Son dönemde, İran’da hapiste bulunan kadın hakları aktivistlerinin infazları protesto ettikleri bildirildi. Aralarında Nobel ödüllü Narges Mohammadi'nin de bulunduğu mahkumların, gerçekleştirdikleri infazlara karşı seslerini yükseltmeleri sonucunda dövüldükleri ifade edildi. İran'da hapiste bulunan siyasi mahkumların durumuna dair endişeler artarken, Temmuz ayında İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın seçilmesinin ardından idamların sayısının arttığı bildirildi.
Temmuz ayında, en az 87 kişinin idam edildiği bildirildi. İdam edilenler arasında, “Kadın, Yaşam, Özgürlük” protestolarına katıldığı gerekçesiyle idama mahkum edilen genç bir adam olan Reza Rasaei de yer aldı. İnsan hakları örgütleri, Mahsa Amini’nin gözaltında ölümü ve sonrasında ülke çapında yaşanan büyük protestolar öncesinde yeni infazların gerçekleştirilmesinden endişe ediyor.
Kadın Siyasi Mahkumlar
İran’daki Evin hapishanesinde şu anda yaklaşık 70 kadının siyasi mahkum olarak tutulduğu bildiriliyor. Bu kadınlardan ikisi, İranlı Kürt gazeteci Pakhshan Azizi ve kadın hakları aktivisti Sharifeh Mohammadi, ölüm cezasına çarptırıldı. Varisheh Moradi ve Nasim Gholami Simiyari adlı iki aktivist de aynı suçlamalarla karşı karşıya, ancak ölüm cezası alıp almayacakları henüz belli değil.
İran İnsan Hakları Merkezi Uyardı
İran İnsan Hakları Merkezi (CHRI), çok sayıda kadın siyasi mahkumun “sahte suçlamalar” nedeniyle idam edilme riski altında olduğunu belirtti. CHRI İcra Direktörü Hadi Ghaemi, İran yetkililerinin, geri adım atmayı reddeden kadın hareketini susturmak için umutsuz bir girişimle bu kadınları darağacıyla tehdit etmeye çalıştığını ifade etti.
BM'nin Raportörleri ve Azınlıklar Üzerindeki Etkiler
Birleşmiş Milletler'in bu ay İran’a gönderdiği bilgi toplama heyeti, azınlıkların Eylül 2022 protestolarından bu yana infazlarda görülen çarpıcı artıştan orantısız bir şekilde etkilendiğini ve etnik azınlık kökenli kadınlara karşı çok sayıda ölüm cezası verildiğini bildirdi. Aktivistler, kadın hakları aktivistlerine yönelik baskının, uydurma suçlamalar ve zorla itiraflar yoluyla uzun süreli hapis cezaları şeklinde devam ettiğini vurguladı.