Eğitim İş’in Antalyalı Genel Başkanı Mehmet Balık, 2017 Ocak ayı enflasyonuna göre memurlara verilen yüzde 3’lük zammın neredeyse tamamının eridiğini söyledi. Toplumun ücret ile çalışan kesimi, enflasyon karşısında ezilmekte, hayalini kurdukları asgari yaşam düzeyinin çok gerisinde kalmaktadır” dedi.
Eğitim İş’in Antalyalı Genel Başkanı Mehmet Balık, ’’ SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin açlık sınırını zaten karşılamayan aylıklarına Ocak ayında yapılan yüzde 4,37, memur emeklileri ile kamu çalışanlarına yapılan yüzde 3 oranındaki zam daha yılın ilk ayında eridi’’diye konuştu.
Balık,’’ 2017 yılının ilk ayına ilişkin enflasyon verileri TÜİK tarafından açıklandı. Buna göre enflasyon ocak ayında yüzde 2,46 oldu. Memur emeklileri ile kamu çalışanlarının maaşları ise 2015 yılında yandaş sendikayla imzalanan toplu sözleşme gereğince sadece yüzde 3 oranında zamlandı. Böylece kamu görevlilerine ve emeklilere yapılan yüzde 3’lük zammın neredeyse tamamı eridi. Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş’in araştırmasına göre, dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ocak ayında bir önceki aya göre 90,9 lira daha artarak bin 630 liraya çıkarken, gıda dışındaki gereksinimler için yapılması gereken harcama da 65,5 lira artarak 4 bin 842,9 liraya yükseldi. Gıda ve gıda dışı gereksinimlerin yoksunluk hissi çekilmeden insan onuruna yaraşır bir şekilde karşılanabilmesi için gereken toplam aylık harcama tutarını gösteren yoksulluk sınırı ise156,4 liralık artışla 6 bin 472,6 lira oldu. SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin açlık sınırını zaten karşılamayan aylıklarına Ocak ayında yapılan yüzde 4,37 ve memur emeklileri ile kamu çalışanlarına yapılan yüzde 3 oranındaki zam daha yılın ilk ayında eridi’’diye konuştu.
HÜKÜMET YETKİLİLERİ SORUMLULUKLARINDAN KAÇAMAZLAR!
Türkiye’deki emek piyasasında, ücret, işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişki yeterince sağlam veriler üzerinden ele alınmadığını belirten Mehmet Balık,’’Dolayısıyla da toplumun ücret ile çalışan kesimi, enflasyon karşısında ezilmekte, hayalini kurdukları asgari yaşam düzeyinin çok gerisinde kalmaktadır. Ücret artışları hesaplanırken, hem çalışanın hem de ailesinin ihtiyaçları birlikte ele alınmalı; geçinme endeksleri, ailelerin gerçek tüketim ihtiyaçlarından oluşturulmalıdır. Ancak böylelikle ücret artışları, tüm ailenin geçimini ve refahını sağlayacak düzeyde belirlenebilecektir. Bugün halkın büyük bölümü açlık sınırının altında, yoksulluk sınırınınsa çok ama çok uzağında bir yaşam sürdürürken, bir milletvekilinin maaşı, asgari ücretlinin 12 ayda aldığı ücretin toplamına bedeldir. Hükümet temsilcileri “enflasyon üzerinde artış yaptık” diyerek sorumluluktan kaçamazlar. Emperyalist-kapitalist sistemin, emekçileri açlık ve sefalete mahkum eden politikalarına karşı hiçbir emek örgütü sessiz kalamaz. Kamu çalışanlarını, emeklileri yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden, asgari ücretliye göstermelik ücret artışlarını reva gören siyasal iktidarların uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaları zorunludur’’şeklinde ifade etti. DENİZ TOPKAYA