Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü töreninde yaptığı açılış konuşmasında, 'Eğitim-iş Antalya Şubesi olarak bu yıl 15'incisini vereceğimiz Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü törenimize hoş geldiniz. 2009 yılında ilkini düzenlediğimiz ve her yıl laik, demokratik, çağdaş değerlere sahip çıkan, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir Cumhuriyet aydınına sunduğumuz bu ödülümüzü sırasıylaalmıştır. Millet Mekteplerinin açılışı ve Mustafa Kemal Atatürk’e Başöğretmen ünvanının verilişinin 95. Yılında 15. Başöğretmen Atatürk Onur Ödülü, Cumhuriyet değerlerimize sahip çıkan ve korunmasına yönelik çalışmalarından dolayı Sayın Yılmaz Büyükerşen’e vermekten onur ve mutluluk duyuyoruz' diye konuştu.
Başkan Sadık Acar,'24 Kasım'da yaptığımız bu ödül törenimizi hem Sayın Onur Konuğumuz Yılmaz Büyükerşen’in yoğun programı hem de o gün üretimden gelen gücümüzü keserek iş bırakacağımız ve 'Barınamıyoruz. Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz' diyerek alanlarda olacağımız için bugün yapmayı uygun gördük. Bizi bu günümüzde yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza bir kez daha şahsım ve şubem adına teşekkür ediyorum' dedi.
21 yıllık AKP dönemi eğitimi geri götürdü
Acar, 21 yıllık AKP iktidarı döneminde eğitimin geriye götürüldüğüne dikkat çekti. Acar, yaptığı açıklmada, '24 Kasım Öğretmenler Günü artık toplumdaki itibarı zedelenmiş, bırakın fakirlik sınırını açlık sınırına getirilmiş maaşlarımız yüzünden bizler için özel bir gün olma özelliğini yitirmek üzeredir. 21 yıllık AKP dönemine şöyle bir baktığımız zaman her yönden ne kadar geriye götürüldüğümüz karşımıza çıkıyor' şeklinde konuştu.
Acar, AKP iktidarının eğitim alanında yaptığı başlıca yanlışları şu şekilde belirtti
Sürekli değişen bakanlar ve sil baştan ortaya konmaya çalışılan sistemler yüzünden neredeyse hiçbir gencimiz öğrenim hayatına başladığı sistemle mezun olamadı.Kalitesiz, yanlı ve Cumhuriyet değerlerine uygun olmayan kitap ve yayınlar çocuklarımıza yeterli katkıyı sağlayamadı.Sınıf mevcutları giderek artmakta ve yeteri kadar yeni okul yapılmamaktadır. Bir çok okul ikili öğretime geçmek zorunda kaldı.Öğrencilerimiz ailelerinin maddi sıkıntıları yüzünden sağlıklı beslenemez duruma gelmiş, kantin fiyatlarının çok artması sebebiyle birçok çocuğumuz okulda da ihtiyaçlarını karşılayamaz haldedir.Önce alo 147 ve sonrasında Cimer şikayet hatları yüzünden eğitim çalışanları öğrenci ve velilerin şamar oğlanı haline getirildi. Öğretmenler ve okul yöneticileri bilime ve mantığa aykırı biçimde değerlendirmelere maruz kaldı ve bir çok mağduriyet yaşandı.Liyakatsiz yöneticilerin atanması ile okullar iyi yönetilemedi, öğrenciler, öğretmenler ve eğitimin diğer paydaşları sıkıntılar yaşadı ve yaşamaya da devam ediyor.Eğitim çalışanları maddi olarak o kadar zayıf durumdalar ki en temel ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma geldiler. Birçok ilimizde ev kiraları öğretmen maaşının üzerine çıktı. Öğretmenler güzel giyinemez, sağlıklı beslenemez, aile bireylerinin ihtiyaçlarını gideremez ve bu sıkıntılar yüzünden dersine mutlu giremez hale getirildi.Ücretli öğretmenlik uygulaması bırakın son bulmayı her yıl artarak devam etti. Asgari ücretin bile altında geliri olan birçok ücretli öğretmen arkadaşımız okullarda mobbinge maruz kaldı.Cemaat ve tarikatlar yapılan protokollerle Milli Eğitim'in içerisine çekildi. Son olarak da İktidar bloğu, eğitimi gericileştirme çalışmalarına gözle görünür şekilde hız vermiştir. Milli Eğitim Bakanlığı. Diyanet İşleri Baskanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 'Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)' kapsamında yapılan protokolle 'manevi danışman' adı altında imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve kuran kursu öğreticisi gönderilecektir.Acar, konuşmasında ayrıca, AKP iktidarının eğitim alanındaki politikalarının Cumhuriyet değerlerine aykırı olduğunu ve bu politikalara karşı mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı.
Cumhuriyetimizin 100.yılını coşkuyla kutladık
Acar, 'Bu yıl Mayıs ayında Eğitim-iş Antalya Şubesi olarak Antalya Milli Eğitimde yetkili sendika olduk. Bu başarı büyük bir emeğin ve haklı mücadelemizin sonucuydu. Yine bu yıl Atatürk’ün 29 Ekim’de“ en büyük bayramdır, kutlu olsun” dediği Cumhuriyetimizin 100.yılını coşkuyla kutladık. Dolayısıyla 2023 yılında iki büyük mutluluğu ve gururu birlikte yaşadık. Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimiz, 100 yaşını geride bırakmışsa da Atatürk’ün tarif ettiği muasır medeniyetler seviyesinden giderek uzaklaştırılmıştır. Bugün Cumhuriyeti yöneten anlayış, demokrasiyi amaç değil, araç olarak görmekte ve kendi siyasal anlayışını gerçekleştirmek için çalışmaktadır. Cumhuriyetin temel nitelikleri tartışmaya açılmakta, üniter devlet yapısı hedef alınmakta, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmekte, kadın-erkek eşitliği anlamına gelen Cumhuriyetimizde kadınlarımız gericiliğin tehdidiyle yüz yüze kalmaktadır. Son 21 yılda uygulanmak istenen eğitim sistemi ile dindar, muhafazakâr, biat kültürünü benimseyen, eleştirel düşünceye kapalı itaatkar nesil yetiştirilmek istenmektedir.Cumhuriyet’imizin 100. Yılında Atatürk’ün mirasına sahip çıkarak Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesini yaşatmaya ve geliştirmeye kararlıyız. Cumhuriyetin bağımsızlığını, egemenliğini, ülkenin bütünlüğünü, laik, bilimsel, ulusal, kamusal eğitim hedefini geliştirerek korumak; ülkede yaşayan her bir çocuğun ve gencin eşit, parasız ve nitelikli eğitim hakkını yaşama geçirmek için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.Teşekkür ediyor ve herkese saygılar sunuyorum' diye konuştu.