Emekli Diplomat Gürsel Demirok TBMM’nin 28. Yasama Döneminde Meclisin gündemine gelmesi beklenenen yeni Anayasa çalışmaları ile ilgili görüşlerini açıkladı. Demirok, parlamento dışı muhalefetin bu dönem etkili olabileceğini belirterek öncelikli olarak kadın hareketlerini İstanbul Sözleşmesi’nin tekrar uygulamaya geçmesi için çalışmaları gerektiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, muhalefetin yeni anayasa çalışmalarına önyargısız olumlu destek vermeye davet ettiğini anımsatan Gürsel Demirok, “İktidarın bu konuda muhalefet partilerini ziyaret etmesi bekleniyor. Önümüzdeki süreçte yeni anayasa konusunun TBMM'nin gündemine geleceği anlaşılıyor. Şu aşamada Meclis'te temsil olunan muhalefet partilerinin yapılan çağrılara ne şekilde yanıt verecekleri net değil. Partilerin bu çağrıları değerlendirme ve tutum belirleme aşamasında oldukları görülüyor” dedi.
YENİ ANAYASA VURGUSU
Geçmişte İnsan Hakları konuları üzerine çalışmış ve Milli Güvenlik Kurulu’nda da da önemli görevler üstlenen Gürsel Demirok, onumuzdaki süreçte Parlamento Dışı Muhalefetin önem kazanmasının beklendiğini ifade etti. Demirok “Parlamentoların demokrasinin pratikte uygulanmasını sağlayan en önemli güç olmakla birlikte parlamento dışı güçler de demokrasinin sağlıklı işlemesine yardımcı olabilmektedirler. Özellikle sivil toplum kuruluşları bu görevi üstlenmektedirler. Mayıs’taki seçimlerin ardından bir TV kanalında yapılan söyleşide, seçim sonuçları değerlendirilirken Parlamento Dışı Muhalefet' in (PDM) önem kazanacağına işaret olunmuştu. Nitekim, Partilerin iktidarın çağrısına verecekleri yanıtları belirlemeden önce, yeni anayasa çalışmasına ilişkin tepkiler Parlamento Dışı Muhalefetten yükselmeye başladı. Tepkilerin yanı sıra iktidarın gerçek niyetlerine ilişkin duyulan kuşkular da ifade olunarak, muhafazakâr ağırlıklı Meclis'in nasıl bir anayasa çıkarabileceği sorgulanıyor. Tepki gösterenler, Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı olmadığını, var olan Anayasa’nın uyulmasına, hukukun üstünlüğünün kabul edilip, hayata geçirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtiyorlar. Demokrasiye, hukukun üstünlüğüne gerçekten inanan bir zihniyetin mevcut Anayasa ile de eksiksiz bir demokratik işleyiş gerçekleştirilebileceğini vurguluyorlar. İktidarın yeni anayasa önerisinin gerisinde örtülü amaçları, gizli gündemleri olabileceğine de dikkatler çekiliyor” şeklinde konuştu.
“STK’LAR BU DÖNEMDE ETKİLİ OLACAK”
Önümüzdeki dönemde PDM'nin bu konuda sesini daha da yükseltmesinin beklenebileceğini, PDM’nin açıklayacağı görüşlerin partilerin görüşleri ve tutumları üzerinde etkili olabileceğini ifade eden Demirok” Yeni Anayasa çalışmasına ilişkin olumlu, olumsuz görüşler kamuoyu önünde, medyada açıkça tartışılmalı. Bu tartışmalara, başta üniversiteler, barolar, ilgili düşünce kuruluşları, çalışmalara ilgi duyan herkes katılmalı. İktidar, yeni anayasa konusunda samimi ise, duyulan kuşkuları giderici güven artırıcı adımlar atmalı. Örneğin mevcudu TBMM'de de kadınlar arzu ettikleri ölçüde temsil edilememekteler. Kadınların haklarını savunma ağırlıklı olarak Parlamento dışındaki kadın sivil toplum kuruluşlarına düşmekte. Bu sivil toplum kuruluşları, önümüzdeki dönemde kadının insan haklarına ilişkin sorunları Parlamento'nun gündemine taşınmasında önemli roller üstlenebilirler. Yeni Meclis ağırlıklı olarak muhafazakâr milletvekillerinden oluşmakta, bu durum iktidarın bazı çekincelerle İstanbul Sözleşmesi’ne tekrar taraf olunması yönünde hareket etmesini güçleştirmekte. Bu güçlükleri de göz önünde tutarak PDM, Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddete Dair İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönülmesini seslendirmeye devam etmeli. PDM ekonomik kriz, çevre sorunları, iklim değişikliği, gıda ve enerji güvenliği gibi konuların parlamentonun gündemine taşınmasında önemli roller üstlenebilir” dedi.