Köy okullarının kapanmasına tepki gösteren ve yeniden açılması gerektiğini savunan Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, taşımalı eğitime geçilmesiyle birlikte kapatılan okullardan birisi olan Antalya Gündoğmuş Serinyaka İlköğretim Okulu’nu yerinde inceledi. Başkan Nurettin Sönmez, “Biz Eğitim-Sen olarak köy okullarının açılmasını talep ediyoruz. Çünkü köylerde okulların kapanmış olması, gerçekten taşımalı eğitimin beraberinde getirdiği eğitim-öğretimi çok olumsuz yönde etkiledi. Köy okulları ne yazık ki birçok köyde harabe halde ve içerisindeki donanım bir şekilde tahrip edilmiş duruyor. Bu eğitim öğretim açısından işler acısı bir görüntü teşkil ediyor” dedi. Gündoğmuş Serinyaka’da yaşayan emekli ilkokul öğretmeni Turay Sabur ise “Okulumuz tarumar edilmiş, bakımsız kalmış. Hiçbir arşiv malzemesini dahi saklamamışlar. Burada bizim ve bu köyde yaşayan insanların geçmişi yatıyor. Böylesine demokrat, böylesine aydın bir köyün okulu, böylesine ziyan edilemez. Bu köyde iki tane de çocuk olsa bu okul açık olmalı. Bu okulda, devleti temsil eden bu köyde, mutlaka öğretmen olmalı” dedi.
“İSTİHDAM OLUŞACAK”
Ataması yapılmayan 600 bine yakın öğretmenin olduğunu söyleyen Başkan Nurettin Sönmez, “Köy okullarının açılmasıyla özellikle ataması yapılmayan öğretmenler açısından bir istihdam oluşacak. Kaldı ki zaten taşımalı eğitime harcanan giderle, köy okullarına atanan öğretmenlerin maaşlarının ödenebileceğini biliyoruz. Aynı zamanda öğrenciler kendi köyünde, kendi mekanında, eğitim öğretime ulaşabilir durumda olacak. Bu da en azından eğitimdeki eşitsizliği kısmen ortadan kaldıracaktır” diye konuştu.
“ESKİ HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR”
Gündoğmuş Serinyaka İlköğretim Okulu’nun çok az bir masrafla yeniden eski haline dönüştürülebilecek durumda olduğunu belirten Başkan Sönmez, “Burada 100 haneden fazla insan yaşıyor ve burada yaşayan çocukların, birleştirilmiş sınıf olsa dahi burada eğitim görmeleri onlar açısından, gelecekleri açısından daha anlamlı olacaktır. En azından köyün, köylünün gelişmesi açısından, köylünün ihtiyaçlarını danışabilecekleri bir öğretmenin bulunuyor olması da köyün aydınlanması açısından çok önemlidir. Köy Enstitüleri zaten bunu öne sürüyordu, bunu söylüyordu. Her köyde bir öğretmen olacak ve donanımlı öğretmen, köylerde tarımdan, ticarete, sağlıktan, diğer alanlara kadar köylünün de danışabileceği bir kişi olacak. Dolayısıyla biz köy okullarının yeniden açılmasını ve buralara öğretmen atamasının bir kez daha buradan talep ediyoruz” ifadesini kullandı.
“YERİNDE EĞİTİM EN İYİ EĞİTİMDİR”
Serinyaka Köyü’nde başka okul olmadığını söyleyen ve var olan tek okulunda kapatıldığını söyleyen Başkan Sönmez, “Öğrenciler Gündoğmuş merkeze minibüsle taşımalı götürülüp getiriliyor. Dolayısıyla bir para harcanıyor zaten bu taşıma işine. Yani hem daha fazla para harcıyorsunuz hem öğrenci yeterli eğitime ulaşamıyor hem de kışın soğukta, yazın sıcakta gidip gelme noktasında eziyet çekiyor. Yerinde eğitim en iyi eğitimdir. Bu okulun kütüphanesi, fen bilgisi odası varmış ve donanımlı bir okul olduğu gözüküyor. Ama okulun halini görüyorsunuz harabe halde. Dolayısıyla bunların yeniden bir ödenek ayrılarak tamir edilmesini eğitim öğretime hazır hale getirilmesini ve eğitim öğretimin her köyün kendisinde kaç öğrenci olursa olsun orada yapılmasının daha anlamlı olacağını, doğru olacağını söylüyoruz” dedi.
“ARŞİV MALZEMLERİ SAKLANMAMIŞ”
Gündoğmuş Serinyaka’da yaşayan emekli ilkokul öğretmeni Turay Sabur ise okulunun taşınması ve tarumar edilmesiyle ilgili, “Bu köyde doğdum ve ilkokulu Serinyaka İlköğretim Okulu’nda, tek derslikte, bir öğretmenin beş sınıfı bir arada okuttuğu dönemlerde okudum. Öğretmen olarak Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yaşadım. Ama birkaç sene önce köyüme geldiğim zaman içim çok acıdı, içim burkuldu. O bizim her şeyiyle eğitim, öğretim yaptığımız o güzellikleri yaşadığımız okul bir virane olmuş. Bütün Şehir Yasası ile gelen ucube durumdan dolayı da muhtarlarında pek yetkisi kalmamış. Dolayısıyla buralar tarumar edilmiş Okul bakımsız kalmış. Hiçbir arşiv malzemesini dahi saklamamışlar. Sınıf geçme defterlerinden, yılsonu tutanaklarına kadar” dedi.
“OKULUMUZA SAHİP ÇIKILMADI”
“Bu okulda 1963 yılında fen bilgisi, fen tabiat dolabı vardı” diyen Sabur, “O buharlı makineyle, elektrik üreteçleri, dereceli kaplar ile deneylerimizi yaptık. Burada öğrendik. Öyle bir kütüphanemiz vardı ki belki o yıllarda şehir merkezlerinde olmayan kadar kitap sayımız vardı. Daha sonra o miktar arttırıldı. Çünkü yeni derslik yapıldı, öğrenci sayısı arttı. Ama geldiğimde bu manzarayı gördüğümde gözlerim doldu. Niye sahiplenmediğiniz diye sordum. Burada bizim geçmişim yatıyor. Burada bu köyde yaşayan insanların geçmişi yatıyor. Bizim köyün kahvehanesinin işletmecisi bile kadındır. Böylesine demokrat, böylesine aydın bir köy burası. Böylesine bir köyün okulu böylesine ziyan edilmezdi. Bu duruma çok dertlendik” diyerek isyan etti.
“NEDEN ÖĞRETMEN YOK?”
“Japonya'da bir tren hattı tek bir öğrenci için açık tutulmuş ve o öğrenci için bir tren yıllarca çalıştırılmış” diyerek eğitimin önemine dikkat çeken Sabur, “Niye burada iki çocuk için bir öğretmen yok. Bunu sorguluyorum. Devlet, gençliği için geleceği için öğrenciler için bir öğretmen veremiyor mu? Ve böylesine güzel bir yapıyı, içinde tarih yaşayan bir yapıyı böyle ziyan etmenin neresini haklı bulabilirim. Oyun bahçesinden, uygulama bahçesine kadar her şeyi olan bir okul. Biz öğrenciyken ellerimizle o bahçeyi düzenledik. Bu memleket bu devlet bu kadar battı mı? Buraya geriye göçün olması bir hayli zor ama iki tane de çocuk olsa bu okul açık olmalı bu okulda devleti temsil eden bu köyde bir tek imam değil, mutlaka öğretmen olmalı” dedi.
HABER/FADİME YİĞİT