Ekonomi İş Geliştirme ve Planlama Derneği (EKİPDER) Başkanı Reşat Güney, Akdeniz Gerçek’e verdiği röportajda kentte sorunların halının altına süpürüldüğünü kaydederek, “Bencilce davranmamak lazım. Ben vereyim size siz kendiniz yorumlayın demek. Bana göre eksik bir davranış. Tam olan bir davranış değil. Eksik bir davranış modeli. Konuşmak demek kaos yaratmak demek değil. Amaç bu da değil. Bulmak. Çözüme katkı bulmak ve çözüm için de çaba sarf etmektir” dedi. 

Antalya'da son dönemde EKİPDER’in adını sıkça duyuyoruz. Aslında çok yeni bir oluşum olmamakla birlikte aslında uzun süredir yola çıkılmış ve kent adına söz söyleyen, ekonomi konusunda değerlendirmede bulunan bir örgütlenme yapısı karşımıza çıkıyor. Belki nicel olarak bakıldığında çok büyük olmasa da nitel olarak bakıldığında kentte bir yeri doldurduğunuz ortada. Siz kendinizi nasıl konumluyorsunuz? 

EKİPDER beş yaşında. 2019 Aralık'ta kuruldu. 2024’ün Aralık’ındayız ve beşinci yaşını kutluyoruz. Altıdan gün alacağız. Altı yıllık, beş yıllık verilen çok hızlı ve çok değerli geçti. Sayımız şu anda üye sayımız 54. Pandemide kurulmuş bir dernek aslında. 2019 senesinin Aralık ayında kurduğumuzda öncesinde 3 kişiydik. Yine bir otel lobisinde daha neler yapabiliriz diyen üç arkadaş bir araya geldik.

Antalya Konuşmuyor! Konuşmak Lazım

Bir de pandemi diyorsunuz. Herkesin aslında kenara çekilip durduğu, kendini dinlediği, bir araya gelemediği bir süreç. 

Biz 2019’un aralığında 8 kişi olduk. O 3 kişi başladığımız yolculuk 8 kişi oldu. Bu 8 arkadaş şimdi yönetim kuruluyla beraber kurallarını uyguladığımız prosedürleri yazdık. O kuralları oluşturduk. EKİPDER’in adını koyduk. Disiplin kurallarını koyduk. Pandemide hatta otelden oda bile tutamıyorduk. Sekiz sayısı kurtarmıyor diye toplantı odasında bir de sıkıntı yaşıyorduk. Biz de söz verdik büyüdüğümüzde sen de yemek yiyeceğiz dediğimiz için de odaları almaya başladık. Sonra sekiz kişi pandemiye girdik. Pandemiden çıktığımızda dediğiniz gibi herkes kapanırken, herkes iş yapma telaşı içerisindeyken sağlığını korumaya gerekirken biz 30 kişi çıktık. Niye otuz kişi çıktık? Çünkü o birlikte iş yapabilmenin o zor zamanlarda insanların birbirine nasıl destek olacağını orada sekiz kişi çok iyi gösterdi. Çok kaliteli gösterdi. Bu kalite kişi sayısının artmasını sağladı. Sayısının artmasını sağladı ve bu zamana kadar beş yıl içerisinde yaklaşık 54 üyemiz var. 

YAPILMASI GEREKEN DAHA ÇOK ŞEY VAR 

EKİPDER olarak iş insanları derneğiyiz. Ekonominin, sosyal hayatın, sivil hayatın çok önemli unsurları. EKİPDER farklılıklarını belirtirken biz daha iyiyiz diye değil, belirtebilmek adına bunlara söylüyoruz altını çizerek tekrar belirtmek isterim. Çünkü her yapılan bana göre doğru şeyler var. Ama daha da yapılması gereken şeyler var olduğu için altını çizerek söylüyorum bunları. EKİPDER çok proje üretti. EKİPDER Antalya'da önemli derneklerden bir tanesidir. Siyasi partimizin Antalya’da ve tüm Türkiye'de motto olarak kullandığı işimiz gücümüz şehrimiz, işimiz gücümüz Türkiye mottosunu 5 sene önce EKİPDER işimiz gücümüz şehrimiz mottosuyla etkinlikler düzenledi. 5 sene önce ilk kullanan dernektir. İnanıyorum ki feyz alınan bir motto oldu. Ankara'dan getirdiğimiz iş adamlarıyla B2B'ler o zaman iki yüz seksen altı tane iş görüşmesi yapıp 10 milyon TL'lik ticaret hacmine ulaşmıştık. Bir toplantıda sadece. Şimdi bakıyorum rakamlarla iki buçuk milyar TL'lik ticaret hacmine ulaşmış durumda. Beş sene içerisinde 2 buçuk milyar TL. On milyondan iki buçuk milyar TL'ye ulaştık. Bu birlikte ticaret yapabilmenin kültürü diyorlar ya, birlikte iş yapabilme kültürünün tam bir karşılığıdır EKİPDER aslında. EKİPDER’in personel sayısı üç bin küsürden fazla çalışanlarımızın toplamı üyelerimizin. Bu sayı niçin önemli? Uygulamakta fayda var. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde üç yüz yirmiden fazla firma var. On beş bin çalışan var. Yaklaşık bizde elli dört üye var. Toplam üç bin küsur çalışanımız var. Firma başına düşen, üretilen istihdam sayısı size bırakıyorum bunu. 54 kişinin ürettiği ticaret hacmini, yine yorumunu okuyuculara bırakıyorum. Birlikte ticaret yapmaya özendiriyoruz. 8 tane arkadaşlarımızın bir araya gelip kurduğu şirket var. Hiç tanınmayan insanların, birbirini bilmeyen insanların EKİPDER çerçevesini tanışarak 8 tane yeni girişimcilik hikayesi yazmış olmamız çok önemli. 

BÜYÜKŞEHİR İLE SEMPOZYUM 10 OCAK’TA 

İlk defa EKİPDER geçtiğimiz sene sağlık sempozyumu düzenledi. Bu sağlık sempozyumunda Halka dair bir şey hazır sempozyum yaptık. Şehrin beş yıldızlı otelinde tüm halkımıza açık. Bir etkinlik düzenledik. Bin kişinin ziyaret ettiği yaklaşık sekiz on on iki tane ayrı workshop'un halk sağlığını ilgilendiren workshop yapıldığı bir etkinlik oldu. Burada da konusunda uzman doktorlar halkı bilgilendirme toplantıları gerçekleştirdik. Şimdi biz de inşallah bir aksilik olmazsa 10 Ocak'ta Antalya Büyükşehir Belediyesi'yle beraber EKİPDER olarak sağlık sempozyumunun ikincisini düzenleyeceğiz. Antalya Kültür Merkezi'nde herkesi de davet ediyoruz. 

İsrail ile Hamas Arasında Doha Görüşmelerinde İlerleme Sağlanamadı İsrail ile Hamas Arasında Doha Görüşmelerinde İlerleme Sağlanamadı

Antalya adına söyleyebilecekleriniz, bir yıl bitiyor. Çok hızlıca da geçti, çok da zor geçti. Hem Türkiye hem Antalya açısından 2024’ü değerlendirelim, 2025’e dair de bir bakış açısı oluşturalım.

2024’ü ekonomik olarak değerlendirecek olursak kısaca ne yaptıklarımızı anlatmaya çalışalım. 2024 herkesin bildiği gibi ekonomik anlamda ciddi daralmanın, durulmanın olduğu bir zaman dilimi içerisinde. 2024’ün son çeyreğinin son Aralık ayında yine bir beklentimiz faizde bir küçük de olsa indirim söz konusu olabilir. Eğer olmazsa da içerik Ocak’ta faiz indirimi gerçekleşecektir. Ama yine de faiz indirimi ne kadar gerçekleşirse gerçekleşsin. Mevduat yüksekti. Yani mevduat faizlerinin ya da faizlerinin yüksekliği devam edecek. İşletmelerin ticari kredilere ulaşım zorluğu devam edecek. Daha sabahleyin baktığımda işletmelerin döviz bazında borçlanmaları çok yüksek seviyede. Eskiden devlet döviz bazla borçlanırdı. Şimdi özel sektörde döviz bazla borçlanıyor. Bu da döviz kurunun sahipsiz kalacağı duygusunun hakim olduğu anlamına gelir. Tabii ki döviz kuru ihracatçılar ve turizmciler için çok önemli. Ama çok önemli bir olmakla beraber tek kriter de değil. Kaliteli iş yapmak zorundasınız. Antalya özelinde bakacak olursak ilk dokuz ay içerisinde Türkiye'de Antalya'da madencilikte ve de tarımda toplamda ihracat rakamının eksi 10 gerilediğini görüyoruz. Bu tutarsal anlamda gerilik. Tutarsal anlamda eksi 10 geriye gittiysek miktarsal anlamda lütfen sizler düşünün. Bu üretimin azaldığını dışarıda pazarlamanın çok kolay olmadığını en büyük ihracat pazarımız Almanya ilk beş içerisinde. Geçtiğimiz sene Almanya'da yirmi bin şirket batmış durumda. Ve de Almanya ekonomisi ciddi sıkıntı yaşıyor ve hatta şu anda hükümet de düştü. Yani Almanya şu anda hem siyasal hem de ekonomik anlamda bir sorun yaşıyor. Ve bizim ilk beşteki ihracat yaptığımız Fransa’da da Başbakan görevi bıraktı. İngiltere'de durum keza çok da sağlam gözükmüyor, başbakan için. Yani Avrupa'da bir siyasal hem de ekonomik sıkıntılar gösterecek ve bizim ilk ihracat pazarımız Avrupa. Önümüzdeki dönem üç beş gün içerisinde bir hafta içerisinde aynı zamanda asgari ücretin de belirleneceği bir dönem. Asgari ücret hakkında açıkçası bir beklentim yüzde otuz. Bununla nasıl ulaşıyorsunuz diyecek olursanız gerçekleşen enflasyon. Beklenen enflasyon bölü iki. O yüzden enflasyona da ezdirmemiş aslında hani o söylemlerden olmuş olacak. Benim beklentim yüzde otuz hani şaşarsak da artı iki de üstüne koyarım. Ama yüksek dile getiriliyor yaşanan birçok ekonomik konudan bahsediyoruz aslında. Sadece bu asgari ücretlinin artışından bile şöyle bir şey söyleyeyim size. Turizmde şu anda kişi başı ortalama maliyet bin 300 dolar sanayide bin 500 dolar. Ticarette bin 200 dolar seviyesinde şimdi. Zamlarla beraber bu rakamlar çok daha yüksek doğal olarak önümüzdeki dönem sanayicinin, işletmecinin daha da zorlanacağı bir dönem. 

KONUŞMAK LAZIM Kİ DOĞRU ŞEYLER YAPILSIN 

Bahsetmiş olduğumuz ihracat rakamları, üretim miktarlarının azalması ihracatın zorlaşmış olması tabii biz olayın doğruyu güzel giden birçok şey de olabilir. Ama bizim görevimiz doğruları hem bu taraftan öbür taraftan söyleyebilmek. Eksikleri söyleyelim ki bunların üzerine yoğunlaşılabilsin. Hani şöyle bir algı da oluşmasın yani ‘EKİPDER Reşat Güney sürekli eksiği söylüyor’ algısı oluşmamasını isteriz. Çünkü bunları konuşmamız lazım ki doğruya evrilebilsin, doğru şeyler yapılabilsin. Antalya bu anlamda diğer göre avantajlı. Niçin turizm gibi? Her dönem öyle ya da böyle büyük krizler yaşanmadığı sürece gelir kaynağı, önemli bir gelir kaynağı. Sadece Antalya'nın değil, Türkiye'nin önemli bir gelir kaynağı. Doğal olarak da böyle bir gelir kaynağına hizmet eden sektörler var. Tarımı, işte organize sanayisi vesairesi aslında turizme yan destek sektörler gibi gözüküyor. Antalya bu anlamda şanslı ama yaşanan bu problemleri dile getiren çok fazla insanın ya da kurumun olduğunu düşünmüyoruz açıkçası. Bunların çok fazla dile getirmemiş olması da halının altına süpürülmemesi gereken önemli konular bunlar. Verileri paylaşıp yorumsuz bırakmak. Antalya'ya bana göre haksızlık olur. Ben verileri vereyim. Siz yorumunuzu yapın demek çok doğru değil. Veya kent ülke sorunlarına hiç değinmeden sadece bir iş insanı olarak bakmak. Ne derece doğru? 

EKİPDER ATSO ve İŞKUR Temsilcilerini Ağırladı EKİPDER ATSO ve İŞKUR Temsilcilerini Ağırladı

BU KENTTE YAŞIYORUZ NEFES ALIYORUZ

Evet. O zaman da bu kente karşı sorumluluğumuzun ne kadarını yerine getirmiş oluyorsunuz? Biz bu kenti para kazanıyoruz. Bu kentte yaşıyoruz. Bu kentte nefes alıyoruz. Bu kentin sorunlarını da çözmek için hep beraber hareket etmemiz lazım. Bencilce davranmamak lazım. Ben vereyim size siz kendiniz yorumlayın demek. Bana göre eksik bir davranış. Tam olan bir davranış değil. Eksik bir davranış modeli. Konuşmak demek kaos yaratmak demek değil. Amaç bu da değil. Bulmak. Çözüme katkı bulmak ve çözüm için de çaba sarf etmektir. O yüzden de konuşan sayısı tabii bilgililerin konuşma sayısından bahsediyoruz. Ve ilgililerin konuşmasından bahsediyoruz. Bilgili ve ilgililer konuşurlarsa çözüm üretmek daha da kolay olacaktır. Bu kentin bütün paydaşları belediye başkanları, milletvekilleri, STK'lar, kamu kurum ve kuruluşları bu sorunları konuşması lazım ki çözüm üretebilsin. Konuşulmayan, bilinmeyen bir şeyi üretmek mümkün değil. O yüzden kent biraz daha bu bağlamda konuşabilmeyi de tercih etmeli. Bir kere konuşmalı. Antalya bu konuda bana göre sessiz bir kent. Antalya'nın sessizliği bilgisizliğinden değil. Antalya konuşmalı ve sorunlara çözüm bulmalı.

Muhabir: Songül BAŞKAYA