Antalya'nın en önemli su kaynaklarından Düden Çayı'nda geçtiğimiz yıl içerisinde yoğun balık ölümleri gerçekleşmiş, buna sanayi atıklarının neden olduğu uzman raporlarıyla belirlenmiş ve önlem alınması ve sorumluların cezalandırılması için girişimler başlatılmıştı.
Gelinen noktada ise kirlilik durdurulmak bir kenara, daha da şiddetlendi. 2.5 milyon Antalyalı için hayati öneme sahip olan yer altı sularının hızla kirlendiğini ifade eden Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Antalya Şube Başkanı Bayram Ali Çeltik, Akdeniz Gerçek'e konuştu.
SANAYİ TESİSLERİ KİRLİLİĞİ KATLIYOR
Düden'deki kirlilikte herkesin suçlu olduğunun altını çizen Başkan Çeltik gelinen noktayı şöyle aktardı:
"Döşemealtı Platosu ve Antalya kent merkezi tamamen bir traverten dediğimiz kaya bloğunun üzerinde Bu kaya bloğu evlerimizdeki süngerler gibi gözenekli ve geçirgen. Bunun için Antalya su baskınlarına maruz kalmıyor. Travertenin sınırları doğuda Aksu, batıda Boğaçay, güneyde Antalya şehir içi, kuzeyde de Döşemealtı Kırkgöz taraflarına uzanan, 630 kilometre karelik bir alandan bahsediyoruz.
Bu alana attığınız bütün fiziksel ve kimyasal kirlilik, doğrudan yer altı suyuna karışıyor. Bu noktada tarım suçlu; çünkü kimyasal tarım ilaçlarını dışarıya bırakıyor, yağmur sularıyla yer altı sularına karışıyor. Düden'in üzerine bırakılan atıklar suyu kirletiyor. Bir takım işletmeler suçlu; bütün atıklarını akarsuya bırakıyorlar. Petrol istasyonundaki sanayi tesisleri, yıkama yerleri kirliliklerini yine Düden'e bırakıyor. Sanayi tesisleri kirliliğe neden oluyor."
'KİRLİLİK DAHA DA ARTACAK!'
Düden'deki kirliliğin ve Antalya'nın geleceği olan suların hızla kullanılamayacak duruma geldiğine dikkat çeken JMO Antalya Şube Başkanı Çeltik şöyle devam etti:
"Döşemealtı'nın tamamına bir kanalizasyon sistemi yok. Yeni yapılan ruhsatlar bile halen kanalizasyona bağlanmıyor. Bunların dışında ortada ciddi bir kirletici olan Entegre Tesis var. Sonuç olarak herkes biraz suçlu, ama bazısının suçu bir birimken bazısının suçu 10 birim. Düden'deki ve genel olarak Antalya'daki zeminin gözenekli olması, bahsettiğimiz kirliliğin bu gözeneklere zaman içerisinde dolmasına ve buradan akan suyun devamlı olarak kirli akmasına neden oluyor.
Bu binlerce yıllık kayalar eskiden tertemizdi. Şimdi gelinen noktada ise tamamen temizlenmesi mümkün değil. Kirliliğin Düden'e atılması denetim altına alınamamış. Kanalizasyon sorunu çözülememiş. Tarım ilacı atıkları ile ilgili ciddi bir önlem yok. Sanayi entegre tesislerinde yönetim zaafiyeti var. Buralar tam olarak kontrol altına alınamadığı için Düden'deki kirlilik devam edecek ve ilk yağmurlarda da bu kirlilik daha da artacaktır."
'DOĞAL YAŞAMI TAMAMEN YOK ETMİŞİZ'
Düden'e dalan 5 kişilik dalış ekibinin dördünün vücudunda ciddi kızarıklıklar ve alerjik reaksiyonlar gözlemlendiğini belirten Çeltik, "Bu sırada suda bir tane dahi canlı olmadığı görülüyor" diyerek doğal yaşamın neredeyse tamamen yok edildiğini anlattı. Çeltik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bu kirlilik ile oradaki habitatı tamamen yok etmişiz. Düden Şelalesi, Antalya'nın yer altı sularının kapağıdır. Düden'den çıkan su ne ise yer altı suları da aynıdır. Bu kirli suyu biz evimizde kullanıyoruz, meyve sebzemizi yıkıyor, bu suyu tüketiyoruz. Bu kirli su denize akıyor ve denizleri kirletiyor, canlılığı tehdit ediyor.
Antalya içme suyunun yüzde 95'ini yer altı sularından sağlayan bir kent. Fakat bizim yer altı sularımız korunamadı, kirlendi. Gelinen noktada sularımızın yeniden eskisi gibi temiz bir hale dönmesi kısa vadede mümkün görünmüyor. Muratpaşa Belediyesi bünyesinde bununla ilgili bir Çevre Komisyonu da kuruldu. Bu konu ağırlıklı olarak biz Jeoloji Mühendislerinin konusudur. Çalışmalarımız sürüyor.
Antalya su konusunda çok şanslı bir kent ama biz bunun kıymetini bilmiyoruz. İnsanoğlu son 50 yılda hiç olmadığı kadar büyük bir tüketim çılgınlığı yaşıyor ve suyu da böylece kirletiyor. Bu kente sanayi tesisi kurulurken yer altı suları ile bağlantısına dikkat edilmeli ve sıkı bir denetimden geçirilmelidir."
Özgür Cem Boynueğri