Komünist Kadınlar yapacakları eylem için çağrıda bulunurken,
yaptıkları açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“AKP iktidarı, kadınların şiddetle mücadelesinde önemli bir kazanım olan İstanbul Sözleşmesi’nden, ‘aile kurumuna zarar verdiği’, ‘inanca ve kültüre uygun olmadığı’ gibi gerekçelerle bir gecede oldu bittiyle çekildi.
Oysa, ülkemizde kadın cinayetlerinin önemli bir bölümü örf ve adetler gerekçe gösterilerek işleniyor. Geçtiğimiz günlerde hapisten çıkıp karısını öldüren kişi de, onu adliyede ‘adamsın’ diyerek destekleyen arkadaşı da, ‘örf ve adet’ adı altındaki gericilikten güç alıyordu. AKP iktidarının korumak adına sözleşmeden çekildiği ‘kutsal aile’de kadının payına düşen şiddet, istismar ve can korkusudur!
Biz kadınlar, eşitlik ve özgürlük mücadelemizi engellemek için
iktidarın sığındığı ikiyüzlü politikalara kanmıyoruz!”
‘KADIN BEDENİ NESNELEŞTİRDİ, AKLI AŞAĞILANDI’
“Diyorlar ki, sözleşmeyi savunanların amacı kadını anne
olmaktan, kız kardeş olmaktan, kız evlat olmaktan çıkarıp savunmasız bir birey
haline getirmekmiş. Mücadelemiz tam da kadını birinin annesi, birinin eşi
olmasından ibaret sayan, öyle olmadığında savunmasız olduğunu iddia eden gerici
zihniyete karşı, kadının kimliğini toplumda bunun üzerinden var etmeye çalışan
yobazlara karşıdır!
Türkiye’de ve tüm dünyada artmakta olan kadına yönelik şiddetin
ve kadın cinayetlerinin kökeninde sömürü düzeni ve onun gerici politikaları
yatmaktadır. Bizler, şiddetin ve sömürünün kökünü kazımak için mücadelede
kararlıyız! AKP’nin iktidara geldiği ilk günden beri gericiliğin önü açıldı,
gericilik güçlendikçe kadınların hayatındaki baskı, zorbalık ve şiddet arttı.
Kadının bedeni nesneleştirildi, aklı aşağılandı.”
ANTALYALI KADINLARA ÇAĞRI
“Kadın toplumsal yaşamdaki yeri ile değil, anneliği ile
yüceltildi. Biz kadınlara dönük aşağılayıcı ifadeler bugün medyadan siyaset
alanına, kültür sanattan çalışma yaşamına kadar her alana yayılmış durumda. Kadını
değersizleştirici tüm bu söylem ve davranışlar hayatlarımızı etkiliyor.
Mesleğimizi seçerken, karar alırken, hatta sokağa çıkarken bile ayrımcı dilin
etkisinde kalıyoruz.
İnsanı değersizleştiren ve ayrımcılıkla aşağılayan her türlü
tutum nefret suçudur ve artık nefret suçlarının hayatımızı etkilemesini
istemiyoruz. AKP, cumhuriyetin aydınlanmacı karakteri ile ne kadar kavgalı ise,
bizler de elimizden alınmak istenenden çok daha fazlasını kazanmaya o kadar
kararlıyız! Bu ülkenin Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan kadınları olarak geleceğimizi
ne emperyalizmin çözüm önerilerine ne de yozlaşmış siyaset alanına bırakıyoruz.
Kendi geleceğimizi kendimiz belirleyecek, bunun için mücadeleden
vazgeçmeyeceğiz.
Üstelik yalnızca şiddet ile değil, topyekün gericilikle,
emeğimizi çalanlarla, eğitim hakkımızı gasp edenlerle mücadele edecek, mutlaka
kazanacağız. İstanbul Sözleşmesi’nden korkanların karşısına, nasıl bir ülke
kuracağımızı gösteren kararlarımızla geliyoruz!
Eşit ve özgür yarınların kurulması için omuz verin, birlikte
kazanalım!
26 Mart Cuma günü yapılacak eylem için buluşma noktası:
17.00 - Attalos Heykeli önü”
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi