“Herkes kendini tartacak”

 

CHP’nin 18 yıl genel başkanlığını yapan CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, memleketi Antalya’da basın mensuplarıyla bir araya gelip, sohbet etti. 7 Haziran seçimlerinin önemine, alınan önseçim kararına, merkez yoklamasına katılan Çetin Osman Budak’a ilişkin değerlendirmelerde bulan Baykal, tüm soruları içtenlikle yanıtladı

 

“TABANIN AĞIRLIĞI HİSSEDİLİYOR”

 

CHP Milletvekili Baykal, 29 Mart’ta yapılacak önseçime katılmasının sebebinin partisinin başarısını artırmak, örgüt ve tabanın duyarlılığının meclise ve yönetim kadrolarına daha çok yansıması ve kendisi açısından da gerçekle yüzleşmek olduğunu, bunun için önseçimi istediğini, bunu da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kabul ettiğini ifade etti. 1. Sıra kontenjan teklifini de anlatan Baykal, 3. sıra kontenjan adayı Çetin Osman Budak için Kılıçdaroğlu’nun fikrini aldığını da kaydetti. Baykal, önseçimde anahtar listesi olmayacağını da açıklarken, şimdiden tabanın ağırlığının hissedilmeye başladığını söyledi.

 

 

CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 29 Mart’ta yapılacak önseçim için tüm aday adaylarının dışa dönük çalışma yürüttüğünü ifade ederek, “Tabanın ağırlığı hissedilmeye başladı. Herkes haddini bilmeye başladı” dedi.

 

CHP Milletvekili Baykal, CHP Antalya Milletvekili Osman Kaptan ile birlikte Atatürk Parkı’ndaki Nar Bistro’da basınla bir araya geldi. Ön seçim kararını, süreci değerlendiren Baykal, “Bu dönem partimiz içinde bir ön seçimin gerekli olduğunun ortaya çıktığı bir dönem oldu. Biz son kurultayımızda tüzüğümüze kapsamlı bir önseçim yapılması kararını getirmiştik. Bu düzenleme gerçekten uygulanır mı uygulanmaz mı gibi kaygılarla olaya bakılırdı Türkiye siyasetinde ön seçim uzun süren beri gündemden düşmüştü. CHP en son 1999’da Antalya’da önseçim yapmıştı. Ondan sonra siyasi hayatımızın tümünde gerçek bir ön seçim söz konusu olmadı” dedi.

 

“PARTİ İÇİN YARARLI OLACAK”

“Biz parti olarak bundan rahatsız olduk. Bunun parti olarak son kurultayda bununla ilgili bir tüzük düzenlemesi yaptık” diyen Baykal, şöyle konuştu: “Bulunduğumuz dönemde böyle bir uygulamanın parti için yararlı olacağını düşünüyorum. Siyaseti tesadüflere kişisel ilişkilere ya da bireysel takdirlere bırakmak sıkıntı doğuruyor. Siyasetin bir ana belirleyici olacak. Buda tabanın örgütün temel tercihi olmalıdır. Demokraside ana kural budur. Bu kararı alanların bu tabana duyarlı kalmasını tabanı yansıtan tabanı anlayan duyarlılıkların farkında olan bir kadrodan oluşması gerekir. Partide yaşanan köklü değişimlerde sonra ağırlıklı bir duyarlılığın çıkmasına fırsat verilmedi. Parti, örgüt, taban, hepimizin kıblesi. Bunlar kaybolunca bizler boşlukta siyaset yapar gibi bir duruma düştük. Bunu aşmanın yollarından biri olarak ön seçim yapalım dedik. Partiyi yöneten arkadaşlar belli bir ölçüde mutlaka tabanın, örgütün ne düşündüğünü bilmeli.”

 

“ANTALYA SİYASETİ KENDİNİ GELİR”

Antalya için özellikle önseçim istediğini belirten Baykal, “Herhangi bir şüphe olmadan yargıç gözetiminde oy kullanarak yapacağı bir ön seçimle belirlenmesini, bununla nerede durduğumuzu bilelim istedim. Böyle olursa Antalya siyaseti kendine gelebilir. Yapay çekişmelerin etkisinden sıyrılabilir. Niye bakacağımızı biliriz. Antalya’nın gerçek hiyerarşisi ortaya çıksın. Antalya siyaseti gerçeğe dayanmalı. Gerçek nedir? Üyemiz. Kendi bakımımdan da gerçekle yüzleşmek istedim. Parti üyelerinin benim hakkımda alacağı karar başımla beraber. Bundan hiçbir şikâyetim söz konusu olamaz. İçime sindirmek istedim. Sayın genel başkanın lütufkâr değerlendirmesine teşekkür ettim. Antalya’dan 1’inci sıradan sizi koyalım teklifini reddettim. Benim örnek olmam lazım. Buna inanıyorum. Bu durumun Antalya ve Türkiye’ye, CHP’ye büyük yarar getireceğini umut ediyorum. Ön seçim partinin gücünü arttırır diye düşünüyorum” diye konuştu.

 

NEDEN YARGIÇ GÖZETİMİNDE?

Bir basın mensubundan gelen “Korsan üyeler ile yapılan oylama ne kadar sağlıklı olabilir?” sorusunu da yanıtlayan Baykal,  bu üyelerin adına başkalarının oy kullanması durumunda oylamanın sağlıklı olmayacağını ifade ederek, bunu önlemek amacıyla ısrarla yargıç gözetiminde olmasını istediğinin altını çizdi ve “Burada sorulacak soru o 40 bin kişinin kaçı buradadır ve oy kullanabilir bunu sorgulamalıyız” dedi.

 

“HERKES HADDİNİ BİLİYOR ARTIK”

Baykal, ayrıca kendisine yapılan 1. sıra adaylık teklifine de değindi: “Ön seçim olsun ön seçim olursa girerim dedim. Bana uğraşma geç işte ön sıraya dediler bunu bilerek hayır dedim. Ön seçim dışında yapılan teklifi teşekkür ettim ve kabul etmedim. Ön seçimin şimdiden parti için yararlı olmaya başladığını görüyorum. Bu kampanyada 96 adayın tümünün partinin yararına olacak sorumluluk duygusu içinde kampanyalar yapıyor. Partiye güç katan bir çalışma halinde olduklarını görüyorum. Taban ağırlığını hissettirmeye başladı. Herkes haddini biliyor artık.

 

“TABAN SİYASETİ ÖNEMLİ”

Baykal, ayrıca anahtar liste konusunda şöyle değindi: “Seçime girerken -bir liste yapacak mısınız- soruları geliyor. Bu seçime girerken ben hiçbir şekilde anahtar ya da kilit bir liste yapmayacağım. Hiç böyle bir düşüncem yok. Öyle bir anlayışım yok. Eğer üyelerimiz bana oy verirlerse. Bundan onur, mutluluk duyacağım. Takdir onlarındır. Ben siyaseti bu anlayış ile yapmışımdır. Her seçimde bir risk vardır bu ön seçimde de var. Olmaması mümkün mü? Yenilmeyi içime sindiriyorum ben. Bu kararı almak bu demektir. Yenilip yenilmememin ötesinde gerçek siyasetin işlemesini, taban siyasetinin işlemesini çok önemli buluyorum.”

 

“TÜRKİYE’YE SAHİP ÇIKMAK İÇİN ADAYIM”
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, 7 Haziran’dan sonra neden parlamentoda olmak istediğine ilişkin de şunları kaydetti: “Antalya siyaseti oldukça hareketlenmeye başladı. Seçim heyecanı, seçim coşkusu yavaş yavaş şekilleniyor. Buna en büyük katkısı olan alınan ön seçim kararıdır. Antalya’da CHP olarak biz 96 aday adayımızın yargıç gözetiminde olacak bütün üyelerimizin katılacağı bir ön seçim sonucu alınması kararını verdik. Bu süreç başladı, ben de burada aday adayı olarak yerimi aldım. Önümüzdeki genel seçimlerden sonra yeni bir anayasa tartışması olacak bu tartışma köklü bir siyasi rejim kimlik tartışmasını getirecek. Parlamento seçimlerinden sonra masada Türkiye’nin kimliği, Anayasal rejimimiz, Cumhuriyetimizin geleceği, ulusal bütünlüğümüz ve Türkiye’nin temel siyaset anlayışının sürdürülüp sürdürülmeyeceği, Ortadoğu’da giderek yaklaşan yangının Türkiye’ye sıçrama olasılığı ile ilgili politikaların ne olacağı konuları seçim sonrası siyasi hayatımızı çok çekici, çok önemli bir noktaya getirmiştir. Böyle bir tablonun içinde ben de bir söz söylemem gerektiğine, bunun sorumluluğum olduğuna inandığım için bu seçimlere milletvekili adayı olarak katılmayı uygun gördüm. Türkiye’ye sahip çıkmak için, Türkiye’nin tarihsel birikimini sahiplenmek için ve ülkemizin geleceğinin çeşitli sakıncalardan bertaraf edilmesini sağlamak için, Türkiye’nin Ortadoğu’da yeni savaşlara sürüklenmemesi için, ülkenin ulusal birliğini bağımsızlığı korumak için bu anlayışla seçimlere katılmayı uygun gördüm bütün aday adayı arkadaşlarıma başarılar dilerim.” İbrahim AKKAYA  

 

 

 

ÜMİT UYSAL’A SÖYLEMİŞTİM

 

CHP’li Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ile aralarındaki mesafeye ilişkin ilk kez açıklamalarda bulunan Baykal, bakın ne dedi. Uysal’ın İl Başkanlığı döneminde başarılı bir performans çizerken, ekonomisini bahane göstererek gösrevden ayrılmak istemesine karşılık, kendisinin “Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için mi ayrılıyorsun?” diye sorduğunu ama Uysal’ın açıklamadığını kaydederek, şunları söyledi: “Bunları ilk kez sizlerle paylaşıyorum. O dönemde Bekir Kumbul belediye başkanımızdı ama anketler iyi gitmiyordu. Bir değişiklik sözkonusu olacaktı. Bu arada Uysal, görevini bırakmak istedi. Ona adaylık konusunu sordum, söylemedi. Kendisine adaylığının kamuoyunda gündemde olmadığını ifade ettim. Ama gerekli zeminin basın ve sivil toplum örgütlerince oluşturulacağına inandığını kaydetti. O dönemde bu durumun ileride siyasi hayatta muhalefete geçmesine, birlikte siyaset yapmamıza engel bir hale gelmesine neden olacağını ifade ettim. Bana karşı ekşirsin dedim. Ama dinlemedi. Sonra da zaten aday adayı oldu, aday olamadı. Sarıgül, hareketine gitti. Oysa aklımda onun için geçen 2007 seçimlerinde milletvekilliği adaylığıydı.”

Editör: TE Bilisim