CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Türkiye’de kadınların belediyelerde seçme ve seçilme hakkı kazanmasının 93’üncü yıl dönümü dolayısıyla, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Nazlıaka, şunları söyledi:
“TÜRKİYE’DE KADINLAR SEÇME VE SEÇİLME HAKKINI 93 YIL ÖNCE BUGÜN ELDE ETTİLER”
“Cumhuriyetimizin kurucusu ve kurtarıcısı olan ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en büyük devrimi; egemenliği saraydan alıp halka vermekti. Bu büyük devrim, aynı zamanda kadınların eşit yurttaşlık statüsü kazanmasıyla da taçlandı. Türkiye’de kadınlar seçme ve seçilme hakkını 93 yıl önce bugün elde ettiler. 3 Nisan 1930 tarihinde, Belediye Kanunu’nda yapılan bir değişiklik ile kadınlar seçme seçilme hakkına sahi oldular. Ardından 26 Ekim 1933’te köy ihtiyar heyetleri ve muhtarlıklarda seçme ve seçilme hakkını elde ettiler. 5 Aralık 1934 tarihinde de parlamentoda seçme ve seçilme hakkına sahip olduk kadınlar olarak. Bir kez daha Büyük Atatürk’ü saygıyla ve minnetle anıyoruz.
“KADINLARIN BELEDİYE BAŞKANLIKLARINDAKİ TOPLAM TEMSİL ORANI EN FAZLA YÜZDE 3 OLMUŞ”
Türkiye'nin ilk kadın belediye başkanı; Artvin'in Yusufeli ilçesine bağlı Kılıçkaya beldesinden seçilen Sadiye Hanım’dır. Aradan tam 93 yıl geçti bu 93 yıl boyunca 19 yerel seçim gerçekleşti. Bu 19 yerel seçim sonucunda 32 bine yakın erkek belediye başkanı seçildi buna karşılık sadece 156 kadın belediye başkanı seçildi. Biz bu tabloları ortaya koyduğumuzda diyorlar ki ‘Siz kadınlar da haklarınıza sahip çıkamamışsınız.’ Bu tablo kadınların başarısızlığından, siyasete karşı isteksiz olmasından kaynaklanmıyor. Bu tablonun tek bir açıklaması var; ‘Ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ diyen zihniyet. Bugüne kadar yapılan tüm yerel seçimlere baktığınızda kadınların belediye başkanlıklarındaki toplam temsil oranı en fazla yüzde 3 olmuş. Kadınların il genel meclislerindeki en fazla temsil oranı gene en fazla yüzde 3 olmuş. Kadınların belediye meclislerindeki en fazla temsil oranı yüzde 11’lere takılmış kalmış.
“BİZ CHP’Lİ KADINLAR OLARAK LAİK, DEMOKRATİK, SOSYAL DEVLETİ YENİDEN İNŞA ETMEKTE KARARLIYIZ”
Biz kadınlar yeni haklar kazanmak bir yana mevcut haklarımızı kaybetmemek için mücadele eder hale geldik. En temel hakkımız olan yaşam hakkımızı savunmak durumunda kaldık. Bugün Türkiye’de her üç kadından biri hayatı boyunca şiddet türlerinden en az birine maruz kalıyor. Tablo böyleyken biz CHP’li kadınlar olarak laik, demokratik, sosyal devleti yeniden inşa etmekte kararlıyız.
“CUMHUR İTTİFAKI KADIN DÜŞMANINDAN YANA SAF TUTANLAR TARAFINDA GENİŞLEMEYE DEVAM EDİYOR”
Kadınların haklarını tek tek budamaya çalışan tek adam rejimi, seçimi kaybetme korkusuyla olsa gerek üç-beş oyun peşine düştü. Geçenlerde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu bir mutfak videosu ile hepimizin hislerine tercüman oldu, kendisi de orada çok net biçimde bunu ifade etti. Görüyoruz ki Cumhur İttifakı kadın düşmanından yana saf tutanlar tarafında genişlemeye devam ediyor. Cumhur İttifakı’na terör örgütü olan Hizbullah’ın siyasi uzantısı olan Hüda Par da, kadın düşmanı politikalarla övünen Yeniden Refah Partisi de katıldı. Aslında bir bakıma aynılar aynı yerde farklılar farklı yerde tablosunu çok net bir şekilde görmüş olduk. Böylece AKP’nin yıllardır ‘mış’ gibi yaparak gizlemeye çalıştığı gerçek zihniyeti de apaçık ortaya çıkmış oldu. Sanmasınlar ki onlar haklarımızı gasp etmeye çalışırken bizler korkuyoruz, siniyoruz, susuyoruz. Tam tersine her geçen gün daha da büyük bir dayanışma ile sımsıkı birbirimize kenetleniyoruz, adımlarımızı güçlendiriyoruz. Karşılarına aldıkları sadece toplumun yarısını temsil eden kadınlar değil. Aynı zamanda demokrasiyi savunan, eşitliği içselleştirmiş olan ülkenin tüm erkeklerini, vatandaşlarını da karşılarına alıyorlar. Biz milletiz, Millet İttifakı’yız ve çok güçlüyüz. Aydınlık günlere çok az kaldığını da o nedenle çok iyi biliyoruz.
“BİZLER KARAR MEKANİZMALARINDA EŞİT TEMSİL EDİLMEK İSTİYORUZ”
Bizler karar mekanizmalarında eşit temsil edilmek istiyoruz. Eşit temsilden kastettiğimiz sadece biyolojik olarak kadın kimliğine sahip olanlar tarafından temsil edilmek değil. Kadının insan haklarını içselleştirmiş ve onu savunma konusunda samimi bir duruş sergileyen kişilerden bahsediyoruz. Bir bakıma İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış kararına susanlar da kadındı, 6284 nolu yasa tehdit altındayken susanların, sessiz kalanların da bir kısmı kadındı. İstismara uğrayan çocuklardan bahsedilirken ‘Bir kereden bir şey çıkmaz’ diyen de bir kadındı. 6 yaşından itibaren istismara uğrayan H.K.G’nin davasının üzerini örtmeye çalışan ve ‘Bunlar siyasetin konusu değil, her toplumda yaşanabilecek şeylerdir bunlar’ ifadesi ile olayı meşrulaştırmaya çalışan da bir kadındı. ‘Kadına yönelik şiddet tolere edilebilir oranda artmıştır’ diyen de gene bir kadındı, üstelik bu cümleyi söyleyen kadından da sorumlu olan Aile ve Sosyal Politikalar (Hizmetler) Bakanı Derya Yanık’tı. Deprem sonrasında ‘çocuklarımız nerede’ diye haykıran aileler bize ulaştığında onların sesine ses katmaya çalıştık ve gördük ki Derya Yanık’ı çok öfkelendirmişiz. Derya Yanık bir açıklama yaptı ve ‘Deprem sonrasındaki kayıp çocukların büyük bir kısmının hastanelerde tedavi altında olduğunu varsayıyoruz’ dedi. Sorarım size; varsaymak ne demek? Bu nasıl bir utanmazlık, siz ülkeyi varsayarak mı yönetiyorsunuz? Üstelik kayıp bir bebeğin tam 54 koca gün geçtikten sonra depremzede ailesine teslim edilmesini bir başarı hikâyesi gibi sunduğunu gördük Derya Yanık’ın. 54 gündür neredeydiniz Derya Yanık? Hala çocuklarını arayan aileler var. Kayıp çocukların akıbetini tek tek açıklayın. Çünkü biz her bir dosyayı, her bir çocuğumuzun sürecini yakından takip ediyoruz.
“KADINLAR BU SEÇİMDE YA ESARETTEN YA DA ÖZGÜRLÜKTEN YANA OY KULLANACAK”
Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimine sayılı günler kaldı. Bizle bir yandan umutlu, kararlı diğer taraftan da heyecanlıyız. Çünkü biliyoruz ki bu seçimler kadınlar için de ülkemizin kaderi için de hepimizi mutlu edecek şekilde bir sonuçla son bulacak. Bu seçimler biz kadınlar için hayati öneme sahip. Bir yanda kadınların seçimlerdeki oy davranışını belirlemesi çok da güç olmayacak gibi görünüyor. Baktığınızda bir tarafta kadın düşmanı politikalar üretenler var diğer tarafta eşitliği savunanlar var. Bir tarafta kadınların can simidi olan İstanbul Sözleşmesi’ni bir gece fesheden Erdoğan var diğer tarafta 13’üncü cumhurbaşkanımız olacak olan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘İktidara geldiğimizde ilk 24 saat içerisinde İstanbul Sözleşmesini yürürlüğe koyacak olma hali var. Bir yanda tek adam rejimi diğer tarafta güçlendirilmiş parlamenter sistemle halkın iktidarını kuracak olanlar var. Bir yanda Cumhuriyet devrimi düşmanları diğer tarafta ise Cumhuriyet’i demokrasi ile taçlandırmak isteyenler var. Kadınlar bu seçimde ya esaretten ya da özgürlükten yana oy kullanacak.
“KADIN ERKEK BİR ARADA, DAYANIŞMA İÇİNDE ÖZGÜR BİR TÜRKİYE’Yİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”
İnanıyoruz ki, biz kadınlar, bu seçimlerde ülkemizin kaderini değiştirenler olacağız. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerinden asla vazgeçmeyeceğiz. Kadın erkek bir arada, dayanışma içinde özgür bir Türkiye’yi yeniden inşa edeceğiz. Millet İttifakı’nın 13. Cumhurbaşkanı adayı olan ve 13. Cumhurbaşkanımız olacak olan Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde; biz kazanacağız, demokrasi kazanacak, millet kazanacak. Sana söz: Yeniden bahalar gelecek.”
(ANKA)