İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu, İstanbul Barosu'nun resmi sosyal medya hesabında yaptığı açıklama üzerine, Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında resen soruşturma başlattı. Soruşturma, "Terör örgütü propagandası yapmak" ve "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarında re'sen soruşturma başlattı.
"Örgüt Mensuplarını Övücü İfadeler" Gerekçe Gösterildi
Başsavcılık açıklamasında, PKK terör örgütü mensupları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında yapılan sosyal medya paylaşımında kullanılan ifadelerin, “örgüt mensuplarını övücü ve yanıltıcı bilgi yayma” niteliğinde olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Devletimizin sözde savaş suçu işlediği iddialarını içeren yanıltıcı bilginin yayılması, terör örgütü mensuplarının sözde gazetecilik faaliyetleri nedeniyle öldürüldükleri iddiaları, soruşturmanın başlatılmasına gerekçe olmuştur."
Savcılık Suç Kayıtlarını Açıkladı
Başsavcılık, kamuoyuna yaptığı açıklamada, hakkında övgü içerikli ifadeler kullanılan kişilerin suç geçmişini ve aranma kayıtlarını da paylaştı: Cihan Bilgin (1996, Mardin doğumlu) 2015 yılında "PKK/KCK silahlı terör örgütü kurma, yönetme ve üye olma" suçlarından kaydı bulunuyor. Mardin 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından "PKK/KCK-PYD/YPG silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan aranma kaydı bulunuyor.
Nazım Daştan (1992 Ağrı doğumlu) 2012 ve 2016 yılları arasında PKK/KCK silahlı terör örgütü kurma, yönetme ve propagandası yapmak" suçlarından 4 ayrı sabıka kaydı. 2019 yılında Ağrı’da "PKK/KCK terör örgütü propagandası yapmak" suçundan sabıka kaydı. Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve farklı mahkemeler tarafından terör örgütüne üye olma ve propaganda suçlarından 5 farklı aranma kaydı bulunuyor.
Ne Olmuştu?
İstanbul Barosu dün sosyal medya hesabından açıklama yapmıştı. Baro yaptığı açıklamada, "Basına yansıyan bilgilere göre, gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin, 19 Aralık'ta Suriye'de yaşanan gelişmeleri takip ederken uğradıkları saldırı sonucu yaşamını yitirmişlerdir. Basın mensuplarının çatışma bölgelerinde hedef alınması, Uluslararası İnsancıl Hukukun ve Cenevre Sözleşmesi'nin ihlali niteliğindedir. Dahası, savaşa taraf olmayan sivillerin hedef alınması, Roma Statüsü 8/2/b/ii. maddesinde savaş suçlarından biri olarak ifade edilmiştir. Dolayısıyla, silahlı çatışma bölgesinde görev yapan gazetecilerin korunmasına ilişkin kurallar, Uluslararası İnsancıl Hukukun bünyesindedir.
Yine, bahsi geçen olaya ilişkin Şişhane Meydanında yapılmak istenen basın açıklamasında, aralarında Baromuz üyesi dört meslektaşımız ile iki hukuk fakültesi öğrencisi ve onlarca gazetecinin olduğu yurttaşlar gözaltına alınmıştır. Uluslararası hukuku ihlal eden bu olaya ilişkin derhal soruşturma başlatılması ve sorumlulardan hesap sorulması gerekirken, Anayasal haklarını kullanan ve meslektaşları için yas tutan basın mensuplarının ve meslektaşlarımızın gözaltına alınması kabul edilemez bir durumdur.
İki basın mensubu yurttaşımızın öldürülmesi olayıyla ilgili olarak etkin bir soruşturma yürütülmesini ve Anayasal haklarını kullanarak basın açıklaması yaptıktan sonra gözaltına alınanların derhal serbest bırakılmasını talep ediyor, sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz" ifadelerine yer verilmişti.