“Kadının Turizmde Güçlendirilmesi’ panelinde konuşan Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Genel Başkanı Gaye Erbatur, AKP iktidarının kadınları eve kapatmak için her yolu denediğini belirterek, “Biz kadınlar telaşa düştük, ülkeyi yönetenler ne kadar çocuk doğuracağımıza, çocuklarımıza nasıl bakacağımıza, çalışıp, çalışmayacağıma karar veren yasalar çıkardılar” dedi.
GÜÇLÜ KADIN, GÜÇLÜ ÜLKE
TÜKD Genel Başkanı Erbatur, “Kadını güçlü olan ülke, güçlü bir ülkedir. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’de Cumhuriyet’i kurarken aydınlanma devrimlerini gerçekleştirirken kadının yaşamın içine katılması, kadının varlığı ve kadının gücünün tüm yaşamda var olmasını hedeflemiştir” dedi. Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır ise kadınların insan haklarının hala yerine getirilmediğini belirtti. Turizm işçisi Semra Yelsali de turizmde kadınların askı uygulamasıyla 6 ay işsiz bırakıldığını, bunu önlemek için örgütlenmenin şart olduğunu ifade etti.
Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD) Konyaaltı Şubesi tarafından Antalya Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası’nda (SMMO ) ‘Kadının Turizmde Güçlendirilmesi’ konulu panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Gaye Erbatur, Av. Zeliha Şengöz, Prof. Dr. Zekiye Gülser Öztunalı Kayır, Devrimci Turizm İş Sendikası Eş Başkanı Didem Erkıvanç Türkay, Sendikalı Turizm işçisi Semra Yelsali konuşmacı olarak katıldı. Paneli İşçi Partisi İl Başkanı Yalçın Armen, CHP Antalya İl Başkan Yardımcıları Ayşe Eraydın, Tevhide Öztürk, CHP 22. Dönem Antalya Milletvekili Tuncay Ercenk, CHP Antalya Büyükşehir ve Muratpaşa Belediye Meclis Üyesi Songül Başkaya ile TÜKD Antalya ve Konyaaltı Şube Başkan ve yöneticileri de izledi.
HEDEFİMİZ KADININ GÜÇLENMESİ
Panelin açılışını yapan TÜKD Genel Başkanı Prof. Dr. Gaye Erbatur, derneğin kamu yararına çalışan bir dernek olduğunu uluslararası bir federasyona bağlı olduklarını söyledi. Erbatur, Türkiye’de 20 şubelerinin olduğunu bin 151 üyelerinin olduğunu da sözlerine ekledi. Erbatur, ’’Biz Üniversiteli Kadınlar Derneği olarak bu dönem kendimize hedef olarak kadının güçlenmesini seçtik. Hem yaşam boyu eğitim yoluyla güçlenme güçlenirken de kadınlara istihdam yaratma bizim en önemli çalışma hedeflerimizden bir tanesi. Özellikle bu konuda çalışmak istiyoruz. Çünkü kadını güçlü olan ülke, güçlü bir ülkedir. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye’de Cumhuriyet’i kurarken aydınlanma devrimlerini gerçekleştirirken kadının yaşamın içine katılması, kadının varlığı ve kadının gücünün tüm yaşamda var olmasını hedeflemiştir. Bizler de ilkelerimizi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden alarak kurulmuş bir derneğiz’’dedi.
VAR OLMA MÜCADELESİNİ SÜRDÜRÜYORUZ
Kadınların toplumun yarısını oluşturduğunu ama iş yaşamında çok sorunları olduğunu söyleyen Erbatur, “Var olan sorunlardan belki de en önemlisi yaşamda varlıklarının görünmez olması. Yaşam alanları içerisinde kadınlara yer vermemek geleneksel bir davranış biçimi olmuş artık. Bu dünyada ve ülkemizde de böyle. Cinsiyet eşitsizliği konumunda Türkiye 142 ülke içerisinde 125. sırada yer alıyor. Maalesef hiç ilerleyemiyoruz. Pek çok şey istiyoruz yapılsın diye. Maalesef hiçbiri yapılmıyor. Bizi inciten ise ekonomisi büyük ülkeyiz. Bizi yönetenlerin övündüğü ülke ise kadınlarda bu eşitlik çerçevesinde bakıldığında ön sıralarda yer almalılar. Ama bir de bakıyoruz 125. sırada yer alıyor toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde. Bu ne yaman bir çelişki. Bu çelişki kabul edilemez. Biz kadınlar çok mücadele verdik. Kadınların mücadelesi için devam ediyoruz. Ne mücadelesi veriyoruz yaşam içerisinde var olma mücadelesi’’ diye konuştu.
KABUL EDİLEMEZ
2002 yılında iktidara gelen AKP’nin kadınların ilerlemesi yönünde hiçbir çalışma yapmadığını ve çıkardıkları yasalar ile kadınların yeniden eve bağlanmasını amaçladıklarını söyleyen Erbatur, “Biz kadınlar telaşa düştük. Bizi yönetenler ne kadar çocuk doğuracağımıza, çocuklarımıza nasıl bakacağımıza, çalışıp çalışmayacağımıza, bizim hayatımızı ilgilendiren bütün konularda yasa çıkardı. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde kadının kendisinin karar vermesi konusunda maalesef bizi yönetenler karar vermeye kalkıyorlar. Bu konularda kadınları yeniden eve döndürmeye çalışıyorlar. Kadınları çok çocuk doğurmasını istemek kadının çalışma yaşamından yeniden eve dönmesine yol açacak bir uygulama. Kadın doğurmak istiyorsa tabi ki de doğurabilir kadın kendisi verir bu kararı. Hükümet kadınların çalışma koşullarını iyileştirmelidir. Bütün bunları yapmak yerine kadınları evde oturmaya yönlendirmek biz kadınları kabul edemeyeceği bir meseledir’’ dedi.
KADINLAR TURİZMDE AYRICALIKLARA MARUZ KALIYOR
Prof. Dr. Gülser Öztunalı Kayır ise kadınların turizmde ayrımcalığa maruz kaldığını anlatarak, turizmde çalışan kadınların çoğunun tacize uğradığını, mobbingle karşı karşıya kaldığını, özellikle bu durumun terfi istedikleri zaman ortaya çıktığını söyledi. Kayır, “Turizm sadece ekonomik boyut olarak görülmekten çıkarılmalıdır. Turizm sektöründe kadınları güçlendirecek farklı politikalar yapılmalı. Günümüzde ataerkil yönetim şekli uygulanıyor hala. Kadınların insan hakları hala yerine getirilmiş değil. Kadınların sosyal hayatta yok sayılmasına karşı mücadelemiz devam ediyor’’ şeklinde konuştu.
CEBİNİ DÜŞÜNMEYEN YÖNETCİLER İSTİYORUZ
Günümüzde kadın çalışanların üst yönetici durumlara getirilmediğini söyleyen Kayır, “Taciz ve mobbingin önünü kesmek zorundayız. Şiddet uygulanarak kadınların terfileri engelleniyor. Beklentiler karşılanmadığı takdirde işine son verilme gibi eylemlerle karşılaşıyorlar. Bunlardan bir kaçı yemeğe çıkma teklifi, ahlaksız teklifler birkaç kişinin aynı kadına aşık olması gibi’’dedi. Kadınların güçlenmesi gerektiğini söyleyen Kayır kadınların kendi başlarına ayakta kalmayı bilmeleri gerektiğini söyledi. Kayır, “Kendi içgüdülerimizi artırmaya yönelik kendi içimizde dayanışma içerisinde olmamız lazım. Hakların tanınması, ikincisi hakların kullanılması gerekiyor. Kadınların bu hakları kullanabilmeleri için bilinçlenmesi lazım’’ dedi. Kayır, “Biz demokratik, özgür bir yaşam ve cebini düşünmeyen yöneticiler istiyoruz” diyerek sözlerini bitirdi.
ÇALIŞMA KOŞULLARI KÖLELİK SEVİYESİNDE
Devrimci Turizm İş Sendikası Eş Başkanı Didem Erkıvanç Türkay, kadınların turizm sektöründe yükselemediğini söyledi. Türkay, “Antalya’da 600 bin turizm işçisi içerisinde yaklaşık yarısını biz kadınlar oluşturuyoruz. Esnek, ucuz ve güvencesiz çalışmanın yoğun yaşandığı turizm iş kolunda kadınların çalışma koşulları kölelik seviyesindedir. Sezonluk otellerde çalışan işçiler yılın yarısında işsiz kalmakta askı uygulamasına maruz bırakılmaktadır. Kadın işçiler hak ettikleri halde görevde yükselmeleri engellenmektedir. Turizmde çalışan kadınların hak gasplarına emek sömürülerine dur diyebilmelerinin tek yolu örgütlenmekten geçer. Bugün Turizm sektöründe çalışan kadınların başlıca sorunları hamile kadınların istifa etmesi için uygulanan mobbing, hamile olan arkadaşlarımız ya gizlemek zorunda kalıyorlar gizlemediği takdirde de ciddi baskı ile istifa etmeye zorlanıyorlar. Kullanılmayan süt ve doğum izni yıllık izin gibi izinleri de daha çok yönetici olan arkadaşlarımız kullanabiliyor. Mevsimlik işçi statüsünde çalışma. Asgari ücretle çalışma. Ek mesai ücretlerinin ödenmemesi gibi birçok sorun var’’dedi. Türkay, kadınların haklarını savunabilmeleri için örgütlenmeleri ve dayanışma içerisinde olmaları gerektiğini söyledi.
Turizm işçisi Semra Yelsali de sorunların sınıf ve cins bilinciyle örgütlenerek çözüleceğini kaydetti.
DENİZ TOPKAYA