Antalya'nın tanınmış çevre mühendisi Cem Arüv, su arıtma cihazlarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Arüv, bu cihazların bilinçsiz kullanılması durumunda insan sağlığı açısından doğru bir uygulama olmadığını belirtti. Su arıtma cihazlarının artan kullanımına dikkat çeken Arüv, “Neredeyse herkes arıtma cihazına yöneldi, damacana suya 100-120 lira vermemek için” dedi.
Arüv, insan vücudunun %70-84'ünün sudan oluştuğunu ve bu nedenle suyun vücut için kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı. Kan ve kemiklerdeki su oranı hakkında bilgi veren Arüv, suyun sertlik derecesinin önemine değindi. Avrupa Birliği ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen standartlara göre, içme suyunda en az 15 Fransız sertliği bulunması gerektiğini belirten, Arüv, “Şimdi, normal şartlar altında o suyun içerisindeki magnezyum, kalsiyum gibi mineraller suya sertlik veren mineraller. Bu sertlik ölçüsü de kalsiyum karbonat sertliği olarak ifade edilir. 10 miligram litredeki kalsiyum karbonat, bir Fransız sertliğine eşittir. Avrupa Birliği'nde en az 15 Fransız sertliği suda olması istenir, yani 1 litre suya 150 miligram litrelik kalsiyum karbonatın olması istenir. Dünya Sağlık Örgütü'nde de en az 10 miligram, yani 100 miligram litrelik kalsiyum karbonatın suda olması istenir.” İfadelerini kullandı.
PH KONTROLÜ YAPTIRILMALI
Arüv, insanların bilinçsizce su arıtma cihazları aldığını ve bu cihazların pH kontrolü ile birlikte kalsiyum ve magnezyum minerallerinin de düzenli olarak kontrol edilmesi gerektiğini belirten Arüv,” Normal içme sularında 7.5-8.5 pH'ları bazlık açısından kabul edilir. 7'nin üstündekiler daha bazik anlamına gelir, 7'nin altı asidik anlamda değerlendirilir. 7.5-8.5 arasındaki sularda, magnezyum ve kalsiyum karbonat bileşiklerinin olduğu düşünülür. Vardır da zaten. Şimdi siz 15 Fransız sertliğinin altına, 10 Fransız sertliğinin altına suyu düşürdüğünüzde, suyun içerisindeki bu kalsiyum ve magnezyumu çekip alıyorsunuz. İyon değiştirme yöntemleri var biliyorsunuz; aktif karbon reçine sistemleri arıtma cihazlarında kullanılıyor. Siz bu kalsiyum ve magnezyumu çekiyorsunuz. Biz bunu sanayide istiyoruz. Neden istiyoruz? Sıfır sertlikte su dediğimiz için kullanırız. Örneğin, bu suyun içinde hiçbir mineral olmasın ki ben bu suyu koyduğum yerde suyun saflığından faydalanırım mantığıyla hareket ederiz. Ya da makine, alet ve ekipmanların yoğun kullanıldığı otellerin makine dairelerinde sıfır sertlikte su kullanılır. Çoğu yerde 0-5 Fransız sertliğinde sularla işlemler yapılır.” dedi.
“İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI”
Son dönemlerde damacana suyu fiyatlarının yükselmesiyle insanların arıtma cihazlarına yöneldiğine dikkat çeken Arüv, “Son dönemlerde damacana sularının fiyatlarının anormal bir şekilde yükselmesiyle insanlar bu yöne yöneldi. Ama suyun doğru arıtılmaması, Avrupa Birliği standartları ve Dünya Sağlık Örgütü'nün standartlarına uygun olmayan suyu kullanmak, sağlık problemleriyle karşılaşma ihtimalimizi artırabilir. Bunu göz önünde bulundurmalıyız. Kafamıza göre "Kim var? Arıtmacı şu var, gidelim şundan alalım." dememeliyiz. İlk taktırdığınızda mevcut suyunuzun kalitesini net bir şekilde bilmeniz, arıtma çıkışındaki suyun da kalitesini mutlaka ölçtürmeniz gerekir. Hangi seviyelerde Dünya Sağlık Örgütü'nün ve Avrupa Birliği standartlarının sağlanıp sağlanmadığını kontrol etmeniz lazım. Çünkü bunu sağlamadığınız takdirde, siz sağlığınız için bir şey yapmıyorsunuz; arıtma cihazlarını taktırmak, evlerde kullanmak için esas itibariyle bu tarz suyla çalışan makinelerin kireçlenmesini önlemek için kullanılır. Örneğin, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi gibi. Ama insan sağlığına döndüğünde, bu suyu içtiğimizde, yani sertliği 15 Fransız sertliğinin altındaki bir suyu içtiğimizde, bu su insan sağlığına zararlı hale gelir. Başta böbrekler olmak üzere, son derece zararlı bir suyu içmiş oluruz. Bu yüzden düzenli olarak kontrol yapılması gerekir.” şeklinde konuştu.
“SAĞLIĞIMIZIN BAŞLICA KATİLİ OLMAMALIYIZ”
İçilen suyun kontrolünü yapılması gerektiğini vurgulayan Cem Arüv, “Kontrolü yapmadığımız hiçbir suyu içmemeliyiz. Damacana suya para vermemek için arıtma cihazı alıyoruz, ama almış olduğumuz arıtma cihazları sağlığımızın başlıca katili olmamalı. Buna çok dikkat etmeliyiz. Arıtma cihazlarının evlerde kullanılması, bu gelişmelerle birlikte anormal derecede arttı. Neredeyse herkes arıtma cihazına yöneldi, damacana suya 100-120 lira vermemek için. Ancak bu cihazların kullanımının da kontrol altında olmaması ciddi anlamda sorunlara neden olabilir. Bununla ilgili olarak hazır kitler var. Bu kitlerle siz sertlik ve pH kontrolünü evinizde yapabilecek durumdasınız. Temin etmeli ve düzenli olarak en azından haftada bir bu suyun sertliğini ve pH'ını kontrol etmeliler. Eğer çok düşük sertlikteki bir suyu yemek yapımı dahil olmak üzere kullanacak olursanız, çok ciddi sıkıntılar meydana getirebilir.” dedi.