Antalya Güneş Koleji Kurucusu, duayen eğitimci Mustafa Koç, eğitim sisteminin, son yıllarda ‘eğitimi düzeltelim’ diye ortaya çıkan sözüm ona eğitimciler tarafından ciddi şekilde tahrip edildiğini söyledi. Akdeniz GERÇEK’e konuşan Koç, eğitim sistemindeki düzenlemenin bir iyileşme yolunda yapıldığı kanaatinde olmadığını kaydeden Koç, “Eski değerleri tamamen yıkıyorlar ve yeni bir şey de kurmuyorlar. Sistem değiştirdiğinde kendine özgü bir mantığı olur. Bu öyle de değil. Biz bunu dershaneler döneminde de sık sık tartıştık. 10 yılda 15 kez sınav sistemi değişti. Böyle bir ülke dünya tarihinde yoktur. Hangi ihtiyaç bu değişikliği yaptırabilir. Eğer gerçekten bir işe yaramış olsaydı, şimdi biz eğitim konusunu tartışmıyor olurduk. Eğitim anlamında ciddi bir bozulma yaşadık” dedi.
BİLGİ YÜKLEYEREK OLMAZ
Türkiye’de öğrencilerin hala bir sınav cenderesinde birbirleriyle yarıştığını kaydeden Koç, “Sınav hazırlığı tamamen bilgiye dayalı ağırlıklı bir sistemdir. Ancak bilgi artık günümüzde ulaşılması zor olmayan bir şey. Her an, her yerden bilgiye ulaşabilirsiniz. Önemli olan davranışları ve becerileri geliştirebilmek. Bizim ülkemizin eğitiminde bir reform yapılacaksa öncelikle çocuklara becerileri göstereceğiz. Yetenekleri ölçüsünde gelişmelerini sağlayacağız. Bunu sağladığımızda çocuk zaten gireceği sınavlarda kendi yetenekleri ölçüsünde başarılı olur. Yani illa bilgi yükleyerek olmaz bu. Düşünme gücünü, okuma alışkanlığını ve yazma yeteneğini geliştirmeliyiz. Biz daha çocukları düşündürmeye bile alıştıramıyoruz ki!O yüzden eski yıllardaki o eğitim felsefesinin mantığı bile şimdikilerden daha kapsamlı. Örneğin resim dersleri ikişer saatti. Bunun yanında Yurt Bilgisi, Aile Bilgisi dersi var. Tahlil var, kompozisyon var, şiir okuma var. O zamanlar bile bunlar düşünülmüş. Vereceğin 2-3 Matematik. Bizim öyle değil ki. Durmadan Matematik, Türkçe ve Fen Bilgisi yükleyerek olmaz” diye konuştu.
ARTIK DEVİR DEĞİŞTİ
“Eğitimde çağın gerektirdiği becerileri öğreteceğimiz bir sisteme geçmemiz lazım” diyen Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz 200 sene önceki müfredatları, 100 sene önceki programları bile gerçekleştiremedik. Ama şimdi dünya değişiyor, çocuklar değişiyor, Türkiye’nin ihtiyaçları değişiyor. Biz bilgi ve teknoloji çağında onlara yeni şeyler söylememiz lazım. Bu eskiyi tekrar etmek de değil. Örneğin ben gençlerin çok önemli bir eğitim modeli, eğitim yatırımı olduğunu düşünüyorum. Köy Enstitüleri için de biz bunu söylemiştik ama o,o koşullar içinde doğruydu. Bizim Kent Enstitüleri yaratmamız lazım. Kentleşmenin arttığı bir devirde çocuklarımıza vereceğimiz eğitim sisteminin de buna uygun olması lazım. Çünkü o zaman halkın büyük bir bölümü köylerdeydi.Köy enstitüleri o nedenle ihtiyaçtı. Artık kentleşme arttı. Şehirdeki insanların uyumunu, psikolojisini, dünyaya bakışını etkileyecek, değiştirecek altyapıyı, bilgiyi kazandırmamız gerekiyor. Eğitim bunu yapmıyorsa hiç okullara gerek yok. Ben Köy Enstitülerine hayran bir eğitimciyim ama artık devir değişti. Kentleşen, şehirleşen nüfusun ihtiyaçlarını karşılayacak sistem getirmemiz lazım. Bunun adına da illa bir isim getirmek gerekiyorsa Kent Enstitüsü diyebiliriz.”Kubilay ELDEMİRCİ