Sosyal medya platformu TikTok’ta son haftalarda popüler olan ‘Uncanny Valley’ akımı, ürkütücü bir makyaj trendi olarak öne çıksa da söz konusu terim yaklaşık yarım asırdır kullanımda. ‘Uncanny Valley’, yani ‘Tekinsiz Vadi’ kavramı, ilk olarak Masahiro Mori’nin 1970 yılında yazdığı makalenin ardından popüler olarak kullanılmaya başlandı.
Mori’nin Görüşleri
Mori, robotların insana benzer nitelikler kazandıkça daha sevimli hale geldiğini savunuyordu. Ancak Mori’ye göre bu benzerlik fazla ileriye gittiğinde, durum tersine dönüyordu. Mori makalesinde, bir robot ne kadar gerçekçi olursa, insanların hissettiği ‘tekinsizlik’ duygusunun da aynı oranda artacağını söylüyordu.
Tekinsiz Vadi Grafiği
Mori’nin hazırladığı ‘Uncanny Valley’ grafiğinde, bir robot ne kadar insana benzerse, onu o kadar tanıdık bulacağımız gösteriliyor. Ancak Mori bunun bir istisnası olduğunu fark etti. Bir noktada, eğer yapay bir şey insana çok fazla benzerse, o zaman bu tür bir yakınlık veya sempati tersine döner ve ürkütücü, hatta tiksinti duygularını doğurur.
Tekinsizlik Hissinin Kaybolması
Mori, bu ‘tekinsizlik’ hissinin ancak robotlar ‘ayırt edilemez hale geldiğinde kaybolacağını’ da aktarıyor.
Tekinsizlik Hissinin Nedeni
Bu durumun nedenini araştıran bilim insanları, ‘algısal uyumsuzluğun’ tekinsizlik hissini artırabileceği sonucuna vardı. Buna göre, gerçekçi gözler ama gerçekçi olmayan cilt gibi uyumsuz özellikler fark ettiğimizde rahatsızlık hissi artıyor. Bilişsel psikolog Alex Diel, bir insan kopyasındaki kusurları, onların fiziksel olarak hasta olabileceğinin bir işareti veya potansiyel bir bulaşıcı hastalık kaynağı olarak görebileceğimizi ve bunun da tiksinti tepkimizi tetiklediğini söylüyor.