Sendikanın Antalya Şube binasında gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Dr. Kaan Taşer, yemek ve beslenme üzerine yapılan araştırmaya 57 ilden 150’den fazla işyerinde 814 sağlık ve sosyal hizmet emekçisinin katıldığını belirtti. Dr. Kaan Taşer, “Anket sonuçları gösteriyor ki sağlık ve sosyal hizmet emekçileri verilen yemek hizmetinden memnun değil” dedi.
YEMEKLER BESLEYİCİ DEĞİL
Sağlıklı, hijyenik, besleyici, kamusal yemek mücadelemizden vazgeçmeyeceklerini ifade eden Dr. Kaan Taşer, anket sonucunda ortaya çıkan verileri sıraladı. Taşer, “Sağlık ve sosyal hizmetler iş kolumuzda uzun bir zamandır yemeklerin sunumu, yeterliliği, besleyiciliği ve hijyenine dair sorunlar yaşadığımızı bilmektesiniz. İş yerlerinde iyi planlanmış bir menü, çalışanların fizyolojik, sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karşılamanın yanı sıra, çalışanların sağlığının korunması, geliştirilmesi ve iş performansının ve dolayısıyla güvenliğinin arttırılmasına önemli destek sağlamaktadır” dedi.
BAKANLIĞIN GÜNDEMİNE GİREMEDİK
“Uzun süredir ne biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ne de hastalarımızın sağlığı Sağlık Bakanlığı’nın gündemine girememiştir” diyen Taşer, şöyle konuştu: “Sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, yemek hizmetlerinin taşerona devriyle birlikte yemek hizmetlerinin sunumu, yeterliliği ve niteliği konusundaki yetersizlikleri ve aksaklıklarına dair yemekhane boykotları gibi çeşitli eylem ve etkinliklerle kamuoyu oluşturmaya çalışmışlardır. Her geçen dönem bu alandaki sorunlar daha çok gündeme gelmekte ve yemek hizmetlerinin eksikliği nedeniyle dönem dönem sağlık ve sosyal hizmet emekçileri toplu zehirlenme, akut sindirim sistemi bozuklukları gibi olumsuz durumlarla karşılaşmaktadır. Tüm uyarı ve önerilere rağmen yemek hizmetleri ile ilgili problemler artarak devam etmektedir.”
İHALELER YEMEKLER KADAR KİRLİ
“Yemekhane ihalelerinin en az yemekler kadar kirli süreçlerle işletildiğini yaptığımız boykotlarda iş yeri temsilcimize doğrultulan silahtan, tehdit edilen diyetisyen üyelerimizden dolayı iyi bilmekteyiz. Yine biliyoruz ki diyetisyenler ve gıda mühendisleri kurumlarda iş yapamaz hale getirilmiş, taşeron çalışan yemekhane işçileri ise bu sömürü düzeninde işini kaybetme kaygısıyla yanlışa yanlış diyemezken bizlerle karşı karşıya getirilmişlerdir.”
KAMUSAL BESLENME ŞART
Taşer; “Yirmi dört saat kesintisiz hizmet verilen iş kolumuzda ne gündüz ne gece en temel hak olan emeğimiz karşılığında beslenme hakkımıza dahi ulaşamıyoruz. Bize reva görülen besinler yetersiz, gıda güvenliği açısından kuşkuludur. Bu nedenle çalışanların hizmet üretirken en temel hakkı olan temiz, besleyici ve yeterli gıda hakkı konusunda talebimiz; bir kısım idareci ya da çalışanların saray sofralarında hoş edilmesi değil ayrımsız sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının tamamının talep ettiğimiz koşullara uygun kamusal beslenme hakkına kavuşmasıdır” dedi.