Diyarbakır’ın Kocaköy ilçesinde yaşayan 62 yaşındaki antropolog ve eğitimci Naci Akdemir, 35 yıldır topladığı milyon yıllık fosilleri evinin bahçesinde sergileyerek adeta açık hava müzesi oluşturdu. Antropoloji bölümü mezunu olan Akdemir, aynı zamanda 35 yıldır öğretmenlik ve okul idareciliği yapıyor.

A W262509 06

Milyon Yıllık Fosillerin Hikayesi

Naci Akdemir, midye, istiridye, denizyıldızları, salyangozlar, şeytanminareleri ve köpekbalığı dişleri gibi birçok fosili topluyor. Bu fosillerin, yaklaşık 350 milyon yıl önce oluşmaya başladığı ve 5-6 milyon yıl önce tamamlandığı biliniyor. Akdemir’in bahçesinde sergilediği fosiller, farklı türleri bir arada sunarak ziyaretçilerine geçmişe yolculuk imkanı tanıyor.

A W262509 05-1

Tokat'taki 2 Bin Yıllık Çördük Kalesi Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya Tokat'taki 2 Bin Yıllık Çördük Kalesi Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

İlginç Fosil Keşifleri

Okul Müdürü ve antropolog Naci Akdemir, İHA muhabirine verdiği röportajda, yaklaşık 30-35 yıldır topladığı ilginç fosilleri ve bu fosillerin özelliklerini anlattı. Akdemir, fosillerin bazen ayrı ayrı, bazen ise bir arada aynı kayada bulunabildiğini belirtti. Ayrıca, kendisinin tanımlayamadığı ve birkaç kilometre uzunluğunda olan bir bant olduğunu, bu bantın üzerindeki fosillerin hem hayvanları hem de bitkileri bir arada gösterdiğini ifade etti.

A W262509 09

Prof. Dr. Sabri Akdoğan ve Kadri Tuzcuoğulları'nın Görüşleri

Akdemir, fosillerin oluşum süreci hakkında bilgi verirken Prof. Dr. Sabri Akdoğan ve Kadri Tuzcuoğulları'nın görüşlerine de yer verdi. Onların anlattığına göre, şu anda Kocaköy'ün bulunduğu arazi, yılda 10-15 milimetre kuzeye doğru hareket halinde. Süreç başladığında Kocaköy, Tetis Denizi’nin altındaydı ve bu bölge, Afrika-Arabistan plakası kuzeye doğru ilerlerken deniz tabanından yükselerek kara halini almıştır.

A W262509 11

Kocaköy’de Bir Müze Hayali

Naci Akdemir, bulduğu fosilleri topladığı ve sergilediği alanın bir açık hava müzesi olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtse de, Kocaköy’de paleontolojik, arkeolojik, jeolojik ve etnografik malzemelerin sergilenebileceği bir müzenin eksikliğine dikkat çekiyor. Bu tür bir müzenin kurulmasının, bölgedeki tarihi ve doğal zenginliklerin korunması ve tanıtılması açısından önemli olacağını vurguluyor.

Kaynak: İHA