Evet,
şimdi CHP'yi yazman zamanı ama; CHP'ye oy verenleri değil, kendini CHP'li
olarak görüp, üyesi, delegesi ve seçmeni olanı, SİYASİ SÜREÇLERİN OLUŞMASINDA
katkısı olanları yazmanın zamanı.
--Genel
Başkanını, Başkan Yardımcılarını, Milletvekillerini, İl Başkanlarını, Belediye
Başkanlarını, Meclis Üyelerini, Danışmanlarını, bunların tanıdıklarını,
tanıdıklarının tanıdıklarını değil;
--CHP'yi
yazmanın zamanı, Yani SİZİ yazmanının tam da zamanı.
--Yeterince
sorununuz varken, bir de bu eksikti değil mi?
--Evet
işte tam da bir bu eksikti.
--Diyalektikte
bir "etki tepki- sebep sonuç" kuralı vardır. Her şey, bir başka şeyin
sebebidir. Tasavvufi düşünce ile de söyleyecek olur isek, "sebepsiz kuş
uçmaz!.." Yani onu da bir ucuran vardır. Her ne kadar, onlar bu uçuşun iyi
yanlarını kendilerine, kötüsü bir başka sebebe bağlasalarda, sonuçta
"ceremeyi" hep birlikte cekeriz.
--CHP
öyle herkesin, önüne gelenin olur olmaz laf edeceği bir parti değildir.
Yöneticileri, resmi rozet taşıyıcıları, başkanları, vekilleri ve diğerleri,
herkese öyle olur olmaz laf ettirmemek, laf edilecek şeyleri yapmamak,
yaptırmamak durum ve zorunlulukları vardır.
--CHP,
öyle sıradan bir parti değildir. Her ne kadar şimdi "Lordların, Parti Ağaları"nın
görünümünde olsa da; CHP, köklerini 1800'lerin sonlarına doğru, dünyada gelişen
özgürlük, eşitlik ve yurtseverlik kavramları üstüne ömürlerini vermiş, İttihat
ve Terakkicilerin;
--Ulusal
Kurtuluş Savaşında vatanları için, kanlarını ilk olarak akıtmaya gönüllü,
hevesli "Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti" gönüllüleri
yurtseverlerin;
--Dünya'da
ilk olarak yedi düvele karşı, halkı ile, halkı ve hakkı için anti emperyalist
bir savaş vermişlerin;
--27
Aralık günü Kurucusuna, Ankara Dikmen sırtlarında, binlerce Seymen ve Anadolu
Bacılarının "KIZILCA GÜN" dedikleri günde, "yanında ve
arkandayız" dediği Mustafa Kemal'in;
--Değerbilir
ulusunun onu Mustafa Kemal'den, Mustafa Kemal ATATÜRK yaptığı, ulusal önder'in,
yurtsever devrimci bir liderin;
--Dünya
Kapitalist ekonomik sistemi krize girmiş, çoğu ülkelerde ve Avrupa
Devletlerinde, yönetimler Faşist Diktatörler halklarını ezip, özgürlüklerini
yok saydıkları bir dönemde, başta İsmet İnönü olmak üzere CHP kadrolarının,
Ülkelerini "Çok Partili Parlamenter Sistem"e geçirerek, yurttaşlarına
gereçek DEMOKRASİYİ armağan edenlerin;
--Amerkan
emperyalizminin, Türkiye'yi Alman ya da İngiliz Emperyalistlerinin birinin
yanında 2'NCİ PAYLAŞIM SAVAŞIna sokmaya çalışırken, Lİderi İsmet İnönü'nün
önderlik yetenek ve deneyimleri sayesinde, 2.Dünya Savaşına sokmayıp, halkını
aç ve açıkta bırakmayanların,
--Hakkı
ve Halkı her zaman önde tutan, Turkiye Cumhuriyeti Yurttaşlığını önceleyen ve
önemseyen, o yüzden de hem kurucu ilkelerine, hem de Devletin Anayasasına bu
özgürlükçü ilkeleri (Halkçılık, Laiklik, Cumhuriyetçilik, Devletçilik,
Devrimcilik ve dünyada ilk olarak etnik kökene bağlı olmayan kurucu değerlerde
Milliyetçilik) yazan ve uygulayanların;
--Ülke,
ABD emperyalizminin güdümünden çıkıyor, halk haklarını öğrenmeye başladı,
özgürlük ve demokrasi istiyor ve isteyecek diyen emperyalistlerin oyunları ile
12 Mart'a sürüklenen ülkenin; Halkçı ve Haklı çıkışını 1973'lerden sonra
üstlenip, 12 Eylül'lerde bunun bedelini, "our boys did it/bizim çocuklar
başardı" dedikleri darbede, bedelini zincirbozanlarda, cezaevi
işkencehanelerinde canları ile ödeyenlerin,
--PARTİSİDİR
CHP!..
--Unutmayın,
Kurucu Lider Mustafa Kemal ATATÜRK, şu sözleri sadece Türkiye Cumhuriyeti
Devleti için söylemedi, bu sözleri Devleti koruyup, kollayacak organlar içinde
söyledi. CHP'de bunların en başında gelir.
--
"Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye
atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini
düşünmeyeceksin";
--"Cebren
ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine
girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal
edilmiş olabilir."
--"memleketin
dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde
bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin
siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakru zaruret içinde harap ve
bitap düşmüş olabilir."
--"İşte,
bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini
kurtarmaktır."
--Değerli
"CHP'liler", bilemem anlatabildim mi, CHP'li olmanın onuru kadar,
sorumluluğuda.
--Bilmem
siz de farkına varır mısınız CHP'li olarak, üç kuruşluk kişisel çıkar peşinde
koşulmayacağını, "adamının adamı, yoksa madamının madamı"
olunmayacağının,
--Bilmem
kaç kişinin havzasındadır ama, Nefes Filminin şu repliği: "Uyursan
ölürsün! Ölürsünüz! Sen uyursan ölürsün! Sen uyursan ölürsün! Sen de ölürsün.
Sen de ölürsün! Uyursanız… herkes ölür!" herkesin öleceğinin, vatanın bile
yok olacağının bilmem kaç kiş farkındadır.
--O
yüzden, saydığım CHP'lilere düşen görev uyumamak, ve farkındalıktır.
--Ama
umudun var mı?
--Sadece
umutlu olmak istiyorum. Sizden umudumu kesmek istemiyorum.
--Göreceğiz!..