Bugün Gazipaşa'dayız. Gazipaşa Kadın Kooperatifi Başkanı Şerife Yılmaz bizi ağırladı. Antalya'nın en doğusundaki ilçesinde bir kooperatif kurmak, belediyenin de desteği ve katkısıyla burada kadınların ekonomisine katkı sağlamak Antalya'nın dikkatini çeken bir başarı oldu. Peki bu serüven nasıl başladı? Nasıl karar verdiniz? Neler yapıyoruz? 

Evet ben otuz iki yıl devlette çalıştım. Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde müze araştırmacısı olarak çalıştım. Ömrüm neredeyse toprakta, kazılarda, araştırmalarda geçti. Çivi yazılı tabletler üzerinde araştırmalar yaparak geçti. Ben Gazipaşalıyım. Başkanımız da Gazipaşalı. Dolayısıyla başkanımızın böyle bir göreve gelmesinin ardından o Gazipaşa’ya dönünce bana da emeklilik yolu gözüktü. Başkanımın yanına gelmek zorundaydım. Hem de kendi memleketime biraz da memleketimize bir şeyler yapma planı oluştu bende ama geldiğimiz süreç tabi pandemi süreciydi. 2020 yılında emekli oldum. Bir yıl falan yaklaşık on iki, on üç ay evlere kapandık hep birlikte. Ama o sürecin geçici olacağını biliyordum ben. O süreçte bu fikir bende oluşmuştu yavaş yavaş. Bir de Ege'de kadın kooperatiflerini ben çok inceliyordum zaten iş hayatının içerisinde de. Kadınlarla ilgili birtakım çalışmalar yapılması gerektiği fikri bende hep vardı. Pandemi sürecinde tanıdığım arkadaşlarım, eski buradan bildiğim arkadaşlarım, yedi tane arkadaşımla birlikte bir yola çıktık. Arkadaşlarıma, kadınlarımıza öncü olalım, girişimcilik ruhunu aşılayalım. Ya aslında kadınlarımız çok çalışkan, Gazipaşa’nın kadınları çok çalışkan ama girişimcilik farklı bir şey. Yani gidersin serada sekiz saat, on saat çalışır, eve gelirsin, evde çocuğuna bakacaksın, ağır işçilik aslında. Ama girişimcilik tabii farklı. Bu anlamda da ilgi duyan kadınlarımıza bir rol model olmak adına böyle bir girişimde bulunduk. Yedi arkadaşımız da kooperatifimiz kurduk. 

Whatsapp Image 2025 01 19 At 16.16.49

Kooperatifiniz kaç yılında kuruldu? 

2020 yılında kurduk pandemi sürecinin arkasından biz hemen bir Koop Dest projesi yaptık Ticaret Bakanlığı'ndan. Koop Dest projesiyle bir hibe desteği aldık. Makinalarımız, ekipmanlarımızı oradan aldık. O da tabii bize ilaç gibi geldi. Yüzde 75’i hibe, yüzde 25’i biz kendimiz karşıladık. Tabii bütün arkadaşlarımız herkes elini cebine attı. Yüzde 25’lik kısmı tamamlamak adına hepimiz kendimiz borçlandık. Çalıştık, ödedik, borçlarımızı. Kooperatifi hayata geçirdik. Arkasından habitattan çok güzel projeler yaptık biz. Birleşmiş Milletlerle, Habitatla ve Japon hükümetiyle birlikte iki proje daha yaptık. Paramı Yönetebiliyorum Projesi. Biz de içten sosyal uyuma projesi ile de bayağı bir eğitim desteği, mentörlük destekleri aldık. Hibe destekleri de aldık oradan kısmi olarak. Tabii bu kooperatif açısından oldukça yararlı oldu. Çünkü kooperatifin ayağa kalkması için destek gerekiyor. Tek başına hiçbir şey yapması mümkün değil. Destekler çok önemli. Tabii burada yerel yönetimlerimizin de desteğini göz ardı etmemek lazım. Fuarlara, festivallere giderken araç desteği oldu.

Gazipaşa Belediyesi’ne de satış yapıyor musunuz?

Belediyemize tabii ki satış yapıyoruz. Başkanımız da bize çok destek oluyor. Biz de o ürünlerimizi maliyetine veriyoruz. Çok kar amacı gütmeden maliyetine belediyemize biz de o şekilde sunduk. Şimdi dördüncü yılın sonunda geldiğimiz noktaya bakarsak aslında bayağı bir yol almışız. Bir sürü özel markete, şarküterilere, kurumsal marketlere ürün verir konuma geldik.

Ne kadar güzel. Peki bu üretimi sağlayan ekip kaç kişi? 

Üyelerinizin dışında da bir dokuz ortağımızın üstüne gizli ortaklarımız, gönüllü ortaklarımız var. Çok fazla ortak olunmasından yana değilim. Her gelen ‘Ben de kooperatife üye olayım. Ne yapabilirim’ diyor. Yani o mantıkla kooperatife üye olunmaması gerekiyor bana göre. Gerçekten aktif olarak çalışacaksa öyle gelmeli kişi. Kooperatife üye olmayı etiket olarak görüyorlar. Biz de üye olalım. Biz de üye olalım. Öyle bir şey yok. Ben o konuda farklı düşünüyorum. Üye olmak istiyorsanız gelin, bizimle çalışın. Bizi tanıyın ve sizi tanıyalım. İşleri görün biz sizi nasıl becerinizi görelim? Yani belki hoşlanmayacak bırakmak zorunda kalacaksınız. Ya da devam edeceksiniz. Bir süreç veriyorum ben üye olmak isteyenlere. İki ay üç ay gibi deniyoruz. Onlar bizi, biz onları. O şekilde üye alıyoruz ama üyenin dışında bizim gönüllü çalışanlarımız var. Tedarikçilerimiz var köylerde kadınlar. Onların bahçelerinde yetiştikleri ürünleri işliyoruz.

Whatsapp Image 2025 01 19 At 16.46.40

Ürün yelpazenizle içeriye baktığım zaman çok geniş. Kurutmalar var, sirkeler var, pekmezler var, tatlı ikramlıklar var. Susamlı tatlımız ki ‘Onu geliştirdik’ dediniz. ‘Özgünleştirdik ve yeniden aktif hale getirdik unutulmaya yüz tutan bir lezzetimizdi’ dediniz ve hediyelikler gördüm orada.

El sanatları alanında da çalışan arkadaşlarımız var. Ürünlerini koyuyorlar. Şimdi bizim kuruluş amacımızdan bir tanesi ilçemizin ürünlerinin tanıtılmasıydı. Tabii ki ilçemiz çok zengin bir coğrafi tropikal meyve ağırlıklı. Turunçgiller, narenciyeler işte örtü altı seracılığı çok yaygın ve son yıllarda da Mango, Papaya, Avokado üreten tarım ilçesi bir ilçeyiz. Dolayısıyla biz ilçemizin ürünlerini değerlendirmek üzere kurulmuş bir kooperatifiz aslında.

Antalya’ya heyecan kattınız ben de kadın kooperatifleriyle ilgili Döşemealtı Belediyesi'nin bir çalışması sırasında dahil olmuştum. Onların izleme kurulundaydık. Hakikaten kadın üretiminin, emeğinin ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz ama kooperatifçilik de biraz önce ifade ettiğiniz gibi her isteyeninin gelip, zaman geçirebileceği bir alan değil. Emek isteyen, bilgi isteyen ve sürekli kendini yenilemesi gereken o girişimcilik ruhu ve eğitiminin eş zamanlı ilerlemesi gereken bir alan olduğunu gördük. Siz de burada belediyemizin desteği ile güzel çalışmalar yapıyorsunuz. Umarım artık bu binalara sığmazsınız. 

Bir projemiz var şu anda. Bekleyen sonuçlandıramadığımız bir türlü. Umarım o sonuçlanacak olursa bir şekilde sonuçlandıracak tabii olumlu ki belediyemize destek veriyor. Yeri belediye verecek. Binayı belediye yapacak. Büyük bir meyve ağırlıklı olmak üzere bir kurutma tesisi kuracağız. Makineler da işte SOGEP projesiyle alınacak ama maalesef projemiz biraz bekletiliyor. 

Umarım kadınların üretimine, Gazipaşa'nın ekonomisine destek olacak projelerin önü açılır. Peki buradan söylemek istediğiniz girişimci kadınlara ya da bir şey üretip katma değere kazandıramayan kadınlara ne söylemek istersiniz? 

Ben kooperatif başkanı olarak kenarda durmuyorum. Veya yönetim kurulu arkadaşlarımız da aynı şekilde. Biz kenarda durmuyoruz. Hatta biz diğer kadınlarımızla birlikte onların önünde hareket ediyoruz çalışma anlamında. Günü geliyor adaçayı hasadına gidiyoruz. Giyiyoruz çizmelerimizi veya kıyafetlerimizi kekik toplamaya gidiyoruz. Turunç toplamaya gidiyoruz. Onlarla birlikte hep birlikte gidiyoruz. Yani burada hiçbir statü ayrımı yok. Herkes çalışmak zorunda eşitiz. Dolayısıyla çalışmak gerekiyor. Bence kadınlarımıza onu ben öncelikle söylüyorum. Yani çalışmayı hedef edinecek yaşı hiç önemli değil. Sağlığımız yerinde olduğu sürece üretmemiz gerekiyor. Ürettiğimiz sürece kalkınabiliriz. Kadınlarımız geldi. Ellerinde reçeller, turşular, salçalar kooperatif bunları alıyormuş dediler. Normal o şekilde almayız çünkü nerede, nasıl üretildi, içindeki malzeme nedir, ne kadar oran? Bizim reçetelerimiz var. Ama şöyle bir şey yapabiliriz dedik. Bir köşe oluşturalım. Üretici kadınlar köşesi. İsimlerinizle, ürünlerinizi oraya koyalım. Fiyatını kendiniz belirleyin ücret talep etmeyeceğiz. Şimdilik başlangıçta öyle konuşmuştuk. Koyduk. Baktık olay büyümeye başladı. Bizim kendi ürünlerimize yer kalmamaya başladı depoda. Dedik bu böyle olmayacak oturduk konuştuk Başkan Bey'e gittik ziyaret ettik. Biz de bir üretici kadınlar pazarı talep ediyoruz. El sanatları, ürettiği, ördüğü, bahçesinde yetiştirdiği, fasulyesini, işte bamyasını, domatesini, salatalığını dediğimiz komplekste bir üretici kadın pazarı istiyoruz dedik. Başkanımız da ona çok sıcak baktı. Ayda iki kez olmak üzere üretici kadınlar pazarı açıyoruz. Çok güzel. O şekilde kadınlarımızı kanalize ettik. Kendi ürünlerinizi kendiniz satacaksınız dedim. Başlangıçta çok zorlandılar. Çünkü pazara çıkmaya alışamadılar çok zorlandılar. Ben de orada oturdum onlarla beraber. Bana başkanın karısı satış yapıyor diyorlar Yapacağım. Başkanın karısı olabilirim? Ama ben burada işimi yapıyorum. Alıştılar artık şimdi kimse yadırgamıyor. Kadınları da alıştırdık şimdi kendi ürettikleri ürünlerini kendileri satıyorlar. Kendi üreten herkes el emeği olan ürünleri orada gidip küçük işgaliye bedeli ödeyip satıyor. Otuz lira gibi bir parayla yerine gidiyor ürünleri satıyor. Bir de kadınlar sosyalleşiyor arasında. Günlük rutininden uzaklaşmış bir gün kendine vakit ayırmış oluyor orada aslında. Bu şekilde sosyal projelerimiz de var geliştiriyoruz. Baharda kültürel gezi düzenleyeceğiz Başkan Beyle de konuştuk. 

Ege’de mesela otlarla ilgili festivaller falan yapılıyor Burada da yöresel ürünlerimiz ve tropik meyvelerle ilgili bir festival de düzenlenebilir mi? Böyle niyetleriniz var mı? 

Antalya Müzesi ne olacak? Müze yıkılmalı mı? Yıkmadan yenilemek mümkün mü? Antalya Müzesi ne olacak? Müze yıkılmalı mı? Yıkmadan yenilemek mümkün mü?

Tabii şöyle. Kooperatif olarak biz direkt düzenlemiyoruz ama bizim çekirdeksiz nar festivalimiz var. Bütün kadınlarımızın hepsi oraya geliyor. Hatta bizim pazar açan kadınlarımıza özel fiyat ben bastırıyorum. kadınlarımız bizim kadınlarımız. Çünkü bunlar her ayda iki kez satışa çıkıyorlar. Bunlara özel fiyat yapacaksınız diyorum. Stant ücretlerini düşürtüyoruz. Çünkü onlar bana bağlıyor kendilerini. Onlara o şekilde bir destek sağlıyoruz. Hepsi pazara çıkıyorlar orada. 

Ne kadar güzel Gazipaşa üretiyor, belediye destekliyor..

Belediye ile organik olarak hiçbir bağımız yok. Biz bağımsız bir kooperatifiz. Çünkü bugün a kişisi başkanı olabilir. Yarın  b olabilir. Biz başkanın güdümünde veya siyasi partinin güdümünde olan bir kooperatif olmak istemedik. Biz bağımsız bir kadın kooperatifiyiz. Bizim içimizde farklı siyasi görüşte insanlar da var. Arkadaşlarımız var. Kadınlarımız var. Biz her dönemde yasal olarak ne alabileceksek yerel yönetimden alabileceğimiz destekleri şu anda başkandan aldığımız destekleri diğer başkanlarımızdan da alabilelim istiyoruz devamında. Bir bağımız yok belediyeyle. Sadece yerel yönetimler bir kadın kooperatiflerine ne kadar destek oluyorsa biz de o kadar destek oluyor. Nedir? Fuara gideceğiz. Araç tahsisi istiyoruz. Bir otobüs tahsis ediyor. Sonuçta ben ilçemi temsil ediyorum orada. Belediyemizi, kooperatifimizi, kadınlarımızı temsil ediyorum. Yani bu tür destekler alıyoruz başkanımızdan. 

Emeğinize, yüreğinize sağlık, üretmeye devam edin. Destekler yağsın kooperatifimize ki Gazipaşa'da üretim ağı büyüsün… 

Nohutumuzun markalaşma süreci başladı. Yaylalardaki boş arazilerde nohut üretiyor belediyemiz. Biz de belediyeden satın alıyoruz. Kooperatifimize satabilmek için. Tarhanamızda da kullanıyoruz. Süt tarhanamız ve un tarhanamızda kullanıyoruz. Hatta geçenlerde Kıbrıs'a bir panele davet edildim. Bu yurt içinden ve yurt dışından gelen şefler bir firmanın eşliğinde çünkü nohutumuzu aldılar. Bir tona yakın nohutumuzu büyük otellere sattık. Antalya'da da otellere nohut pazarlamasını yapıyoruz şu anda. Coğrafi işareti de olacak. Özellikle nohutumuzu biz çok ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Destek veriyoruz o anlamda. Çünkü üreten bir belediye. Biz de onların ürettiğinden yararlanıyoruz.

Ne kadar güzel karşılıklı katkı ve bu katkının da yıllar boyu devam etmesi için de özerkliği sağlamışsınız tebrik ediyorum.

Şu anda mesela kiramızı ödüyoruz. Suyumuz, elektriğimizi ödüyoruz yani. Belediyeye karşı hiçbir şeyimiz yok. Bütün sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz.

Belediyeye yük değil aslında karşılıklı birbirine destek olan iki bağımsız kurum, kuruluş. Tabii. Ama Gazipaşa için çalışıyor.

Muhabir: Songül BAŞKAYA