İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimde vereceğiniz kararla ya seçim kazanmak uğruna kadınlara şiddeti, ölümü, tacizi, tecavüzü ve hatta sahiplendirmeyi reva görenleri seçeceksiniz ya da kadınların, çocukların, gençlerin hakkını, hukukunu koruyup iyileştirmek isteyeceksiniz. Ya tıpkı dün olduğu gibi her milli bayramda Atatürk’ümüzün adını bile anmamak için her şeyi yapanları seçeceksiniz ya da her milli bayramı Atatürk’ümüzün adıyla, sözüyle, iziyle büyük bir kutlayanları seçeceksiniz. Ya ne mutlu Türk’üm demekten rahatsız, Cumhuriyet değerlerimize de düpedüz gıcık olanları seçeceksiniz ya da varlığım Türk varlığına armağan olsun diye ant içenleri seçeceksiniz. Ya 2019’da PKK’ya, 2023’te de Hizbullah’a sırtını dayayanları seçeceksiniz ya da ülkemizde terörün gölgesini bile barındırmayacak olanları seçeceksiniz” dedi.
Akşener’in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
“BİR OY MUTLAKA SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NA BİR OY DA İYİ PARTİ’YE DEDİK: Bir seçim geçirdik. Hem Meclis seçimi hem Cumhurbaşkanı seçimi şeklinde iki farklı oyun kullandığı bir seçimdir. Bu seçimde biz 14 Mayıs’a kadar ben ve arkadaşlarım, 45 miting yaptık. 54 noktada çalışma yaptım. Bütün il ve ilçelerde; il ve ilçe başkanlarımız, teşkilatlarımız, milletvekili adaylarımız başta olmak üzere çalıştılar. ‘Bir oy Kemal’e, bir oy Meral’e’ dediğimiz; yani bir oy mutlaka sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na bir oy da İYİ Parti’ye dedik. Çünkü Millet İttifakı’nın içinde kendi logomuzla giren iki partiydik biz. Birisi CHP birisi İYİ Parti. Millet İttifakı’nın diğer bileşenleri CHP’nin listesinden girmişlerdi. Böyle bir çalışmanın neticesinde 14 Mayıs gününe gelindi. 14 Mayıs’ta seçim sonuçları açıklandı.
İlginç bir mevzu var. O da şu; sayın Erdoğan 49,52 oy aldı, 27 milyon 133 bin 849 oy almış. Sayın Kılıçdaroğlu, yüzde 44,88, 24 milyon 595 bin 178 oy almış. Katılma oranı yüzde 87,04. Geçersiz oy 1 milyon 37 bin 104. Kayıtlı seçmen 64 milyon 145 bin 504; oy kullanan 55 milyon 833 bin 153. Sayın Erdoğan’a oy veren seçmen 27 milyon 133 bin 849. Bütün seçmene vurduğunuz zaman oranı yüzde 42 ediyor. Şimdi Millet İttifakı’nın aday sayın Kılıçdaroğlu’nun potansiyel seçmeni, sandığa gitmeyen, geçersiz oy atan ve sayın Erdoğan’a oy vermeyen seçmen düşüldükten sonra 12 milyon 416 bin 477 potansiyel seçmenimiz var.
SANDIK GÜVENLİĞİ BAŞTA OLMAK ÜZERE İKİNCİ TUR ÇALIŞMALARINA YÖNELİK GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRDİK: Bütün bunlara baktığımız zaman bu seçim 0-0 ile başlayan ve bir referandum haline dönmesi gereken bir seçim oluyor. Biz bu 14 Mayıs’tan sonra İYİ Parti olarak neler yaptık? Millet İttifakı liderleriyle seçim sonrası sandık güvenliği başta olmak üzere ikinci tur çalışmalarına yönelik görüşmeler gerçekleştirdik. Sadece sayın Kılıçdaroğlu’na çalışılacağı için merkezinin CHP olduğu, iletişim dilinin CHP tarafından ortaya konulduğu bir çalışma gerçekleştirildi. Bir kampanya grubu kuruldu. Bu grubun içinde sandık ve seçmenlerin, sandığın korunmasından sorumlu her partinin genel başkan yardımcısı, bizde Şenol Sunat, bizim kampanyamızın sorumlusu sayın Buğra Kavuncu bizim adımıza sistemin içinde yer aldılar.
ÖNÜMÜZDEKİ 9 GÜNLÜK SÜREÇTE DE PARTİMİZİN TÜM KURULLARI SABAH AKŞAM DEMEKSİZİN SAHADA OLACAKLAR: Başkanlık Divanımız, parti yöneticilerimiz ve milletvekillerimiz ile birlikte hem seçim sonuçlarını değerlendirme hem de ikinci tur hazırlık takvimi üzerinde görüşmeler gerçekleştirdik. Ben ayrıca kanaat önderi dediğimiz, pek çok insan üzerinde etkili olan kendi çevremizdeki insanla görüşmeler gerçekleştirdim. Aynı şekilde partimizin yetkilisi konumunda olan tecrübeli arkadaşlarımız da benzer çalışmaları yaptılar. 81 ildeki tüm teşkilatlarımız önceki dönem ve yeni seçilen milletvekillerimiz çarşamba günü akşamından itibaren saha çalışmasına başladılar. Önümüzdeki 9 günlük süreçte de partimizin tüm kurulları sabah akşam demeksizin sahada olacaklar.
SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN 13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANIMIZ OLARAK SEÇİLMESİ İÇİN ELİMİZDEN GELENİN SONUNA KADAR ÇALIŞACAĞIZ: Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13’üncü Cumhurbaşkanımız olarak seçilmesi için hepimiz en şiddetli şekilde, elimizden gelenin sonuna kadar çalışacağız. Ben de bu süreç içerisinde özellikle tercihini ilk turda sayın Erdoğan’dan yana kullanan ya da sayın Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanmayan ama sayın Erdoğan’a da oy vermeyen vatandaşlarımızla birebir görüşmeler gerçekleştireceğim. Bir kısmına başladım. İstanbul’da da yoğun bir saha çalışması programım olacak. Bu akşamdan itibaren İstanbul’a gidiyorum. Yarından itibaren bu programım başlıyor.
MİLLET İTTİFAKI’NIN ADAYININ MUTLAKA KAZANMASI GEREKTİĞİNİ ORTAYA KOYAN BİR SEÇİM OLDU: Meclis’in Cumhur İttifakı tarafından alınmış olması, Millet İttifakı’nın adayının mutlaka kazanması gerektiğini ortaya koyan bir seçim oldu. Çünkü hem Millet İttifakı’nın adayının yerine sayın Erdoğan’ın kazanması halinde hem Meclis hem bu ucube sistemin seçtirdiği Cumhurbaşkanlığı yani partili Cumhurbaşkanlığı sistemi bir daha Türkiye’de tartışılamaz bir hale gelir. Dolayısıyla buna mutlaka mâni olmalıyız. Dolayısıyla Meclis Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinin olabilir ama daha da elzem halde sayın Kılıçdaroğlu’nun, Millet İttifakı’nın adayının Cumhurbaşkanı seçilmesi lazım ki bu ucube sistemin en azından denge ve denetleme mekanizmasının oluşabilmesi için.
YA NE MUTLU TÜRK’ÜM DEMEKTEN RAHATSIZ, CUMHURİYET DEĞERLERİMİZE DE DÜPEDÜZ GICIK OLANLARI SEÇECEKSİNİZ YA DA VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN DİYE ANT İÇENLERİ SEÇECEKSİNİZ: Aileniz, dostlarınız, arkadaşlarınız, arkadaşlarınızın arkadaşları, akrabalarınız, akrabalarınızın dostlarını büyük bir çaba harcayıp sandığa götürüp sayın Kılıçdaroğlu’na oy verdireceksiniz. 28 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimde vereceğiniz kararla ya seçim kazanmak uğruna kadınlara şiddeti, ölümü, tacizi, tecavüzü ve hatta sahiplendirmeyi reva görenleri seçeceksiniz ya da kadınların, çocukların, gençlerin hakkını, hukukunu koruyup iyileştirmek isteyeceksiniz. Ya tıpkı dün olduğu gibi her milli bayramda Atatürk’ümüzün adını bile anmamak için her şeyi yapanları seçeceksiniz ya da her milli bayramı Atatürk’ümüzün adıyla, sözüyle, iziyle büyük bir kutlayanları seçeceksiniz. Ya ne mutlu Türk’üm demekten rahatsız, Cumhuriyet değerlerimize de düpedüz gıcık olanları seçeceksiniz ya da varlığım Türk varlığına armağan olsun diye ant içenleri seçeceksiniz. Ya 2019’da PKK’ya, 2023’te de Hizbullah’a sırtını dayayanları seçeceksiniz ya da ülkemizde terörün gölgesini bile barındırmayacak olanları seçeceksiniz. Ya gücünü rant şebekelerinden, simsardan, mafyalardan alanları seçeceksiniz ya da gücünü yalnızca ve yalnızca milletin kutlu iradesinden alanları seçeceksiniz. Ya Ensar diye diye ülkemizi yolgeçen hanına döndüren vatandaşlığımızı bile üç kuruşa pazarlayanları seçeceksiniz ya da hududumuzu namus, nüfus cüzdanımızı da tapu bilenleri seçeceksiniz. Ya ‘Suriyelileri gönderemeyiz, Allah bizi yakar’ diyerek vicdanınızı kirli emellerine alet edenleri seçeceksiniz ya da tüm oyunları bozarak Avrupa’nın göçmen hendeği olmayı reddedenleri, sığınmacıları da en geç iki yıl içinde ülkelerine döndürecekleri seçeceksiniz.
TÜRKİYE’NİN BİRLİĞİNİ VE BERABERLİĞİNİ, DEMOKRASİ İLE TAÇLANDIRMAYI VADEDEN SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU’NU SEÇECEKSİNİZ: Ya düşman karşısında birlikte kan döküp kardeş olmuş bir büyük milleti birbirine düşman etmeyi ant içenleri seçeceksiniz ya da Türkiye’nin birliğini ve beraberliğini, demokrasi ile taçlandırmayı vadeden sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz. Ya bitmek bilmeyen öfkesi, kini ve hırsıyla ülkemizi ele geçirilmesi gereken bir kupon arazi olarak gören sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı seçeceksiniz ya da saygı, sevgi ve empati kültürünü benimseyen Cumhuriyetimizin değerlerini bu topraklarda yeniden yeşertmeye talip olan sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu seçeceksiniz.
EN SONUNDA AYNI DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜN DE İSTİBDATÇILAR GİDECEK, HÜRRİYET KAZANACAK, BİZ KAZANACAĞIZ, MİLLET KAZANACAK: Büyük Türk milleti olarak bu seçimle birlikte artık önümüzde iki seçenek var. Sarayın büyüyen gölgesinde kayıp mı olacağız, yoksa millet iradesini yeniden hâkim mi kılacağız. Yandaşların rant düzenine yol mu vereceğiz, yoksa 85 milyon için zenginlik ve refahı mı seçeceğiz. Ucube bir sistemin ilelebet devamına boyun mu eğeceğiz, yoksa Cumhuriyet’in yeni asrını hep birlikte mi müjdeleyeceğiz. Ülkemizi devam eden yıkımın son halkasına mı bırakacağız, yoksa köprüden önce son çıkışla ülkemiz için yepyeni bir yolun önünü mü açacağız. Hiç şüphem yok ki milletimiz güç hırsından yolunu kaybetmiş bir kişinin ihtiraslarına teslim olmayacak. Bir büyük millet olarak istibdadın karşısında hürriyet diye haykıracağız. İftirayla, yalanla, zulümle abat olacağını zanneden vesayetçilere adaletsizlikten bıkmış, zulümden yılmış koskoca bir millet olarak gereken cevabı sandıkta vereceğiz. Önümüze kimler dikilirse dikilsin bizim kazanmaktan başka seçeneğimiz yoktur. Bizler, aynı bizden öncekiler gibi istibdada dur demeye devam edeceğiz. Yeter, söz milletindir demeye devam edeceğiz. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet diyeceğiz. Adalet diyeceğiz, müsavat diyeceğiz, meşveret diyeceğiz. En sonunda aynı dün olduğu gibi bugün de istibdatçılar gidecek, hürriyet kazanacak, biz kazanacağız, millet kazanacak.
SONUÇLARI TEK BİR ALANDA TOPLAYACAĞIZ: Sandıklarla ilgili verileri; biz CHP ile ekranlarımızı açmıştık. Şimdi şöyle bir sistem kuruyoruz, o da şudur; seçim günü ıslak imzalı bütün tutanakları bizim ilçelerimiz CHP ilçesine, illerimiz CHP illerine ortaklaşarak da sonra genel merkeze gönderilecek. Yani bütün sandıkları, zaten öyle yapmıştık ama bu defa iki oy kullanılacağı için daha kolay işimiz, aynı şekilde bilgimizi, avukatlarımızı ve bilgiyi, sonuçları tek bir alanda toplayacağız. Dolayısıyla şu anda 2 bin sandığa biz itiraz etmiştik. İtirazların bir kısmı tamamlandı. 2 şehrimizdeki milletvekili itirazlarımız devam ediyor.”
“HER TÜRLÜ GÖRÜŞME YETKİSİNİ ONLARIN VARSA TALEPLERİ, ONLARI YERİNE GETİRME YETKİSİNİ SAYIN KILIÇDAROĞLU’NA VERDİK”
Akşener, açıklamalarının ardından soruları yanıtladı. Cumhurbaşkanı Adayı Sinan Oğan ile görüşüp görüşmediğinin sorulması üzerine Akşener; şunları söyledi:
“Ben bir görüşme yapmadım, çünkü sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu adayımız olarak gösterdik, arkasında dün durduk, bugün duruyoruz ve seçim gününe kadar elimizden ne geliyorsa seçilmesi için yapacağız. Dolayısıyla her kafadan ses çıkan sistemlerde sonuç alınamaz. Ama kendisine sayın Oğan veya bir başka arkadaşımız dahil olmak üzere buna sayın İnce de dahil her türlü görüşme yetkisini onların varsa talepleri, onları yerine getirme yetkisini en başta ben olmak üzere diğer siyasi partilerin genel başkanları kendisine yetki olarak verdik. Dolayısıyla sayın Kılıçdaroğlu, görüşmeleri yürütüyor. Ben herhangi bir görüşme yapmadım. Hiçbir itirazım olmadığı gibi arzu ettikleri her türlü görevi, görevlendirmeyi, talebi yerine getirebilir.”
ANKA