KONDA Araştırma, kadınların toplumsal rollerine dair algının nasıl değiştiğini ortaya koydu. 10 yıl önce yüzde 66 olan “Kadının birinci görevi, evin sorumluluğunu üstlenmek ve çocuk yetiştirmektir.” yargısını doğru bulanların oranı 2025 yılı itibarıyla yüzde 43’e geriledi. İşte araştırmadan çarpıcı detaylar…
Kadının Öncelikli Görevi Evi mi? İşte Araştırma Sonuçları
Toplumsal cinsiyet algısına dair önemli veriler ortaya koyan KONDA Araştırma, kadınların çalışma hayatındaki yerini ve toplumun bakış açısını inceledi. Araştırmaya göre, kadının temel görevinin evin sorumluluğunu almak ve çocuk yetiştirmek olduğunu düşünenlerin oranı son 10 yılda büyük düşüş yaşadı. 2015’te yüzde 66 olan bu oran, 2025’te yüzde 43’e geriledi.
Bu Görüşü En Çok Kimler Savunuyor?
Araştırma, bu görüşü destekleyen grupları da detaylandırıyor:
-
Çocuk sahibi erkekler, kadının önceliğinin ev ve çocuk yetiştirmek olduğu fikrini en çok destekleyen grup.
-
Ev kadınları, daha önce hiç çalışmamış kadınlar ve iş aramayıp ev işleriyle ilgilenen kadınlar bu görüşe büyük oranda katılıyor.
-
Çalışan erkekler, Türkiye ortalamasına kıyasla bu düşünceyi daha fazla savunuyor.
-
Beyaz yakalı ve mavi yakalı kadın çalışanlar, bu görüşe en çok karşı çıkan kesimi oluşturuyor.
Kadın İstihdamı ve Çalışma Hayatındaki Değişimler
KONDA’nın detaylı raporunda, Türkiye’de çalışan ve çalışmayan kadınların durumu, bu durumun nedenleri ve kadınların istihdamdaki pozisyonları detaylı bir şekilde analiz edildi. Araştırmada, kadınların çalışma hayatındaki yerleri eğitim seviyesi, gelir dilimleri ve iş gücüne katılım oranları açısından incelendi. Son yıllarda çalışan kadın oranında yaşanan değişimler ve farklı sektörlerde kadın temsiliyeti de raporda ele alındı. Bunun yanı sıra, kadınların iş yerlerinde hangi pozisyonlarda yer aldığı ve cinsiyete dayalı pozisyon farklılıkları mercek altına alındı. Ayrıca, iş gücüne katılmayan kadınların çalışmama nedenleri, daha önce bir işte çalışıp çalışmadıkları ve şu anda iş arayıp aramadıkları gibi konular da detaylandırıldı. Çalışma hayatında yaygın olan eril düşünce kalıplarına yönelik toplumsal yaklaşım da araştırmada önemli bir başlık olarak öne çıktı.