kırana bir ön seçimden
sonra İl Başkanlarını, Oda Başkanlarını hatta Genel Müdürleri bile sollayarak
MİLLETVEKİLLLİĞİ sıralamasında ikinci sıraya oturan Faik Altun Ağabeyim ile
gelmişlerdi Adakale Sokak'da ki binamıza Mustafa Şanlı Öğretmenim.
--Antalya Milletvekili Faik Ağabeyim ile
birlikte çok sinirli girmişti odama Mustafa Şanlı Hoca. Beni de dolaylı tanıyor
amasanırım odama göre pek tıfıl bulmuş olmalıydı ki, habire çocuk şunu yap,
bunu ara falan deyip duruyordu.
--Durum kritik idi anlaşılan, Bakanlıktan
geliyorlardı, bir şeyler ters gitmişti sanıyorum.
--Öğle vakti olduğundan yemeğe çıkmayı önerdim.
Faik Abim "olur" dese da, hocam, "bak çocuk, şuradan bir şişe kırmızı
şarap ve yanına bir şeyler söyle, toplantı masanda yeriz" demişti
--Kulakları çınlasın şimdi Amerika'da olan
Sekreterim Derya ile görevli arkadaşım Erhan mıydı, Şuayip mi idi anımsamıyorum
amabirisine, para verip, güzel bir masa kurmalarını rica etmiştim.
--Masa tamam olmuş, Hocam ilk kadehi iki yudumda
bitirdikten sonra, bir şeyler de yiyor, tabi Milletvekili seçilmesinde katkı
koyduğu Faik Ağabeyim ile bana da ha bire fırçalar kayıyordu.
--Biraz bir şeyler yedikten ve bir kaç kadeh
kırmızı şaraptan sonra ortalık sakinleşmişti.
--Hocam ile Faik Ağabeyimin Milletvekili
başvurusunun yapıldığı son sabah maceraları, Bakanlık Müsteşarı da olan Emre
Kongar Hocam ile tanışıklıkları ve muhabbetleri tansiyonu yükseltse de masaya
iyi meze de oluyordu.
--Kızgınlığın sebebini anlamıştım.
--Mustafa Hocam ile Emre Kongar Hocam,
Antalya'da sendika ve benzer toplantılarda birlikte konuşmacı oluyorlar ve
muhabbetleri çok iyi. Emre Hoca'da Bakanlıklarda bir görece gelir ise, Mustafa
Hocam'a bir Bakanlık Danışmalığı sözü vermiş, ama son görüşmede de topu taca
atınca, Hocanın da kafasının tası ondan atıkmış meğer.
--Neyse, Hoca'yı sakinleştirdik, Faik Ağabeyimi
rahatlattıktan sonra, onlar Meclise(TBMM) geçtiler, ben de odayı olağan hale
getirttim.
--Bugün Hocam, Antalya'da sonsuzluğa uğurladık.
Dolayısı ile buraya kadar olanları neden anlattım?
--Mustafa Hocam'da Yurduna, Vatanına, Milletine
bedel ödemiş bir eğitim emekçisi idi. Sürgünler yaşamış, aşağılanmalar,
mitinglerde yediği coplar v.s. , v.s.
--Bilgi birikimi ve deneyimi muhteşemdi. Hele
hele hitabeti ise herkesi hayran bırakırdı.
--Gerçekten adı gibi ŞANLI bir Hoca idi.
Hastanedeki son resmini görünce içim "cııızzzzzz etti!.."
--Neden ama neden dedim, bu Ülkenin Yurtsever,
Devrimci, Yetişmiş kadrolarına sahip çıkılmaz.
--Neden, bu kadrolar yönetime taşınmaz.
--Neden bu kadar bilgi, emek, deneyim boşa
harcanır.
--Neden, hep en güzel sözler yaşarken değil de,
mezar başlarında söylenir.
--Neden ama NEDEN?
--TOPRAĞIN BOL, IŞIKLAR İÇİNDE YILDIZLAR
YOLDAŞIN OLSUN SEVGİLİ ÖĞRETMENİM.
--Söyle be Sıla sen de:
"Vur kadehi ustam, bu gece de sarhoşuz
Kalan sağlar bizimdir, acıdan mayhoşuz
İki satırlık adamları musallat ettik ömrümüze
Bundandır böyle dibe vuruşumuz!.."
PEK ŞANLIYDI KÖY ENSTİTÜLÜ MUSTAFA ÖĞRETMENİM
İbrahim Uysal
Yorumlar