Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) yayımlanan Kıbrıs Bugün gazetesi, geçtiğimiz yıl 2 Şubat tarihli manşetinde “Süleyman Soylu’ya 20 milyon dolar verildi” başlıklı bir habere yer vermişti. Haberde, suikast sonucu öldürülen yasa dışı bahis baronu Halil Falyalı’nın finans müdürü Cemil Önal’ın ifadelerine yer verilirken, Falyalı’ya yönelik operasyonların önlenmesi için dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya rüşvet verildiği öne sürülmüştü.
Önal’ın iddiasına göre rüşvet, Sadık Soylu aracılığıyla 7 Mart 2020’de teslim edildi. Aracılığın ise Interpol tarafından arandığı belirtilen İranlı bahis baronu Ahmet Nazari tarafından yapıldığı ileri sürülmüştü.
Soylu’dan Açıklama: 'Namusumuzu Yolda Bulmadık'
İddialara sosyal medya hesabından sert ifadelerle yanıt veren Süleyman Soylu, iddiaları “Namussuzlara Duyurulur” olarak nitelendirdi. Soylu, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:
"Bu ülkede, devletine ve milletine şerefle hizmet etmiş; görev süresi boyunca terörle, uyuşturucuyla, sanal kumarla ve Amerika’dan İngiltere’ye kadar uzanan her türlü suç şebekesiyle hiçbir şeyden korkmadan mücadele etmiş birine yönelik, iftira ve karalama amacıyla sistematik olarak yayılan, “ağıza dahi alınmayacak” düzeydeki adice dedikodular, bu mücadeleyi hazmedemeyenlerin intikam çabasıdır. Bu iftiraları atan, yayan, karalayan herkes şerefsizdir.
Bizi kendinizle karıştırmayın.
Onursuz, hırsız, ahlaksız, katil suç şebekelerine karşı cesaret gösteremezsek…
Vay adamlığımıza, vay kalıbımıza!
Yıllardır her fırsatta sistematik biçimde iftira atan ve karalama yapanlara, bugünkü yolsuzluğu örtme çabası içinde hedef saptırmaya çalışanlara sesleniyorum:
Kuzey Kıbrıs’ta işlenen bir cinayeti, devletimiz tüm kurumlarıyla, KKTC makamlarıyla tam bir iş birliği içerisinde çok kısa sürede aydınlatmış ve adli makamlara intikal ettirmiştir. Bu cinayetin, başka bir ülkeye kaçan, hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve iadesi beklenen bir numaralı şüphelisinin bir yıl önce ortaya attığı hayal ürünü iftiraları sürekli tekrar edenlere biz “operasyon çocuğu” dedik, haklı çıktık.
Her türlü dış istihbaratın oyuncağı hâline gelen bu kişilerin, konu ne olursa olsun, ellerinde belge, bilgi ve kanıt varsa ortaya koymamaları namertliktir.
Peşine düştüğümüz suçluların, devletimizin ve bu devlet için görev yapanların itibarlarını zedelemelerine asla izin vermeyiz. Bu yalan ve iftiraları yayanlar, hukuk önünde en ağır biçimde hesap vereceklerdir.
Çürümüşlüğünüzü, yolsuzluğunuzu iftira çamurlarıyla üzerimize sıçratamazsınız.
Son söz:
Namusumuzu yolda bulmadık.
Hayatımın sonuna kadar bu namussuzların peşinde olacağımı herkes bilsin."
Özgür Özel: 'Turpun Büyüğü Kıbrıs’ta Çıktı'
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, geçtiğimiz hafta yaptığı grup konuşmasında, KKTC’deki iddiaları detaylandırarak “Bu işin içinde Hakan Fidan, Binali Yıldırım ve bazı siyasetçilerin çocukları var” dedi. Özel, 45 adet kayıtlı kasetten söz ederek, 40’ının ele geçirildiğini, 5’inin ise hâlâ saklandığını iddia etti.
Özel, "Erdoğan’a sormuştum. KKTC Büyükelçisi, Yasin Ekrem Serim’in organize suç örgütü lideri Halil Falyalı ile ilişkisini. Sustu. Hiçbir şey söylemedi. Hala susuyor. Kim bu Ekrem Serim? Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminden beri yanındaki kasası, Maksut Serim. Başbakan olduğundan beri ve Cumhurbaşkanlığında örtülü ödeneği yöneten kişi. Oğlu Dışişleri Bakan yardımcısı oldu, sonra da Kıbrıs’a Büyükelçi oldu. Sonra o söylediğim gün, apar topar büyükelçilik görevinden alındı. Erdoğan yanıt vermiyor ama 2014-2021 yılları arasında Halil Falyalı’nın finans müdürü Cemil Önal teker teker her şeyi anlattı. Benim anlattıklarımı doğruladı ve çok daha fazlalarını anlattı. Öyle bir şey ortaya çıkıyor ki. Bu işin içinde Hakan Fidan var, bu işin içinde Binali Yıldırım var. Bu işin içinde bu arkadaşların, bu siyasetçilerin, bu önceki başbakanın şimdiki bakanın çocukları var. Bu işin içinde 45 tane kayıt var, bunların 40’ının ele geçirilmişliği, beşinin ortada durmuşluğu var. Bunun içinde Dışişleri Bakan Yardımcısıyken ve Büyükelçiyken İngiltere’deki hesaba gidip gelen büyük büyük paralar var. Bu işin içinde hem yüzen gemiler, yakalanan gemiler var, ayrı. Ama Kıbrıs’ta bütün hepsi döküldü ortaya. İnanılmaz ortaya dökülen hani ‘turpun büyüğü’ diyor ya, böyle neredeyse Kıbrıs kadar turp var. İçinde İbrahim Kalın’ın da bildiği 45 kayıtlık kaset, 40’ı elde, beşi bir yerde. Onun peşinde atanan büyükelçi, ortaya dökülünce bunlar alınan büyükelçi. Sayın Erdoğan, meslekten gelmeyen ve tecrübesi olmayan birini Dışişleri Bakan Özel Kalemi, sonra Dışişleri Bakan Yardımcısı, Kıbrıs gibi gözbebeğimize Büyükelçi yapıp da bu teker teker okusam utanırım. Masumiyet karinesi var. Hakan Fidan’ın oğlu şuna şunu diyor, Binali Bey’in oğlu buna bunu diyor. Bunları buradan söylemeye utanırım, ben Erdoğan değilim. Suçlamalar kesinleşmeden birine hırsız diyecek, yalancı şahitlerin iftiraları üzerinden bir şeyler söyleyecek kişinin adı Erdoğan‘dır. Burada bütün pislikler ortaya döküldü. Şimdi bu adı geçenler üzerinden bir tane, her şeyi göze alan savcı arıyoruz" dedi.