Diyarbakır'da Diyetisyen Öykü Kaçar, yapılan yeni bir araştırmada, bağırsaklardaki bakterilerin kiloyu yönetmede önemli bir rol oynadığını belirtti. Bu araştırmalara göre, insan vücudunda hücre sayısından daha fazla mikroorganizma bulunuyor ve bu mikroorganizmalar topluluğuna 'mikrobiyota' deniliyor.

Denizli’de iki firma zeytinyağına tohum yağı karıştırmış Denizli’de iki firma zeytinyağına tohum yağı karıştırmış

Mikrobiyota ve Vücut Fonksiyonları

Diyetisyen Öykü Kaçar, mikrobiyotanın özellikle bağırsaklarda yaşayan mikroorganizmaların, sindirimden bağışıklık sistemine kadar birçok vücut fonksiyonunda önemli rol oynadığını vurguladı. Kaçar, mikrobiyotanın obezite ile de yakından ilişkili olduğunu ifade ederek, obez bireylerin bağırsaklarında, zayıf bireylere göre farklı bir mikrobiyal yapının gözlemlendiğini belirtti.

A W259752 01

Obezite ve Mikrobiyal Yapı

Kaçar, obez bireylerin bağırsaklarında, yüksek enerjili besinleri daha etkili bir şekilde enerjiye dönüştüren bakterilerin daha fazla bulunduğunu anlattı. Bu durum, vücudun çok fazla kalori emmesine ve yağ olarak depolamasına neden oluyor. Kaçar, 'Bu farklılık, sadece bakteri türlerinde değil, aynı zamanda bu bakterilerin sayılarında ve ürettikleri metabolitlerde de görülür'dedi.

Microscopic Germs Pathogens 23 2149005130

Mikrobiyota ve Obezite İlişkisi

Mikrobiyota ve obezite arasındaki ilişkiye de değinen Kaçar, bu ilişkinin karmaşık bir döngü olduğunu belirtti. Beslenme alışkanlıklarının mikrobiyotayı etkilediğini ve mikrobiyotanın da beslenme tercihlerini şekillendirebileceğini ifade etti. Kaçar, 'Örneğin, belirli bir bakteri türünün çoğalması, bireyi daha tatlı veya yağlı yiyeceklere yöneltebilir. Genetik faktörler de mikrobiyota ve obezite arasındaki ilişkiyi etkiler. Bazı kişilerin genetik yapısı, belirli bakteri türlerinin çoğalmasına veya azalmasına daha yatkın olabilir. Bu durum, obezite riskini artırabilir' şeklinde konuştu.

Şişkinlik nedir? Şişkinliğe neden olan besinler hangileri? Şişkinlik nedir? Şişkinliğe neden olan besinler hangileri?

Çevresel Faktörler ve Mikrobiyota

Kaçar, antibiyotik kullanımı, çevre kirliliği ve stres gibi çevresel faktörlerin de mikrobiyotayı olumsuz etkileyerek obezite riskini artırabileceğini vurguladı. 'Çeşitlilik açısından zengin bir diyetle beslenen bireylerin bağırsaklarında, daha fazla sayıda ve çeşitlilikte bakteri türü bulunur. Bu durum, obezite riskini azaltıcı bir etkiye sahiptir. Tersine, tekdüze ve işlenmiş gıdalardan zengin bir beslenme, bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini azaltarak obezite riskini artırır' dedi.

Firmicutes ve Bacteroidetes Dengelemesi

Kaçar, obez bireylerde Firmicutes filumuna ait bakterilerin oranının genellikle daha yüksekken, Bacteroidetes filumuna ait bakterilerin oranının daha düşük olduğunu belirtti. 'Firmicutes, enerji elde etme konusunda daha verimli olan bakterileri içerirken, Bacteroidetes, enerji alımını düzenleyen bakterileri içerir'dedi. Probiyotikler, prebiyotikler ve fekal mikrobiyota nakli gibi yöntemlerin mikrobiyotayı hedef alarak obezite tedavisinde umut vaat ettiğini belirten Kaçar, her bireyin mikrobiyotasının farklı olduğunu ve gelecekte obezite tedavisinde kişiselleştirilmiş yaklaşımların ön plana çıkabileceğini ifade etti.

Sağlıklı Yaşam ve Bağırsak Sağlığı

Kaçar, işlenmiş gıdalarla beslenen ve hareketsiz bir yaşam süren kişilerde, zararlı bakteri türlerinin çoğalması ve yararlı bakteri türlerinin azalmasıyla birlikte, obezite riskinin arttığını ifade ederek, sağlıklı bir yaşam için sadece beslenme ve egzersize değil, aynı zamanda bağırsak sağlığına da özen gösterilmesi gerektiğini söyledi.

Kaynak: İHA