Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) tarafından Adana'daki barajlarda su seviyesinin oldukça düşük seyretmesi sebebiyle su tasarrufu için kanallara aktarılan su miktarında kısıtlamalara gidildi. Bölgenin tarım alanları için önemli bir kaynak olan Seyhan Baraj Gölü'nden kullanılan sulama suyu sarfiyatını azaltması hedefleniyor. Açık kanallara ise sadece belirli süre ve saat aralıklarında su verme uygulamasına geçildi.
“Modern Sulama Sistemleri Şart”
Konuya dair açıklamalarda bulunan Ziraat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Ahencan Tayakısı, “Su kıtlığının yaşandığı bu dönemde, vahşi sulama yöntemi hala kullanılmaya devam ediliyor. Açık sulama kanalları su kıtlığına yol açacak. Çünkü açık kanallar aracılığıyla gönderilen suyun büyük bir kısmı kaçaklar ve drenajlara akıtılması nedeniyle israf oluyor. Bu kayıplar, sulama kanallarındaki kırıklardan, bağlantı noktalarındaki kaçaklardan, buharlaşmadan ve suyun taşınması sırasında taşıyan kanalların kırık parçalarından kaynaklanıyor. Tüm bu etkenler, suyun verimli kullanılmasını engelleyerek büyük bir israfa yol açıyor. Biz bölgemizde su hovardasıyız, suyu israf ediyoruz. Tarlalarda sulama suyu olarak kullanılan, yani salma sulama yöntemiyle verilen suyun büyük bir kısmı drenajlara akıtılıyor ve büyük ölçüde boşa harcanıyor. Bu durumun önüne geçilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Kayıplar Yüzde 2 Seviyesine Kadar Düşebilir”
Muhakkak kapalı basınç sulama sistemine geçilmesi gerekliliğini vurgulayan Tayakısı şöyle devam etti:
“Bu konuda gerekli baskıları yapıyoruz. DSİ yetkilileri, projeyi tamamladıklarını belirttiler. Ancak bizim talebimiz, projenin sadece tamamlanması değil, eksiksiz bir şekilde hayata geçirilmesidir. Şehir içinde gözlemlediğimiz üzere, sulama işlemi halen açık kanallar üzerinden yapılıyor. Tarla başlarında, tekneler aracılığıyla su tarlalara yönlendiriliyor. Oysa kapalı devre basınçlı sulama sistemi, yer altına döşenecek borularla gerçekleştirilecek ve buharlaşma kayıplarını neredeyse sıfıra indirecek.
Mevcut sistemde, sulama kanalları ve tekneler aracılığıyla yapılan sulamada suyun yüzde 60-65 oranında kaybı söz konusu. Kapalı devre sisteminde ise bu kayıplar yüzde 2 seviyesine kadar düşüyor. Bu sistem sayesinde su boşa akmayacak, çiftçiler ihtiyaçları doğrultusunda tarlalarının başındaki sifon veya vanalardan suyu açarak sulama yapabilecek.
Oysa damlama sulama sistemine geçildiğinde su kayıpları çok daha düşük seviyelere inecek. Ancak bu sistem ciddi bir yatırım gerektiriyor ve çiftçiler yeterince kazanç sağlayamadıkları için bu maliyetleri karşılamakta zorlanıyor. Bu noktada devletin, modern sulama teknikleri konusunda çiftçileri sübvanse etmesi büyük önem taşıyor. Bu sayede çiftçiler hem sulamadan hem de gübrelemeden tasarruf ederek daha kazançlı çıkacaktır.”
“Bu Yıl Su Sıkıntısı Yaşanmayacak”
Mevcut yıl için su sorunu yaşanmayacağını ancak önümüzdeki seneler için belirsizliğe işaret eden Ahencan Tayakısı, “Önümüzdeki yıllar için durum belirsizliğini koruyor. Barajlarda, belirli bir seviyenin altına inildiğinde kullanılamayan bir su rezervi bulunuyor. Eğer pompaj sistemleri 10 metre daha aşağı indirilebilirse, bu suların da sulama için kullanılabileceği öngörülüyor. Ancak yetkililer, bu işlemin gerçekleştirilmesi durumunda içme suyu temininde ciddi sorunlar yaşanabileceği konusunda uyarıda bulundu. Mevcut tabloya bakıldığında, kar yükünün getireceği su ile bu yılki sulama ihtiyacının karşılanabileceği düşünülüyor. Ancak ilerleyen yıllarda su kaynaklarının sürdürülebilirliği için daha kapsamlı önlemler alınması gerektiği açıkça görülüyor” diye konuştu.