Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, “iklim krizi veya değişimi, atmosferde sera etkisi yaratan gazların oranının yükselmesi ile yer kabuğu ve denizlerin ortalama sıcaklığının artması demek. Fakat makûs kader de değil” diyerek önemli tespitlerde bulundu.

 

    Başkan Düzen şöyle konuştu: 

    “Sorumlusu petrol, kömür ve doğal gaz tüketimi, endüstriyel tarımdan kaynaklanan karbondioksit, ormanların yok edilmesi, sanayi tesislerinin hızla artması, enerji ve maden şirketlerinin faaliyetleri. Görüldüğü üzere, sebepler çok tanıdık. Milyarlarca insanın açlığına ne sebep oluyorsa iklim krizine de aynı şeyler neden oluyor diyerek; “Hem tarımın hem de turizmin başkenti konumundaki Antalya’mızın iklim krizine karşı tedbirleri en üst düzeyde olmalıdır. Gerek hükümetten gerekse yerel yönetimlerden Antalya’mızın geleceği için iklim değişikliğine karşı özel çaba bekliyoruz.”

 

‘ÇEVRE POLİTİKALARI GÖZARDI EDİLİYOR’

    Başkan Düzen şöyle devam etti: 

    “Dünyada kimi devletler ve kuruluşlar küresel ısınmaya dolayısı ile iklim değişikliğine çözüm üretmek için çalışmalar yapmaktadır. Ülkemiz de bu çalışmalara destek olmakta ancak bu konuda önemli bir aktör olarak ön plana çıkamamaktadır. Çünkü Türkiye’nin büyüme ve enerji politikaları ile cari açık problemi iklim ve çevre politikalarını göz ardı etmesine neden olmaktadır. Ülkemiz kalkınma konusundaki açığını öncelikli olarak merkeze almakta ve iklim politikalarında bütünlüklü bir kamusal eylem ortaya koyamamaktadır. Bazı gelişmiş ülkelere nazaran iklim krizi yeterince tanımlanmamış, mücadele yöntemleri kurumsallaşmamış ve bir değer sistemi oluşturulamamıştır. Devletin kalkınma politikalarına odaklanması sanki karşıt bir düzen talebi gibi algılanan çevre ve iklim politikalarına eğilimi kısıtladığını görmekteyiz.”

 

‘ACİL EYLEM PLANI OLUŞTURULMALI’

    Saadetli Başkan Düzen sözlerini şöyle noktaladı: 

    “Öncelikli olarak merkezi yönetimin iklim sorunlarıyla ilgili olarak uluslararası toplumda etkin bir rol almasını beklemekteyiz. Ülkemizin iklim siyaseti kalkınma öncelikli değil, çevre sorunlara çözüm üretecek mahiyette belirlenmelidir. İklim siyasetinin belirlenmesinde tüm siyasi partilerin ve ilgili STK’ların katkısı dikkate alınmalıdır. İklim siyasetinin uygulanmasında milli bir bilinç oluşturulmalıdır. Bu amaçla eğitim-öğretim müfredatında çevre bilinci daha fazla ve etkin bir şekilde yer almalıdır. Çevre konusunda duyarlı bir denetim sistemi getirilmelidir. Kısa, orta ve uzun vadede iklim politikası en kısa zamanda belirlenmeli özellikle kuraklığa karşı acil eylem planı oluşturulmalıdır.”

 

    Akdeniz Gerçek Haber Merkezi

 

Editör: TE Bilisim