Kaleiçi Yat Limanı’ndaki topuk vazifesi gören mendireğin çökmesi sonucunda yıllar önce oluşan ve büyüyen fay çatlağının birleşerek Kaleiçi’nde büyük hasara yol açma ihtimali sözkonusu. Konuyu 1983 yılında Antalya Valiliği’nce kurulan Kaleiçi heyetinde yer alan inşaat mühendisi Orhan Kutluer ile konuştuk. Karayolları Bölge Müdürlüğü’nde çalıştıktan sonra bir dönem Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde Yatırımlar Daire Başkanlığı yapan Kutluer, 1983’te Antalya Valiliği yazısınca oluşturulan heyetin sorunu o dönem çözdüğü ama yıllar içinde verilen imar izinleri ile bölgeye binen bina yükü sebebiyle sorunun büyüdüğü belirtildi. 

Eyüpspor Rizespor Maçı Ne Zaman Saat Kaçta Hangi Kanalda? Muhtemel 11'ler Eyüpspor Rizespor Maçı Ne Zaman Saat Kaçta Hangi Kanalda? Muhtemel 11'ler

D S C 0998

YİVLİ MİNARE’NİN ALTI OYULDU 

Kaleiçi Yat Limanı’ndaki mendireğin çökmesi ile çatlağın tetiklenebileceği, mevcut restorasyonda altı oyulan ve 36 santimetre güneye yatan Yivli Minare başta olmak üzere, Keçili Park, Saat Kulesi, Falezler, Seyir Terası, Cumhuriyet Meydanı ve asansörün Kaleiçi’ne doğru çökebileceği yani Kaleiçi’nin yerle bir olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı ileri sürüldü. Konuyla ilgili Akdeniz Gerçek’e konuşan inşaat mühendisi Orhan Kutluer, “Bunun acilen desteklenmesi lazım. Bu durum bir buçuk, iki yıldır devam ediyor. Konuyla ilgili bir projeye ihtiyacımız var” dedi.

Yer Hareketi

“ÇATLAK GÖRÜLMÜYOR”

Antalya Kaleiçi Yat Limanı’ndaki mendirekte geçtiğimiz yıl Kasım ayında 15 taş koparken, bu kopmaların alanda artan bitki ve ağaç köklerinden olduğunu belirten Kutluer, nendireğin çökmesi durumunda restorasyonu devam eden Yivli Minare’nin, çatlaklar oluşan seyir terası, asansör ve Keçili Park’ın da çökebileceğini ifade etti. belirtildi. Yat Limanı’nın mendireğinin daha fazla dayanamayacağını ifade eden İnşaat Mühendisi Orhan Kutluer, “1983’te Yat Limanı’ndaki çatlak oluşumu ile ilgili görev almıştım. Orada bulunan PTT binaları, gerideki özel idare binalarını yıktırarak üstte oluşan ağırlığın kaldırılmasını sağlamıştık. Bu aşamada hareket durdu. Uzun süre bu çatlak hareket etmedi. Zaman zaman bunun işaretlerini görüyoruz. Yol boyu çatlakları görüyoruz. Şu an Mehmetçik Parkı’nın içinde de bu çatlağı görüyoruz. Bu çatlak Kadınyarı Deresi’ne kadar gidiyor. Doğuda da Atatürk Heykeli’nin bulunduğu platformda da kayboluyor. Orada büyük bir kaplama olduğu için biz bu çatlağı göremiyoruz. Ben 6 aydır incelemelerime devam ediyorum. O platformu geçtikten sonra Yivli Minare’ye doğru bu hareketlenmeyi görüyoruz. Bunları incelerken Yivli Minare’nin güneye doğru yatmaya başladığını da biliyoruz. 36 santimetre güneye yattı. Bunun acilen desteklenmesi lazım. Bununla ilgili bir projeye ihtiyacımız var. Bu durum bir buçuk, iki yıldır devam ediyor. Ben yetkililer ile görüştüm orada bir çalışma var. Burada yapılan restorasyon değil. Yivli Minare’nin tam altında tarihi bir bulgu var. Bunu ortaya çıkartmak için altını boşaltıyorlar. Altını boşalttıkları için yıkılma tehlikesi daha da artıyor. Bu durum hiç umurlarında değil. Falezlerin üzerinde birçok bitki var bu bitkilerin acilen kurutulması ve kökleri ile birlikte yok edilmesi lazım. O kökler bu çatlakların büyümesine neden oluyor” dedi.

Yer Ahareketi 2

41 YILLIK SORUN BÜYÜDÜ

Geçmiş süreci anlatan Kutluer, “Antalya Yat Limanı fay çatlağı konusu 1983 Mart ayında Antalya Valiliği’nin yazısı ile oluşan heyetin raporu ile gündeme gelmiştir. Antalya Yat Limanı falezi üzerinde bulunan Sıkı Yönetim Komutanlık binasındaki duvar çatlağını incelemek üzere olay yerine giden heyet gittiğinde, tek katlı, yaklaşık 30 metre boyundaki briket duvarlı binanın kuzey cephe duvarının bağlantı duvarları ile birleşim yerlerinden bir santimetre açıklıkta yukardan aşağı ayrıldığı tespit edilmiştir. Bu çatlağın bina dışında da zeminde devam etmesi üzerine çatlağın doğu ucunun Cumhuriyet Meydanı’na, batısında ise Yat Limanı’na inen yolun hendeğini takip ederek Kadınyarı Deresi’ne kadar devam ettiği tespit edilmiştir. Hareketin halen devam edip etmediğini anlamak amacıyla birkaç noktada alçı- cam deneyi yapılmıştır. Ertesi gün olay yerinde tüm camların kırılmış olduğunun görülmesi (hareketin devam ettiğinin tespit edilmesi) üzerine heyet bölgeyi yeniden incelemeye alınarak raporu tanzim etmiş ve Valilik makamı ile Komutanlığa iletmiştir. 14 Mart 1983 tarihli raporda, Yat Limanı’nı kurtarmak amacıyla alınacak tedbirlere karar verebilmek için çatlağın derinliğinin ve dönüş noktalarının tespiti gerektiği kaydedildi” dedi.

D S C 0002

O DÖNEM NELER YAPILDI? 

Kutluer, o dönem tedbir amaçlı yapılanları şöyle aktardı: “Bu amaçla acilen, sismik araştırma yapabilen kurumların veya sondaj delgi makineleri ile zemin etüt çalışmalarının yapılması, çatlağın hemen kuzeyinde bulunan yapıların basınç yaparak hareketi hızlandırabilecek, Büyük Otel, PTT, Komutanlık, ve Kadınyarı Deresi’nin yanındaki binalarının yıkılarak molozlarının derhal kaldırılması, ayrışmaya başlayan kütlenin üzerinde bulunan Tophane çay bahçesine ait ve İskele Caddesi’nin güneyindeki yapıların yıkılması, bu bölgede kompresör ve patlayıcı madde kullanılmaması, Turizm Bakanlığı’nca restore çalışmaları başlatılan Yat Limanı’ndaki faaliyetlere çatlağın durumu belirleninceye kadar ara verilmesi, gerektiği belirtildi. Raporun yetkililere ulaşmasından bir ay kadar sonra Yat Limanı restorasyonunu alan firma olan Enka Holding’in sondaj yaptığı gözlendi. Firmanın verdiği rapor sonrasında da restorasyon çalışmalarına başlanıldı. 1985 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği bölümü koordinatörlüğünde yapılan detaylı zemin etüdü çalışmaları sonunda Ekim ayında yayınlanan bildiride, ayrışmanın konum ve boyutlarını belirlemek için yerelektrik özdirenç, doğal uçlaşma ve sismik kırılmadan oluşan, birleşik jeofizik çalışmalar, jeolojik gözlemler, delgiler ve kayaç örnekleri üzerine deneysel çalışmalar yapılarak; İskele Caddesi boyunca kuzey-güney doğrultulu ana yer kırığının eğimi 30 derece kuzeye doğru olduğu, yer yer yine kuzey- güney doğrultulu ikincil kırıklarla kesildiği, ikincil Kınıklarda yılda 0.6 ila 1 santimetre hızlı kaymalar gözlendiği, Cumhuriyet Meydanı batısı, Büyük Otel, PTT binalarının önünde 3- 5 metre kalınlığında toprak dolgu olduğu, onunda altında yer altı mağaralarının tespit edildiği, çatlak ve oyukların atıksu ve yer altı suyu birikintileri ile dolu olduğu, atıksuların kimyasal reaksiyonlarla kalkerin taşıma gücünü azalttığı, tespit edilen dört adet çatlağın en az deniz seviyesinin 10 metre altına kadar uzandığı, yapılan altı adet sondaj delgilerinden elde edilen teknik verilerden anlaşılmıştır.”

YAT LİMANI KURTARMA PROJESİ HAZIRLANMALI

Kutluer, “Çalışmalar tamamen mevcut zemin araştırması üzerine olduğundan hareketin durdurulması ve hareketli kütleyi ana kütleye sabitleme yöntemleri ele alınmamıştır. Bina yıkımlarının büyük bir bölümü gerçekleşmesi, kanalizasyon ve yağmur suyu sızıntılarının kısmen de olsa kontrol altına alınması nedenleri ile hareket hızı değişkenlik arz etmektedir. İskele yolu ile Cumhuriyet Meydanı arasındaki zemin üzerine kaplama malzemeleri uygulandığından bu bölgedeki hareketleri gözleme imkanı kalmamıştır” dedi.  Kutluer, “İskele yolunu asfaltı zaman zaman çatlaklar oluştuğunda oyuklara kamyonlarla moloz dolgusu yapılıp asfalt yaması ile kapatılmaktadır. Mehmetçik Parkı’nın zeminindeki açılmalar da beton tamiratları ile kapatılmaktadır. Kadınyarı Deresi’nin denizle birleşimindeki mevcut mağaranın, fay hattı istikametinde doğuya doğru ilerliyor olması, mağaranın üzerindeki çatlaklarla dolu zeminin üzerinde yüzlerce kişinin yaşıyor olması kabul edilebilir bir durum değildir. 1985 Yılı raporunda fay çatlaklarının deniz seviyesinin 10 metre altına kadar indiği belirtilmektedir. Bu durum fay çatlağının Yat Limanı’ndaki tesislerin altından denize ulaşması ihtimalini güçlendirmektedir. Komple bir ada olarak kopmayı, bugüne kadar engelleyen, limandaki mendirek kütlesi olma ihtimalini düşünmek gerekir. Fakat mendirek de bu basınca dayanamayıp patlamalarla parçalanmaya başlamıştır. Yat Limanı kurtarma projesinin hazırlanabilmesi için fay çatlakları ile liman tesislerin zemin etütleri birlikte yeniden yapılmalıdır” diye konuştu

Editör: Kamer Durdu