Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, özellikle hipertansiyon ve kalp hastaları için tuz tüketimi konusunda önemli uyarılarda bulundu. Salça yapımında kullanılan yüksek tuz oranının ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini belirten Dr. Sarıkaya, bu tür yemeklere ekstra tuz eklemenin tehlikeli olabileceğini ifade etti. "Salçalı yemeklere asla ekstra tuz koyulmamalı ve tüketilen tuz miktarına dikkat edilmelidir," dedi.
Dr. Sarıkaya, salçanın faydalı bir besin olduğunu, ancak içeriğindeki tuz oranının göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Özellikle kalp, tansiyon, damar hastalıkları ve böbrek sorunları olan kişilerin, ev yapımı salçalarda kullanılan yüksek miktardaki tuza dikkat etmeleri gerektiğini belirtti.
Günlük Tuz Tüketimi 5 Gramı Geçmemeli
Sağlıklı bireylerin dahi günlük tuz tüketimlerini sınırlamaları gerektiğini ifade eden Dr. Sarıkaya, dünya sağlık örgütünün önerisi doğrultusunda bir insanın günlük tuz tüketiminin 5 gramı geçmemesi gerektiğini belirtti. "Ev salçasından vazgeçemeyenler, az tuzla yapılmış salçaları cam kavanozlarda vakumlayarak buzdolabında saklayabilirler," dedi.
Dr. Sarıkaya, tüketilen tuz miktarına dikkat edilmesi gerektiğini yineleyerek, "Doğal ev yapımı salçalar sağlıklı gibi görünse de, yanlış kullanıldığında sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu yüzden hem sağlıklı bireyler hem de özellikle tuzsuz diyet uygulayanlar, tuz tüketimine özen göstermelidir" dedi.
Salça Nedir?
Salça, domates veya kırmızı biberin çeşitli işlemlerden geçirilerek üretilen, koyu kırmızı renkli, uzun ömürlü ve tuzlu bir gıda ürünüdür. Türk mutfağında önemli bir yere sahip olan salça, yemeklere hem lezzet hem de renk katmak için kullanılır. Yaz aylarında daha bol ve lezzetli olan domates veya kırmızı biber, salça yapılarak diğer aylarda da tüketilebilir. Salça, çorbalardan et yemeklerine, böreklerden pidelere kadar birçok yemekte kullanılır.
Salça Kelimesinin Kökeni
Salça kelimesi, kökeni İtalyanca "salsa" sözcüğüne dayanmaktadır. İtalyancada "yemek suyu" veya "sos" anlamına gelen bu kelime, Türkçeye 1900 yılında Şemseddin Sâmi’nin Kamûs-ı Türkî adlı sözlüğünde "Domates sosu" olarak geçmiştir. Salsa sözcüğünün kökeni ise Latince "tuzlu" anlamına gelen salsus kelimesinin dişil hâli olan salsa'dan türemiştir. Salare fiili yani "tuzlamak", bu kelimenin kökenini oluşturur. Aynı kökten gelen kelimeler arasında salam, sos, sosis gibi gıda terimleri de bulunmaktadır.
Salça Çeşitleri nelerdir?
Domates Salçası
Domates salçası, Türkiye'de en yaygın olarak tüketilen salça türüdür. Domateslerin kabuklarından ve tohumlarından ayrılmasıyla elde edilen püre, kaynatılarak veya güneş altında kurutularak salça haline getirilir. Domates suyu şeklinde de kullanılabilen bu salça, birçok yemekte temel lezzet artırıcı olarak kullanılır.
Biber Salçası
Biber salçası, özellikle kırmızı biber kullanılarak üretilir. Saplarından ve tohumlarından ayrılan biberler, ezilip tuzlanır ve güneş altında kurutularak salça haline getirilir. Acı biber veya tatlı biber kullanılarak yapılan bu salça, özellikle et yemeklerinde ve sebze yemeklerinde tercih edilir.
Salça nasıl yapılır? Salça tarifi
Salça üretimi geleneksel olarak güneş altında kurutma yöntemi ile yapılmaktadır. Ancak günümüzde konserve salçalar genellikle fırınlarda kurutma yöntemi ile üretilir. Domates salçası üretiminde iki ana yöntem bulunur:
Sıcak İşleme: Domatesler parçalanıp hemen ısıtılır ve palperde pulp haline getirilir. Bu yöntemle daha renkli ve kıvamlı bir salça elde edilir, ancak bazı çekirdeklerden geçen maddeler hafif bir acı tat verebilir.
Soğuk İşleme: Domatesler parçalanır, kabuk ve çekirdekler ayrıldıktan sonra ısıtılır ve tekrar inceltilir. Bu yöntemle, daha az kıvamlı ama lezzet açısından daha dengeli bir salça üretilir. Pektolitik enzimler sayesinde salçanın tadı daha iyi korunur.