CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin
Osman Budak, ekonomin toparlanması için
daha çok yatırıma ihtiyaç duyulduğu bir dönemde AKP hükümetlerinin izlediği
yanlış politikaların güven ve itibar kaybını derinleştirdiğini belirterek,
“Ekonomide güven çok önemlidir. Bir adım atılıyor, sonra ‘sehven’ olmuş
deniyor. Aynı hatalar sürekli tekrarlanıyor. Zik zak politikaları güven ve
itibar kaybını derinleştiriyor. Böyle bir ortamda yatırım olmaz, istihdam olmaz,
kalkınma olmaz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve
Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak,
TBMM’de İçtüzük protestosu kapsamında bir konuşma yaptı. TBMM kürsüsünün
80 milyonun kürsüsü olduğunu vurgulayan Budak, “Bugün kürsünün üzerine kara bir
örtü örtüldüyse, bu örtü TBMM’nin sesini kısmaya çalışanların alnına kara bir
leke olarak geçecektir” dedi.
AKP’nin izlediği dış politikanın
Türkiye’ye ağır faturalar çıkardığını, büyük bir güven ve itibar kaybına yol
açtığını vurgulayan Budak, “Türkiye’nin
15 yılın sonunda geldiği nokta, dünya ile neredeyse bağımızın kalmadığı
noktasıdır. Önce tehditler, kabadayılıklar, sonra özür noktasına kadar geri
adım atılıyor. Alman şirketleri ile de benzer bir süreç yaşandı. FETÖ
bağlantısı incelemesi isteniyor, sonra ‘sehven’ deniyor. Üzerine Başbakan,
ilişkileri düzeltmek için Alman
şirketlerinin yöneticileriyle yemek yiyor. Bu geri adımlar, bu zik zak
politikalar ülkenin itibarını sarsıyor. Güven ve itibar kaybını derinleştiriyor.
Ülkenin itibarıyla bu derece oynamaya kimsenin hakkı yok? Böylesi bir ortama
kim gelir, yatırım yapar? Bir ülkede demokrasi, hukuk yoksa, yatırım olmaz,
istihdam olmaz, kalkınma olmaz” diye konuştu.
BEYİN GÖÇÜ İTİRAFI
AKP Genel Başkanı’nın “ Gençlerimiz
kendi ülkelerinde, kendi üniversitelerinde parlak bir gelecek göremedikleri
için giderek artan bir oranda batıya yöneliyorlar ” açıklamasını “itiraf”
olarak niteleyen Budak, şunları söyledi:
“AKP Genel Başkanı’nın beyin göçü
açıklaması tam bir itiraftır. 15 yıldır bu ülkeyi kim yönetiyor? Yetişmiş insanlarımızın neden yurtdışına
gidiyor? 15 yıldır ülkeyi yönetiyorsun ama istihdam alanı sağlayamıyorsun,
bilim üreten, araştırma yapacak üniversite sağlayamıyorsun, kendilerini güvende hissetmelerini
sağlayamıyorsun, parlak bir gelecek sunamıyorsun. Bunlar olmadan insanlar bu
ülkede nasıl yaşayacak? İyi yetişmiş,
nitelikli beyinlerimizi kaybederken, Türkiye nasıl kalkınacak? Eğitimden
bilimsel düşünceyi dışlayan, matematik öğretimi için cihadı ön koşul sayan bir
zihniyetle parlak gelecek nasıl olacak? Bu yol, yol değildir. Ülkeyi karanlığa
sürüklüyorsunuz. Gençlerimizin geleceğini karartıyorsunuz. Bir an önce
demokrasiye, adalete, hukuka dönün.”(Haber
Merkezi)