Bu hafta İktisadi İdari Bilimler Fakültesi’nde (İİBF) bir gezintiye çıkalım istedim. İİBF öğrencilerinin genel olarak kasvetli ve eski bir fakültede eğitim görmesinin üzüntü verici olduğunu öğrenciler üzerinden gözlemledim. Akdeniz Üniversitesi’nin ilk fakültesi olma özelliği taşıyan İİBF’nin bir çok temel sorunu var. Sanatsal dokunuşların fakültede eksik olması, iç daraltıcı kasvetli ortamı öğrencilerin ruh halinde büyük bir dengesizlik yaratıyor. İİBF’nin daha iç açıcı ve renkli bir fakülte olarak dizaynının değişmesi gerektiğini düşünüyorum.
İİBF öğrencilerinin sosyal hayatında ne bir gezi, ne bir sanatsal aktivite ne bir spor aktivitesi ne de kendilerini geliştirecek bir etkinlik var. Yaptıkları tek etkinlik maalesef okey oynamak. Bir üniversite öğrencisinin öğrencilik döneminde kendisini geliştirebilmek adına imkan yaratarak, iş hayatına yönelik adım atması beklenmeli eğer bu adım atılmıyorsa da iyi bir iş hayatı beklenmemeli. Dost acı söyler. Ülkenin geleceğinin gençler olduğunu düşünüyoruz ama gençler de kendilerini düşünmeli. Öğrenci dostlar ders çıkışı sahilde yürümek, müzeye gitmek, sinemaya gitmek, öğrencilere yönelik ücretsiz kurs ve sempozyumlara katılmak yerine; ‘101 mi oynayalım? Batak mı oynayalım?’ ikilemine düşüyor. Tabi öğrencinin bütçesi olmalı, sürekli olarak bu aktivitelere, ekonomik tabloya bakılınca para yetiştirilmesi pek mümkün değil ama tüm olanakları kullanmalı. Örneğin bir konu belirleyip üzerine iki grup olarak tartışılmalı. Üniversite öğrencisi, ülkenin geleceğidir, emekli olan ve kahvehanelerde zaman öldüren yaşlı beyefendiler gibi okey ve batak girdabından kurtulmalı. Bunu seçmiyorsa hayatının belli döneminde karşılaşacağı sorunların sorumluluğunu almalı.
Dediğim gibi İİBF öğrencilerinin günlük rutini; derse girmek ve yaşlı beyefendiler gibi okey ve batak oynamaktan ibaret olmamalı. Öğrenciler, omuzlarındaki yükü sürekli olarak üzerlerinden atmamalı sorumluluk almalı. Kişisel gelişim denilen zırvaya da alet olmadan kamu yararı gözetici etkinlikler ve iş hayatına hazırlanabilecekleri tutumlar sergilemeliler. Yoksa kasvetli okullarındaki eğitim hayatları, kasvetli olan bir iş muhasebesiyle devam edecektir. Klişeleşmiş ‘Kendinizi geliştirin’ demek istemiyorum ama kahvehanelerde oyun oynamayın. Üniversite öğrencisi bilgiye aç olmalı, yenilikler karşısında heyecan duymalı, dolu dolu yaşamalı. ‘Bunları bizden aldılar’ diyerek iktidara karşı tavır alabilirsiniz tabii. Haklısınız. Haklı olmak maalesef bir işe yaramıyor. Hakkınız olanı alın arkadaşlar. Hakkınızda kahvehane ortamlarında oyun oynamak değil. Dünya sizin. Açılın.