Bingöl’de 24 Mayıs 1993’te bölücü t*r*r örgütü tarafından 33 askerin şehit edildiği olaydan sağ kurtulan Erkan Omay, olayın 31. yıl dönümünde o gün yaşadıklarını anlattı. Otobüste silahlı koruma olmadığını, kendilerinde de silah olmadığını ve şoförün gereksiz yere molalar verdiğini belirten Omay, "31. yılımızda 33 şehidimizi rahmetle anıyorum. Ülkemiz için de çok acı bir olaydı. Yıl dönümü, insan üzülüyor. Gencecik ve pırıl pırıl insanlar. O gün de Kurban Bayramı'na yakın bir gündü. Kurbanın çocukları olarak tarihe geçtik" dedi.

Diyarbakır'da Yoğun Sis Nedeniyle Uçuşlar İptal Edildi Diyarbakır'da Yoğun Sis Nedeniyle Uçuşlar İptal Edildi

24 Mayıs 1993'te acemi birliklerini tamamlayan ve Malatya'daki toplanma merkezine geçerek usta birliklerine gitmek üzere yola çıkan sivil ve silahsız 33 er, Bingöl-Elazığ Karayolu'nda bölücü t*r*r örgütü P*K'lı t*r*ristler tarafından pusuya düşürülüp şehit edilmişti. Aradan geçen 31 yıla rağmen 33 şehidin yüreklerdeki acısı hala yerini korurken, olayda P*K’lı t*r*ristlerin elinden kurtulan Erkan Omay yaşadıklarını İHA’ya anlattı.

"Bizi durduran P*K'lıların geleceğimizden haberi vardı"

Konvoyun silahsız, korumasız ve teçhizatsız bir şekilde yola çıkarılmasının büyük zayiata neden olduğunu kaydeden Omay, "Acemi birliğinden çıktık, usta birliğine giderken Malatya bizim toplanma bölgemizdi. Malatya'da bizi iki otobüse bindirdiler. Ben ikinci otobüsteydim. Yolda koruma, silah, hiçbir şey yoktu. 'Neden arabada koruma yok, silah yok' diye sorduk. 1993 yılı t*r*r bakımından çok sıkıntılı bir dönemdi. Bize 'Yolda sizi koruma alacak, asker eşlik edecek' denildi. Fakat yolda kesinlikle bir asker ve polis görmedik. Otobüs 3-4 defa lüzumsuz molalar verdi. Biz 3-4 saatlik yolu 6-7 saatte gittik. Birinci otobüs kesilen yolda pusuya düştü. Şoföre, 'P*K yol kesmiş' dedim. 'Onlar P*K değil, nevruz kutluyorlar' diyerek aracı kalabalığın içerisine sürdü. Biz de pusuya düştük. Sonrasında araçtan inerken 'Bunların hepsi asker' dedi. Bizi durduran P*K'lıların bizim geleceğimizden haberi varmış. Zaten silahların namluları hep aşağıya bakıyordu. Hakikaten olmayacak bir şeydi. Konvoyumuzun silahsız, teçhizatsız gönderilmesi büyük bir zayiata neden oldu. Halbuki iki araçta da birer tane silah olsa yine bu kadar çok kayıp vermezdik" dedi.

Arkadaşının yanına geçti, hayatta kaldı

Araçtan indirilmelerinin ardından bölücü t*r*r örgütü mensuplarınca üç ayrı gruba ayrıldıklarını anlatan Omay, "Gece bizi üç gruba ayırarak sıraya dizdiler. Ben de en öndeydim. Benimle birlikte gelen devremin yanına geçeyim dedim. Allah tarafından o an öyle hissettim ve arkadaşımın yanına geçtim. Sonrasında en başta yer alan 6 kişiyi aldılar ve o arkadaşlarımızı kurşuna dizdiler. Bizi ise ellerinde tutmalarının nedeni helikopter taramasın, F-16 bombalamasın, kendilerine mermi gelmesin diye bizi hep açık alana bıraktılar. Olayı devlete yıkmak istediler ama bizim hayatta kalmamız ve bunları anlatmamız planlarını suya düşürdü" şeklinde konuştu.

Çatışmalar sonrasında uygun bir vakit bularak bir grup arkadaşıyla kaçma fırsatı elde ettiklerini kaydeden Omay, "Serbest kaldığımız vakit değneğe mendil bağladım. Cebimde duran mendili değneğe bağladıktan sonra askeriyenin üzerine gittim. Tarandık sonrasında, kafamın üzerinden izli mermi geçti. Oradaki bir taşa sığındım. Allah tarafından şartlar sanki benim için var gibiydi. Öldürmeyen Allah öldürmüyor. Biraz daha ilerlediğimde mavi bereli komandolarımızı gördüm. Tüm silahlar benim üzerime doğrultulmuştu. Tabii ben ağlıyorum. Geldiler, kimlik sordular, aradılar. Sonrasında komutan bana sarıldı. Geride rehineler olduğunu söyledim, gidip arkadaşları da aldık geldik. Böyle bir badire atlattık, Allah kimsenin başına vermesin" dedi.

Kurtulduğu anda aklına ilk olarak annesinin geldiğini anımsadığını belirten Omay, "İlk kaçmayı düşünürken, 'Ölmesine öleceğim ama annem ne düşünecek, ailem ne düşünecek' diye düşünüyordum. Kurtulduktan sonra emin olun evin telefonuna kadar unuttum. Nasıl bir durumdan çıktıysak kendimizde değildik. Daha sonrasında usta birliğine gönüllü olarak gittim. Görevimizi yaptık, hatta fazlasını da yaptık. Ben hırsla gittim. Yeni gençlerimiz t*r*rün ne olduğunu bilmiyorlar. T*r*rü bizler anlatsın, bizlere sorsunlar. Ben elimden geldiğince gençliğe bunları anlatmaya çalışıyorum. Özellikle t*r*r konumunda. Ben ülkemle ve vatanımla gurur duyuyorum. Bugün bir savaş, çatışma olsa her daim giderim. Biz dün askerdik, bugün askeriz, yarın da askeriz" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA