Geçmiş anayasa değişiklerini hatırlatan Aysel Aydın şöyle konuştu:
“2007, 2010, 2017’de de farklı ittifaklarla demokratikleşme, sivilleşme, vesayet rejimini tasfiye etme mesajlarıyla mevcut anayasada değişiklikler yapıldı. İktidarın bu tuzağına her dönemde düşen, kandırılmaya açık kesimler ortaya çıkabildi. Bunun karşısında her seferinde bu girişimlere karşı kesin tavır koyduk, itirazımızı yükselttik, buna karşı muhalefeti örgütledik.
Nitekim bu aşamaları geçen iktidar, yargıyı aparatı haline getirdi, meclis iradesini ortadan kaldırarak tüm yetkileri Saray’da toplayan tek adam rejimini kurdu. Türkiye, bu sürecin sonunda fiili bir din devletine dönüştürüldü."
ANAYASA TUZAĞINI TOPTAN REDDEDELİM
“Anayasalar toplumsal sözleşmelerdir. Rejimin değerlerini, kurallarını, yönelimlerini yansıtmak açısından büyük önem taşırlar. Bugün “yeni anayasa” fikrini ülkenin gündemine sokanların niyetinin daha baskıcı, daha otoriter, saray merkezli bir düzen kurmak olduğunu şimdiye kadarki icraatlarından, Cumhur ittifakının sözcülerinin demeçlerinden kolaylıkla anlamak mümkündür.
İktidar, bir işkenceci
misali kurbanının gözünü, ellerini ve ayaklarını bağladıktan; istediğini
söylemediğinde elindeki sopayı kafasına vurduktan sonra ‘hadi demokrasiyi’
tartışalım diyor!
İktidarın
bu anayasa oyununu toptan reddetmeliyiz. Toplumun gündeminde yeni anayasa
yoktur. Birinci öncelik bu baskıcı, talancı, dinci, mezhepçi, yoksulluklara
batmış iktidara son vermektir.
Toplumsal
muhalefetin de görevi ülkemizde derin bir yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik
yaşanırken laiklik, aydınlanma değerleri görmezden gelinerek toplum
gericileştirilirken bu rejime karşı mücadeleyi yükseltmek, yeni anayasa
gündemiyle birlikte dolaşıma sokulan yalancı reform, demokratikleşme söylemini
teşhir etmektir.”
YENİ BİR TUZAK KURULUYOR
“1921
anayasasına referans verilmesinin altında da bir yanıyla laiklik ilkesini
kaldırarak Cumhur ittifakında yer almayan muhafazakar çevrelere, bir yanıyla da
ulus devlet öncesi bir dönemde yazıldığı için muhafazakar Kürtlere hitap etme
amacının yattığı hissediliyor. Saltanat ve hilafetin henüz kaldırılmadığı,
cumhuriyetin sözünün bile edilmediği bir döneme denk gelen 1921 anayasasının
temel alınmasının Türkiye’yi daha da geriye götürmekten başka işlevi olamaz.
Bu
tür hamleler açık ki iktidarını artık sürdüremez hale gelen AKP ve MHP’nin
muhalefet blokundan parça koparmaya yönelik bir girişimidir. Bu girişim tüm
demokratik muhalefet güçlerince dikkate alınmalı ve anayasa tuzağı boşa
düşürülmelidir.
Gün Saray
rejiminin bütün gerici ve piyasacı uygulamalarıyla olduğu gibi, yeni anayasa
aldatmacasıyla da mücadele günüdür. Sahte demokrasi, reform mesajlarını mahkum
etme, daha eşit, daha özgür bir toplum hedefi için tüm halk kesimlerini
örgütleme günüdür.”
Akdeniz Gerçek Haber
Merkezi