Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda Akdeniz Üniversitesi ev sahipliğinde 7 üniversitenin paydaşlığında düzenlenen Güney Kariyer Fuarı’ndaki(GÜNKAF) söyleşide Antalya Organize Sanayi Bölgesi(Antalya OSB) Başkanı Hasan Ali Gönen, bölgenin 22 bin kişiye istihdam sağladığını belirterek ticaret hacminin yaklaşık 175 milyar TL’ye, ihracatında yine yaklaşık 1 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
337 adet çeşitli büyüklükteki sanayi parseli bulunan Antalya OSB’nin 734 hektarlık alandan oluştuğunu aktaran Gönen, tahsis edilen parsel açısından yüzde 99 doluluk oranına yaklaşan bölgede 326 firmanın faaliyette bulunduğunu belirtti.
Gönen, 326 firmanın gıda, ahşap-mobilya, kağıt-ambalaj, tarım-gübre-kimya, makina-metal-enerji, plastik-polyester-akrilik, inşaat-yapı ve tekstil sektörlerinde üretim yaptığını ifade etti.
Bölgede yılda ortalama 600 milyon kW elektrik, 7,5 milyon metreküp su, 25 milyon standart metreküp doğalgaz kullandığını kaydeden Gönen, 4 milyon metreküp atıksuyun arıtılarak ASAT şebekesine gönderildiğini kaydetti.
"Türkiye'de İlk 10'da"
Türkiye’nin en büyük ilk 1000 sanayi kuruluşu listesindeki 10 firmanın bölgelerinde üretim yaptığını aktaran Gönen, “Bölgemiz elektrik işletme, doğal gaz, içme-kullanma suyu, peyzaj alanları, atıksu arıtma ve solar kurutma tesisi, itfaiye teşkilatı, dahili yolları, alış-veriş merkezi, kademe dükkanları, camisi, kreşi, oteli, teknik koleji, sosyal tesisleri ve atölyeleri ile tüm gelişmiş organize sanayi bölgeleriyle rekabet edebilecek düzeyde olup her türlü hizmeti veriyor. Antalya OSB yatırım, istihdam, üretim rakamları ucuz altyapı hizmetleri ve çevreci özellikleri ile Türkiye’nin en iyi ilk 10 bölgesinden birisidir.” diye konuştu.
"Sanayi İçin Gençlerin Önemi"
Turizmin Antalya’nın lokomotif sektörü olduğunun altını çizen Gönen, “Bir diğer ana sektörümüz tarımdır. Ancak, ne turizm ne de tarım sektörü kendi başına hareket edemez; sanayi sektörü ile sıkı bir bağ içerisinde olmalıdır. Turizm ve tarım yatırımlarının başarılı olabilmesi, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılması ve küresel rekabet gücünün artırılması için sanayi sektörüne ihtiyaç duyar. Fakat sanayi sektörünün de gelişip güçlenmesi ve bu saydığımız hedeflere ulaşabilmesi için bazı hayati ihtiyaçları bulunuyor. Bu hayati ihtiyaçların ilk sırasında gençler yer alıyor ve evrensel standartlarda bir eğitim sistemi olduğunun farkındayız. Eğitim sistemimizin günün ve geleceğin ihtiyaçları ile çelişen en önemli yönü, genellikle ezbere dayalı olması, öğrencilerin eleştirel düşünme, problem çözme ve yaratıcı yeteneklerini geliştirmelerine yeterince olanak tanımamasıdır.” dedi.
"Sınav Başarısı Yetenek Kaybı"
Sınav başarılarına göre gençlerin değerlendirilmesinin yetenek kaybına neden olduğunu vurgulayan Gönen, “Müfredatı, çağın ihtiyaçlarına tam olarak uyum sağlayacak şekilde sürekli iyileştirmeliyiz. Çünkü her şey o kadar hızlı değişip gelişiyor ki ‘yaptık oldu’ deyip, kenara çekilmemeliyiz. Eğitim sistemimizi ve metodlarını değişen koşul ve taleplere göre revize ederek güncel tutmalıyız. Teknoloji, yapay zeka ve dijital beceriler gibi geleceğin gerekliliklerine yönelik içerikler sınırlıdır. Sanat, spor ve ahlaki değerler gibi alanlara yeterince önem verilmiyor” dedi.
"Mühendislik Fakültesi Mezunu BİM'de Kasiyer"
Gönen, en büyük eksilerden birinin de Türkiye'de üniversite mezunlarının eğitim aldıkları alanlarda istihdamlarına dair net bir oran bulunmaması olduğunu vurguladı.
Gönen, 2023 yılında TÜİK’e göre, lisans mezunlarının kayıtlı istihdam oranının yüzde 75,6 olarak açıklandığını işaret ederek, “Bu, üniversite mezunlarının büyük bir kısmının mezuniyet sonrasında iş bulabildiğini gösteriyor, ancak bu işlerin mezunların aldıkları eğitimle doğrudan ilişkili olup olmadığına dair spesifik bir bilgi bulunmuyor. Mühendislik fakültesi mezunu bir arkadaşımızın BİM’de kasiyer olarak çalışması, ne yazık ki TÜİK’in bu yüzde 75’lik verisine dahildir, dolayısıyla doğru bir veri değildir.” dedi.
"Meslek Liseleri Yetenek Yetiştirmede Yetersiz"
Sanayi sektörünün en önemli sorununun kalifiye insan kaynağı, yetişmiş teknik eleman olduğunu işaret eden Gönen, bu ihtiyacın karşılanmasında en önemli rolün meslek liselerine düştüğünü kaydetti.
Meslek liseleri ve mesleki eğitim kurumlarının, iş dünyasının ihtiyaçlarına uygun yetenekler yetiştirme konusunda yetersiz olduğunu dile getiren Gönen, “Mesleki eğitime yönelik bir algı sorunu bulunuyor ve bu okullar genellikle düşük akademik başarı gösteren öğrencilerle ilişkilendiriliyor. Mesleki eğitim kurumlarının prestiji artırılarak, iş dünyasıyla entegrasyon sağlanmalıdır. Eğitim politikalarında uzun vadeli stratejiler ve bilimsel yaklaşımlar benimsenmelidir. Gençlerin meslek seçimlerine profesyoneller mutlaka ama mutlaka dahil edilmelidir. Çünkü gençlerin meslek tercihlerinde ailelerinin veya yakın çevrelerinin etkisi ne yazık ki çok büyük. Özellikle yüksek kazanç sağlayan veya prestijli görülen mesleklerin tercih edilmesi, gençlerin kişisel özelliklerini ve ilgilerini göz ardı etmelerine yol açıyor. Meslek seçiminde bireylerin kendi güçlü yönlerini, ilgilerini ve yeteneklerini yeterince değerlendirmemesi, uyumsuz seçimlere ve son tahlilde başarısızlığa neden olabiliyor.” ifadelerini kullandı.
Türkiye'de bir çok öğrencinin, profesyonel kariyer rehberliği ve yönlendirme desteği alamadığından yakınan Gönen, meslek seçim sürecinde bireylerin ilgi ve yeteneklerini keşfetmesi için kariyer rehberliği ve testlerinin istisnasız şekilde uygulanması gerektiğini bildirdi.
Altın Öneriler
Gençlere tavsiyelerde bulunan Gönen sözlerini şöyle noktaladı:
“Zamanınızı öncelikle güçlü ve zayıf yönlerini analiz etmek için kullanın. Formal eğitimle birlikte online kurslar, sertifika programları ve atölyelere katılarak bilgi ve becerilerinizi artırın. İngilizce başta olmak üzere bir veya daha fazla yabancı dil öğrenmek, kariyer fırsatlarınızı artıracak. Sektör etkinliklerine, seminerlere ve konferanslara katılarak profesyonel bağlantılar kurabilir ve kendi fırsatınızı kendiniz yaratabilirsiniz. Toplumsal projelere dahil olarak hem toplumda fark yaratabilir hem de liderlik ve ekip çalışması gibi beceriler kazanabilirsiniz. Kendi işinizi kurma fikrine her zaman açık olmalısınız, bu yüzden de yaratıcı düşünme yeteneğinizi geliştirin. Risk yönetimi ve iş planlaması gibi konularda bilgi edinin. Büyük hayaller kurun, ancak bu hayalleri gerçekçi hedeflere dönüştürün. Çok okuyan değil, çok gezen bilir derler. Enseyi karartıp gitmek yok. Türkiye büyük ve güçlü bir ülkedir. Türk halkı her türlü badire ve sorunun üstesinden gelecek feraset ve azimdedir. Bir kere bu ülkenin temelinde Mustafa Kemal Atatürk ve onun ilke ve inkılapları var.”
