Antalya kamuoyunda uzun süredir tartışılan 2000 yılı öncesi yapı stoku tehdit yaymaya devam ederken, turizm sezonunun ise sonuna gelindi. İlerleyen günlerde bitecek sezon sonrası birçok otel tadilata girecek. Yapılan tadilatların denetlenmesini gerektiğini, denetlenmediği takdirde de büyük felaketlerin olabileceğini ifade eden İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “15 milyon insan sirkülasyonun olduğu bir yapı stokunda herhangi bir denetim yapılmıyor. Bu tadilatların neye göre yapıldığını kimse bilmiyor. Buraya belediyeler tarafından herhangi bir ruhsatta düzenlenmiyor. Oteller kendi kafalarına göre tadilatlarını yapıyorlar, bağımsız bölüm sayılarını değiştiriyorlar, otel kapasitelerini arttırıyorlar belki taşıyıcı sisteme zarar veriyorlar. Bu durumun kontrol edilmesini ve denetlenmesini istiyoruz. Tadilatlar ruhsat altına alınmalı. Bir otel tadilat yapacaksa bununla ilgili belediyeye başvurmalı. Takvime göre belirli projeler oluşturulmalı. Bunun sonucunda da sezon kapanınca ruhsatlı projeyle iş gerçekleşmeli” dedi.
“TADİLATLAR RUHSATLANDIRILMALI”
İMO Antalya Şube Başkanı Mehmet Soner Akdoğan, “Antalya yılda 15 milyonun üzerinde yerli ve yabancı turist ağırlıyor. Turizm yapılarında depreme karşı dayanıklı olma konularında çok ciddi eksiklikler söz konusu. Turizm yapılarının birçoğunun ruhsat projelerine aykırı olarak yapıldıklarını biz görüyoruz. Bir uygulama projeleri vardır birde ruhsat projeleri vardır, kat ilaveleri söz konusudur. Bununla ilgili bir denetim yapılmıyor. Antalya 1982 yılından sonra turizm tahsis alanlarıyla başladı. Bu tahsis alanları ile birlikte inanılmaz bir turizm yapılanması oluşuyor. 1982 yılından 2000 yıllarında kadar yapılmış çok ciddi otellerimiz var. Tamamıyla ruhsatsız olarak, herhangi bir ruhsat almadan çok ciddi tadilatlar yapılıyor. Bu tadilatlara girerken zamanın gerektirdiği ihtiyaçlara göre taşıyıcı sistemlerinde değişiklikler yapılabiliyor. Bunları kim kontrol ediyor? Neye göre yapılıyor? Kat ilaveleri yapılıyor, enerji odası olarak gösterilmiş bölümler odaya çevriliyor, çatı arası odaya çevriliyor bu durumlar binaya ekstra yükler getiriyor. Kendi kendine ayakta duramayacak binalar turizme hizmet ediyor. Adıyaman’da ve Malatya’da iki otel depremde birçok yurttaşa maalesef mezar olmuştu. Biz İMO olarak uyarıyoruz. Yapı stokumuz elden geçirilmeli. Yapı stokunda ciddi eksiklikler var ve denetimsizlik söz konusu” ifadelerini kullandı.
“OTELLERİN SADECE KARKASI KALIYOR”
Başkan Mehmet Soner Akdoğan, “Sezon bitince biz işlemlerimizi yapalım, tadilatlarımızı yapalım yeni sezona yetiştirelim deniliyor. Gece gündüz betona döken, gece gündüz 3 vardiyalı imalat yaparak ne kadar sağlıklı bir yapı üretilebilir? 2000 yılından önce yapılan yapılar deprem riski içeriyor. Uygulama projesiyle yerinde yapılmış projenin hiçbir alakası yok bunlarda yerine kayıt altına alınmalı. Turizm tesisleri alarm veriyor. Bunların ciddi anlamda incelenmesi gerekiyor. Antalya sağlıklı yapılarda misafirlerini ağırlamalı. Ben hep söylüyorum. Biz bir gün uyandığımızda kendi kendine yıkılmış yapılardan bahsedeceğiz. Hiçbir otel projesine uygun yapılmıyor. Hiçbir otel beni kaçak odam yok diyemez. Hiçbir otel ilk yapılmış mimari ve statik projesine uygun şekilde otelimi işletiyorum diyemez. Turizm çok hızlı değişen bir sektör. İhtiyaçları da çok hızlı değişiyor. Buda işletmecilerin yapılarını dönüştürmesini sağlıyor. Bu ülkede otelin sadece karkası kalıyor ve tamamını değiştiriyorlar. Bu ruhsatsız olarak yapılıyor” dedi.
“DEPREME DAYANIKLI 5 YILDIZLI OTEL SERTİFİKASI VERİLMELİ”
Başkan Akdoğan, “Özellikle depremden sonra İnşaat Mühendisleri Odası’na büyük turizm acentaları başvurmuştu. Acentalar ‘biz otellerin depreme karşı dayanıklı olup olmadığını bilmek istiyoruz’ demişlerdi. Biz o dönem bu çalışmanın kısa sürede yapılamayacağını söylemiştik. Geçen yıl Eylül Ayı’nda bu çalışmaları yapalım demişlerdi. Eylül’ün üzerinden bir Eylül daha geçti. Deprem unutuldu. Bu konuyu hatırlamak için bir deprem daha beklememize gerek yok. Bu tesislerin denetlenmesi ve bu tesislerin depreme dayanıklı olduğunu kanıtlar sertifikalarla ödüllendirilmesi lazım. İki otel hizmet veriyor. Birisinin deprem performans düzeyi iyi ve tamamen güvenli bir hizmet veriyor. Diğeri ise ne olduğu belli olmayan tadilatlarla yıllar önce yapılmış, ekonomik ömrünü bile tamamlamış yapı var. Bunlara 5 yıldızlı otel diyorsak, dayanıklı olana da, ‘Depreme dayanıklı 5 yıldızlı’ otel denilmesi gerekiyor” diyerek açıklamasını tamamladı.