Sivil
Örümceğin Ağında 36. Basımdan özetle iki döviz, devlet tahvili vurgunu
Vurguncu
ve birlikte hareket eden bankacılar, Fransız Societe Generale Bankası’nın gizli
tutulan özelleştirileceği bilgisini Maliye Bakanlığındaki üst düzey yöneticiden
almışlardı. Hemen banka tahvillerini ucuza kapattılar; Özelleştirme kararı
açıklanınca yükselen fiyatla sattılar.
Kısa süre
sonra özelleştirme ihalesi iptal edildi; tahvil fiyatı düştü. Vurguncunun
açıklamalarına kanarak tahvil alanların zararları büyüktü.
İçerden
bilgiyle vurgunu yöneten kişi 2,2 milyon dolar, Lübnanlı Banker 3,5 milyon dolar,
Maliye Bakanlığı yetkilisi 289.200 dolar kazanmışlardı.
Paris
Savcısı1987’de, vurguncular, Maliye Bakanlığı yetkilisi, bankanın bazı
yöneticileri ve vurgunun para trafiğine aracılık eden bankerler hakkında
soruşturma açtı.
Fransız
mahkemesi, içerden bilgi sızdırarak vurgunu yöneteni 2 yıl hapis, en az 1,5
milyon dolar para cezasına çarptırdı.
Mahkemenin
Hollanda, İngiltere, İsviçre ve Lüksemburg’dan istediği belge-bilgi 14 yıl
gecikmeyle 2002’de gelince hapis cezası zaman aşımından düştü. Ancak para cezası istemiyle dava açılabildi.
Bu arada iki ünlü sanık ölmüştü.
Bunlardan
biri banka sahibiydi ve Miami'de ABD-İsviçre-Türkiye-Kolombiya eroin-kokain
para trafiğine yardımcı olduğu için soruşturulmuştu.
Mahkeme
2002’de içerden bilgi sızdıran, yanlışa yönlendiren açıklamalarıyla piyasayı
dolandırarak suç işlediğine karar verdiği vurgunun baş yöneticisini 2,2 milyon
Euro para cezasına çarptırdı.
Medyada
yabancı parayı aşağılıyor ve...
Fransa
vurgunundan 6 yıl sonra London Times Financial yayın yönetmeni Anatole
Kaletsky, piyasa oyunculuğuyla ünlü kişiden aldığı mektuptan söz etti.
Ünlü
piyasa oyuncusu mektubunda “Alman Markıyla yerin dibine!” diyor ve ellerindeki
Alman devlet tahvillerini satacaklarını, Fransız devlet tahvilleri alacaklarını
bildiriyordu.
Haber
yayıldı; Alman Markı sallandı, Fransa’da tahvil yükseldi. Vurguncular, Fransa
tahvillerini sattılar; ardından ucuzlayan Alman Markı aldılar. İşlem tamam ve
kazanç da kazançtı.
Vur-kaçın
en önemli kuralı
Denetimden
kaçmak için en iyi yöntem, devlet ve kurum yöneticilerince kullanılan
şirket-vakıf ağları kurmaktır. Ne kadar kartelleşmiş aile varsa, onların da en
az o kadar vakıf içinde vakıfları, sözde "sivil toplum örgütleri",
sözde cemaatleri vardır.
Kişisel
paralar ve mallar, vakıflarda, fonlarda, hisse senetlerinde, yabancı
bankalarda, yabancı devlet tahvillerinde gezdirilir. Dolaşımının izlenememesi
için para, güvenilir küçük devlet kralına, prensine emanet edilerek işletilir.
Büyük
paralar ülkelere girip çıktıkça, o ülkelerde çöküntüler o denli hızlanır; her
giriş çıkış oyunu kuranlara kazandırır…