CHP önceki Genel Başkanı Deniz Baykal, Muratpaşa Belediye Başkanı Uysal’la başlayan buluşmaların Mustafa Akaydın ve Devrim Kök’le devam edip etmeyeceği yönündeki sorulara, “Yanlış yapan insan özür diler. -Ben söyledim, aynı görüşümü de devam ediyorum- demek külhanbeyliktir. Bizim siyasetimizde külhanbeylik olmaz” yanıtını verdi.
MEDENİ İNSANLAR ÖZÜR DİLEMEYİ BİLİR
“Medeni insanlar özür dilemesini bilir” diyen Deniz Baykal, Akaydın ve Kök’e göndermelerde bulunarak, ” Siyaset hata yapmayı öngörebilir. Hata yapılabilir ama hata yapıldığı zaman yapılanın hata olduğu ortak bir kanaat olarak tespit edilmişse, ortada yanlış bir laf varsa, yanlış olduğunu sen kabul etmesen de, herkes kabul ediyorsa, sana düşen onun yanlış olduğunu itiraf etmektir, özür dilemektir. –Boş ver özer dilemiş, dilememiş birileri külhanbeylik yapmaya devam etsin, ulu orta konuşmaya devam etsin-böyle bir şey olmaz” şeklinde konuştu.
CHP önceki Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili adayı Deniz Baykal, dün seçim çalışmalarına CHP Muratpaşa Örgütü’nü ziyaret ederek başladı. 29 Mart’ta yapılan ön seçimde Muratpaşa İlçesi’nin belirleyici rol oynadığını vurgulayan Baykal, seçim çalışmaları kapsamında Antalya’nın tüm ilçelerini ziyaret edeceğini, ilçelerin beklenti ve isteklerini konuşacaklarını söyledi. Baykal, “Ön seçim bitmiş, seçim dönemi açılmıştır. Hepimiz bu seçim sürecinde yerimizi aldık. Çalışmalarımıza hızla giriyoruz. Türkiye’de çok önemli bir seçim yaşayacağımızın herkes farkında. Buna özenle hazırlandık. Biz CHP olarak geniş ölçüde ön seçim yaparak toplumun özlemlerini tercihlerini listelerimize yansıtarak bu seçimde öz güveni yüksek parti olarak bu seçime katılıyoruz” dedi.
TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİ YENİDEN ŞEKİLLENMELİDİR
‘’Türkiye içine girdiği kısır tartışmalardan bu seçim sonucunda mutlaka çıkmalıdır’’diyen Baykal, ’’Türkiye, toplumu çok fazla ilgilendirmeyen ülkeyi yönetme iddiasındaki insanların ihtiyaçlarına cevap verecek rejim tartışmaları ile çalkalanmaktadır. Bunun bir anlamı yoktur. Türkiye de demokrasimizi gerçek anlamda hayata geçirmek önümüzdeki ana konudur. Türkiye’de çok ciddi sorunlar var. Türkiye’nin siyasetinin yeniden yapılanması ve şekillenmesi gerekiyor. Türkiye’de artık demokrasinin, insan haklarına saygı anlayışının hukukun üstünlüğünü anlayışının, yargının bağımsızlığı anlayışını her türlü tartışmanın ötesinde net bir şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Kimse bu işleri eğip bükmeye kalkmasın. Türkiye, artık anlamsız bir demokrasi tartışmasını sürdürebilecek noktada değildir. Biz neyin ne olduğunu biliyoruz’’diye konuştu.
TÜRKİYE’NİN İKTİDAR DEĞİŞİMİNE İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin seçim yoluyla iktidar değişimine ihtiyacı olduğunu söyleyen Baykal, ’’Demokrasiye 1950 seçimlerinden beri geçme iradesini ortaya koymuş bunu kanıtlamış bir ülkeyiz. Biz seçimle iktidar değiştirmeyi başarmış bir ülkeyiz. İktidardan seçim yoluyla ayrılmayı demokratik bir erdem sayan anlayışın ülkede yönetimde olduğuna tanıklık etmiş bir ülkeyiz. Şimdi Türkiye’de bir iktidar değişiminin seçim yoluyla gerçekleşmesini sağlamaya ihtiyaç var. Ne yazık ki Türkiye’de son dönemde yaşanan olaylar olağan bir demokratik hükümet değişimini çok ciddi şekilde sıkıntıya sokmaktadır. İktidar böyle bir seçim yoluyla iktidar değişimini taşıyabilecek bir konumda olmaktan ne yazık ki uzaktır. Türkiye çok acı günler yaşamıştır. Çok derin hesaplaşmaların içine konmuştur. Şimdi seçim yoluyla bütün bunların geride bırakılmasını sağlamaya ihtiyaç vardır. Türkiye'nin kökten bir değişime, yeni, güven veren siyasi kadroların ülkeyi yönettiğini görmeye ihtiyacı var. Sözüne güvenilir devlet adamlarına ihtiyacı var Türkiye'nin. Onu bunu aldatmak, yanıltmak için değil, bir süre sonra 'Beni de aldatmışlar' diyerek sorumluluktan sıyrılma anlayışı içinde olanlar için değil gerçekten sözü özü bir söylediğinin arkasında duracak inanılır devlet adamlarına ihtiyaç var’’dedi.
BU SUÇLAMALAR BELEDİYE BAŞKANINA YAKIŞMIYOR
Baykal bir gazetecinin, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, eski başkan Mustafa Akaydın’a yönelik ’milletvekilliğinin dokunulmazlık zırhını kullanmak istiyor’ söylemleri ile ilgili sorusuna şu cevabı verdi: "Siyasetçilerin rakipleriyle ilgili bu tür değerlendirmeler yapma alışkanlığı içindedirler. Böyle bir anlayışı kimseye tasvip etmiyorum. Bir gözlem yapıyorum. Ne yazı ki siyasetin bir özelliğidir bunlar. Bu yanlış bir şeydir. Özellikle iktidarı elinde bulunduranların böyle sözler söylemesi çok yanlıştır. İktidar şikâyet merci değildir. Suçlayıp sonra da dosyanın üstüne yatma yeri değildir iktidarlar. Varsa bir şey gereğini yapacaksın. Yapmıyorsan da konuşmayacaksın. O nedenle bu seçim ortamında ulu orta suçlamalar dosya iddiaları inandırıcılığını büyük ölçüde kaybetmiş iddialardır. Daha soğukkanlı, daha ciddi iddiaların ortaya konulması lazım. Bunlar sağlıklı bir tartışma zemini değil. Yetkili mercilerde konuşulması lazım. Bizim işimiz Ahmet, Mehmet değil. Biz Türkiye’nin önünü açmaya çalışıyoruz. Önü açılan Türkiye’de herkes hesabını verecektir. En tepeden başlayarak herkes hesabını verecektir. Hesabı sormayı engelleyip sonra birilerinden sorar gibi yapıp sormuş görüntü içine girerek siyaset yapma Türkiye’nin geride bırakması gereken eski siyaset döneminin anlayışlarıdır. Bu suçlamalar, belediye başkanına da, Antalya siyasetine yakışmıyor. Herkes ne biliyorsa somut delil koyacak ilgili merciye verecek, gereğine yaptıracak.”
UYSAL İLE GÖRÜŞMELERİMİZ DEVAM EDECEK
Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’la yıllar sonra bir araya gelmesi ile ilgili olarak konuşan Baykal,"Ümit Uysal, CHP’nin Antalya’daki en önemli belediyesinin başkanıdır. Dinamik, birikimli, siyasi enerjisini hayata henüz tam geçirmemiş, dolu bir siyasi kimlik. Şimdi belediye başkanı olarak 1 yıldır Antalya’da etkin önemli bir görev yapıyor. Onun başarılı olması her CHP’linin özellikle benim dileğimdir. Antalya’da bir CHP’yi başarılı kılmak istiyoruz. Büyükşehir’i, Kepez’i almak istiyoruz. Uysal’ın çalışmalarının bu doğrultuda bize önemli bir katkı yapması gerekiyor. Bizim destek vermemiz gerekiyor. Bu konularda tereddüdüm yok. Uysal ile ilişkilerimde beni rahatsız edecek, rencide edecek hakaret, saygısızlık, niteliğinde bir söylemine tanık olmadım. Siyasetin kendi şartları içinde beraber çalışıyorduk sonra ayrıştık. Genel başkanken mutlu olduğum, iyi çalışmalar yaptığını düşündüğüm Antalya il başkanıydı. Başkanlıktan kendisi ayrılmak istedi. Ayrılması için bir neden yoktu. Neden söylemedi. Bana ‘Ayrılmak istiyorum’ dedi. Bu ayrılmanın bir süre sonra genel seçimlerde Büyükşehir adayı olmayı düşündüğü için ayrılıyor olduğunu sezdim. Bunun da uygun olmayacağını kendisine söyledim. Ayrılırsak karşı karşıya düşeriz dikkatli ol. İsteklerin hayata geçmezse rahatsız olabilirsin üzülebilirsin dedim. Fırsat verme dedim. O da vermem dedi. Bundan benim şikâyetçi olmam için bir neden yoktu. O da il başkanlığından ayrıldı, belediye başkanlığı özlemini ifade etti ama hayata geçiremedi. Ayrışma yaşandı, doğaldır. Bu süreçte de beni rahatsız eden, rencide edecek, yakışmayan, uygunsuz ayıp bir ifadesine de tanık olmadım. Ben parti yönetiminden ayrılınca Antalya’da siyaset çalkalandı. Hala da tam duruldu diyemem ama bu çalkalanma yaşandı. Ama bu çalkalanmanın seyri içinde herkes bir takım siyasi konumlar aldı. Ümit Uysal da Muratpaşa Belediye Başkanı oldu. Belki ben yönetimde olsaydım da olabilirdi başkan belki daha iyisi de olabilirdi. Bu kopukluktan dolayı bir siyasi bağlantı kurmakta bir güçlük ortada duruyordu. Uysal bu güçlüğü aştı. Eski Genel Başkanı, kendisinin parti büyüğü olarak bana düşüyor, diye beni ziyaret etmek istedi. Memnuniyet ile karşıladım. Güzel sıcak bir görüşme oldu. Özlemişim ben de kendisini. Çok mutlu oldum onu. Heyecanlı ve çalışkan birisi olarak, gördüğüme mutlu oldum. Bunda şaşıracak bir şey yok. Belki daha erken olması gereken bir şeydi. Siyasi ayrışma kopma olunca bunlar oluyor. Bunun haklı önemli nedeni yok. Ona özel sevgi ve ilgi duydum. O daima iyi bir siyasetçi iyi bir CHP’li olarak nezaketi, saygıyı, terbiyeyi, zarafeti ihmal etmemiştir. En azından benim nezdim de ya da aleni olarak ilan etmemiştir. Bu devam edecektir" diye konuştu.
KABALIK, ÇİĞLİK, HAZIMSIZLIK
Öte yandan Baykal, buluşmaların partisinin milletvekili adayları Mustafa Akaydın ve Devrim Kök'le devam edip etmeyeceğine ilişkin bir soruya ise önce siyaset ve insan ilişkilerinin nezaketi zorunlu kıldığının altını çizdi. Kendisinin Bülent Ecevit ve Erdal İnönü'yle derin siyasi tartışmalar yaşadığını, fakat o tartışmalar içinde 'kabalık, çiğlik, hazımsızlık' yansıtan tek cümlesi olmadığını söyledi. Baykal, konuyla ilgili şunları söyledi: “Medeni insanlar özür dilemesini bilir. Yanlış yapan insan özür diler. 'Ben özür dilemem. Ben söyledim. Aynı görüşüme de devam ediyorum', bu külhanbeyliktir. Bizim siyasetimizde külhanbeylik yoktur. Siyaset hata yapmayı öngörebilir. Hata yapılabilir ama hata yapıldığı zaman yapılanın hata olduğu ortak bir kanaat olarak tespit edilmişse, ortada bir yanlış laf varsa, yanlış olduğunu sen kabul etmesen de, herkes kabul ediyorsa, sana düşen onun yanlış olduğunu itiraf etmektir, özür dilemektir. 'Boş ver özür dilemiş dilememiş, birileri külhanbeylik yapmaya devam etsin, ulu orta konuşmaya devam etsin' böyle şey olmaz. Olursa iyi olmaz." (DENİZ TOPKAYA)