'Krizlerde İtibar Yönetimi' panelinde konuşan ANSİAD  Başkanı Abdullah Erdoğan, dünyada itibar ölçümü yapan Uluslararası İtibar Enstitüsü'ne göre Türkiye'nin 55 ülkenin yer aldığı listede 39'uncu olduğunu belirterek, "Dünyada demokrasi, eğitim, şeffaflık, güven gibi konularda ilk sıralarda olan ülkeler itibarda da önde oluyor" dedi.

Antalya  Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) ve İtibar Yönetimi Enstitüsü, kriz koşullarında itibarın önemini vurgulamak ve Antalya'nın itibarını geliştirmek amacıyla düzenlediği 'Krizlerde İtibar Yönetimi' başlıklı panelini Akra Barut Otel'de gerçekleştirdi. Panelin açılışında konuşan ANSİAD Başkanı Erdoğan, kişilerin, kurumların, devletin ve ülkenin itibarının birbirleriyle ilişkili olduğunu söyledi. İtibarı yüksek bir ülkenin şirketlerinin de itibarlı olacağını kaydeden Erdoğan, "İtibar bir işletmenin en önemli sermayesidir, marka gücünün önemli bir parçasıdır. İtibar, bir kurumun ve devletin gücünün en önemli unsurlarından birisidir. İtibar milli servet unsurudur" diye konuştu.

Antalya gibi turizmin hayati anlam taşıdığı bir kentte itibarın apayrı yere sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, hizmet sektöründe itibarın sanayi sektöründen çok daha önemli olduğunun altını çizdi. Turizmde ülke itibarının da önde gelen konulardan biri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, dünyada itibar ölçümü yapan Uluslararası İtibar Enstitüsü'nün ölçümlerine göre Türkiye'nin 55 ülkenin yer aldığı listede 39'uncu sırada belirlendiğini söyledi. Türkiye'nin yerinin kötü olmadığını, ancak daha üst sıralarda olunması gerektiğini dile getiren Erdoğan, "Dünyada demokrasi, eğitim, şeffaflık, güven gibi konularda ilk sıralarda olan ülkeler itibarda da önde oluyor" dedi.

Erdoğan, bununla birlikte ülkelerin ekonomik ve sosyal krizler yaşadığı dönemlerde değerler krizinin de baş gösterdiğini dile getirdi. Kriz dönemlerinde güven ve itibara önem verilmemesinin krizin derinleşmesine ve herkesin yara almasına neden olacağına dikkat çeken Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kriz zamanlarında artan güvensizlik zincirleme olarak herkesi etkiler. Türkiye'de çek konusunda yaşadığımız sıkıntı bu konuda bir örnektir. Son zamanlarda 'filan şirket batıyor, falan şirketin çeki dönmüş' gibi dedikoduların ne kadar zararlı olduğunu çoğumuz gördük. Böyle bir güvensizlik karşısında en güçlü şirket, hatta sektör bile sebepsiz yere zor duruma düşebilmektedir. Dolayısıyla şirketlerin ve sektörlerin her tür dış etkiyi, güvensizliği bertaraf edecek şekilde itibarlarını korumaları gerekmektedir."

Panel öncesi konuşan İtibar Enstitüsü Başkanı Orhan Samast ise artık şehirlerin de itibar endekslerinde yer almaya başladığını, şehirlerin itibarlarının konuşulduğunu söyledi. Son dönemdeki gelişmelerle şehirlerin dünya ekonomisinde ciddi pay alan ve sınırları büyüyen bir yapıya evirildiğine dikkat çeken Samast, "Artık şehirler daha fazla krizle daha çok ekonomik konularla iç içe olacak. Şehirlerimizin taşıdığı ekonomik ve jeopolitik risklerle birlikte iklim değişikliği gibi, savaşlar gibi krizlerin her an kapıya dayanabilir olduğu gerçeğini görmemiz ve bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor" diye konuştu.  DHA

 

Editör: TE Bilisim