Dilan ANDIÇ

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri adına basın açıklamasını okuyan Kadriye Tuğcu, “Ülkemizde de Tek Adam rejimi varlığını ve iktidarda kalmanın stratejisini süreklileşen bir kutuplaştırma, gerginlik, çatışma ve ‘düşman iç ve dış güçler’ argümanları üzerine kurmuş durumdadır. Dünün kardeşi sonradan “düşman” ilan edilmekte, düne kadar düşman ilan edilenler yeniden “kardeş” olarak sunulmaktadır. Ortadoğu’da girilen kirli ilişkiler de aynı politikaların sonucudur. AKP+MHP iktidar bloğu içeride ve dışarıda milliyetçi, şoven, ayrımcı, tekçi, cinsiyetçi, mezhepçi siyasetin dozu her gün biraz daha artırıyor.  Halkları ve emekçileri kutuplaştıran politikalara,  tüm yurttaşların can ve mal güvencesini,  emekçilerin onurlu çalışma hakkını ve iş güvencesini yok sayan saldırılara her gün bir yenisi ekleniyor. Tüm bu politikalar daha fazla kar ve daha fazla iktidar olma adına yapılmaktadır. Sermaye sözcüsü iktidar temsilcileri kaynakları sermayeye ve çatışmalara ayırmada oldukça cömert davranırken sıra emekçilere gelince  biraz daha sabır, biraz daha sefalet önermektedirler” dedi.

“MUHALİFLERE ÖLÜM TEHDİDİ”

Kadriye Tuğcu, “Ekmeğimize, geleceğimize, aşımıza, ormanımıza, suyumuza göz dikenler, halkların bir arada yaşama iradesini de iktidarları için en büyük tehdit olarak görüyorlar. Festival ve konser yasaklarıyla, sanatçılara, muhalif basın emekçilerine yönelik tutuklamalarla bir yandan yaşam tarzımıza müdahale ediyor, bir yandan tüm topluma gözdağı veriyorlar. Saldırılara iktidara yakın gerici odakların laiklik karşıtı söylem ve tehditleri eşlik ediyor. Siyasallaşan yargı ise iktidarın gündemini hayata geçirmesine aracılık ediyor. Barış söylem ve talebini cezalandırırken muhalif kişi ve kurumlara yönelik ölüm tehditlerine, savaş çığırtkanlıklarına ise gözünü ve kulağını kapatarak prim veriyor” diye konuştu.

“BARIŞ TEMEL HAKTIR”

Kadriye Tuğcu, “Gözaltılar ve tutuklamalar, işten çıkarmalar, iş güvencesinin ortadan kaldırılması, kadına yönelik ayrımcı politikalar ve şiddet, homofobiden beslenen şiddet ve nefret cinayetleri, Alevilere yönelik mezhepçi dayatmalar, ÇEDES gibi laiklik karşıtı gerici politikalarda kaygı verici artış, çocuk istismarı, en son Akbelen’de, Cudi’de, depremde yıkılan Hatay Dikmece’de zeytinliklerin istimlak edilmesi örneklerinde olduğu gibi doğamızın talan edilmesi, iş cinayetleri ve daha nice insanlık onuruyla bağdaşmayan politika ve uygulamalar gündelik yaşamın parçası haline geldi. Gelinen aşamada ülkemizin en temel sorun alanlarının başında emek, barış ve demokrasi karşıtı milliyetçi, şoven, faşizan politika ve uygulamalar gelmektedir. Ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barışa olan ihtiyaç tüm yakıcılığı ile her geçen gün kendini daha fazla hissettiriyor. Dolaysıyla barış ve demokrasi talebi ekmek ve su kadar temel ihtiyaç haline gelmiştir. Halkların eşit ve özgür birlikteliğinin sağlandığı, başta Kürt sorunu olmak üzere temel sorunların barış ve diyalogla çözüldüğü, demokratik taleplerinin karşılandığı bir toplumsal mutabakattır” ifadelerini kullandı.

“KADINA ŞİDDET SON BULSUN”

Tuğcu, “Kadına yönelik şiddetin son bulması, bunun için başta İstanbul Sözleşmesi feshinin iptal edilmesi, ILO’nun 190 sayılı sözleşmesinin imzalanması başta olmak üzere toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik politikaların esas alınmasıdır. Çocuğun da hakları var diyebilmektir. Çocuk istismarı ve kadın cinayetlerinde cezasızlık politikalarına son verilmesidir. Doğamızın, suyunuzun, ormanlarımızın rant uğruna talan edilmemesi, sadece bugünü değil geleceği de savunan ekolojik bir yaşamı hakim kılmaktır. Ötekileştirme ve kutuplaştırma politikalarına karşı eşit yurttaşlık temelinde yaşamdır. Mülteciliğe yol açan politikalara son vermek, göçmenleri düşman görmemek, dayanışmayı büyütmektir. 1 Eylül Dünya Barış Günü vesilesiyle; savaşlarda, çatışmalarda yitirilen milyonlarca sivil insanın anısı önünde saygıyla eğiliyor, emekçilerin ve ezilen halkların kendi hakları için yürüttükleri mücadelenin en temel başlığının Barış olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin, laikliğin, paylaşımın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, insanca bir yaşamın kalıcı hale getirildiği bir dünya ve ülke kuruncaya kadar barış mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyeceğiz” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

Editör: Haber Merkezi II